Resûlullah âşıklarını üzmemeli...

A -
A +
"Resûlullah âşıklarının temiz kalplerinden çıkan sözler, edebe, saygıya uygunsuz görünse de, bunlara bir şey dememelidir."
 
Mimârzâde Mehmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 934 (m. 1527)’de Haleb’de kadı iken vefât etti. Resûlullah efendimizi (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) vesîle ederek, Allahü teâlâdan bir şey istemek mevzûunda şunları anlattı:
Ebü’l-Abbâs Ahmed bin Muhammed Sûfî Vâ’iz Endülüsî anlatır:
Hicaz çöllerinde üç ay kadar dolaştım. Hiçbir varlığım kalmadı. Güçlükle Medîne-i münevvereye ulaştım. Hücre-i saadete yaklaşıp Resûlullah efendimize selâm verdim. Bir tarafa oturup uyudum. Rüyâmda Resûlullah efendimiz görünüp; "Ahmed geldin mi? Avcunu aç!" buyurdu. Avcumu altınla doldurdu. Uyandığımda elim altın dolu idi. Resûlullah efendimizin âşıklarının temiz kalplerinden çıkan sözler, edebe, saygıya uygunsuz görünse de, bunlara bir şey dememeli, susmalıdır. Buradaki edeblerden, saygılardan biri de susmaktır. Âşıklardan biri, Kabr-i saadetin yanında her sabah ezan okur, “Namaz uykudan daha iyidir” derdi. Mescid-i Nebî hizmetçilerinden birisi, “Resûlullah efendimizin huzûrunda terbiyesizlik yapıyorsun” diyerek bunu dövdü. Bu da; “Yâ Resûlallah! Yüksek huzûrunuzda adam dövmek, sövmek edepsizlik sayılmaz mı?” dedi. Çok ağladı. Biraz sonra döven kimsenin felç olduğu, eli ayağı tutmadığı görüldü. Üç gün sonra da öldü.
İbn-üs-Saîd anlatır: “Arkadaşlarımla beraber, Medine’de parasız kaldık. Ödünç isteyebileceğimiz tanıdık kimse de bulamadık. Hücre-i saadeti ziyâretten sonra; 'Yâ Resûlallah! Paramız bitti, yiyeceğimiz de kalmadı' diye arz edip bir kenara çekildim. Bir müddet sonra mescidin kapısından çıkarken, tanımadığım bir kimse elimden tuttu. Beni evine götürüp, ihtiyâcımızdan fazla hurma ve para verdi.”
Şerîf Ebû Muhammed Abdüsselâm Fâsî hazretleri anlatır: “Medine’de üç gün kaldım. Minber önünde iki rekat namaz kılıp; 'Ey yüce ceddim! Açlığa dayanamayacak hâle geldim!' dedim. Biraz sonra birisi gelip, bir tepsi yiyecek getirdi. Pişmiş et, tereyağı ve ekmek vardı. 'Bana biri yetişir' dedim ise de; 'Hepsini yiyiniz! Bunları Resûlullahın emriyle getirdim. Çocuklarım için hazırlamıştım. Rüyâda Resûlullah efendimizi gördüm. (Bir parçasını da, mesciddeki din kardeşine götür, yesin!) buyurdu. Hemen alıp geldim' dedi.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.