Ç.Rizespor, üst üste oynamış olduğu deplasman maçlarının ikincisinde Adana’da Mersin İdmarnyurdu’na konuk oldu.

Yeşil-Mavililer, her iki yarıda kalesinde gördüğü gollerle mağlup olurken büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Bu görüntü ile de yaşatması normaldi. Üstüne hiç koyamayan, eksiklerini gideremeyen, mücadele etmeyen takımdan başka bir şey beklenemezdi zaten. Şimdi sormak lazım. Bir takım bu kadar temposuz oynar mı?, Bu kadar çok yan pas yapar mı?. Rizespor’un oyun kurucusu yok. Kıvançta olmayınca orta sahada hiçbir varlık gösteremedi. Oyun kuramayan bir takımda kimse sorumluluk almazsa Rizespor puan alabilir mi tabiki alamaz. Kanı ile Rizespor yavaşlık konusunda yarışa girseler di Rizespor geride kalırdı.

Yeşil-Mavililer, fizik konusunda da geride kaldı. Demekki yeterince yükleme yapılmamış. Bunun en güzel örneği de Lualua. İlk 45 dakikada oyunda kaldığı sürece sadece yürüdü. Temposuzluk, yavaşlık, ağır oynamak çabuk düşünememe güçsüzlükten kaynaklanıyor. Dün akşam bu futbolcuların topa vuracak gücü yoktu. Pas alışkanlığı yok. Her futbolcu rakibe tek tek basıp hepsi de teker teker oyundan düşüyor. Böylesine bir takımın değil puan alması gol atması bile mucizelere kalmış. Bir de Rizespor’un duran top rahatsızlığı. Geçen sezon gelen bu rahatsızlık bu sezonda devam ediyor. İlk golde bunun bir örneğiydi. Kornerden bu kadar basit goller yiyen bir takım korner atmayı bile beceremiyor. Takım kötü sinyaller veriyor. Mehmet Özdilek biran önce önlem almalı.