Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi, AKÜ İslami İlimler Fakültesi ve Afyonkarahisar Belediyesinin ortaklaşa düzenlediği Ramazanda İkindi Sohbetlerinde “Zamanın Hayatımızdaki Yeri ve Önemi” konulu bir konuşma yaptı.

 

Etkinlik, AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra söz alan Rektör Solak, zamanın çok pahalı bir kavram olduğunu belirterek “Hakikaten çok pahalı, geriye dönüşü yok. Bir daha alamayacağınızı şeyi gün, saat, dakika durmadan harcıyoruz. Şu anda da harcıyoruz” dedi. Solak, insanların kıyamette beş konuda hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağını ifade ederek “Kıyamet günü ademoğlu beş şeyin hesabını vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamaz denilmektedir. Bunlardan ikisi zaman. Bizlerin bu 5 şeyi gözden geçirmemiz lazım. Yine beş şeyin kıymetini bilmek gerekiyor. Bunlar hadisi şeriflerde yer almaktadır. Bunlara dikkat etmemiz lazım. Sağlık ve boş vakit birbirini tamamlıyor” dedi.

 

Depolanamayan, satın alınamayan tek şey zaman

 

Solak, zaman kavramını “Zaman, yerine konulması, geri döndürülmesi, yenilenmesi, depolanması, satın alınması mümkün olmayan bir kaynak.Zaman, hayat” olarak tanımladı. Hiçbir şeyin zamanın yerini tutmayacağını ifade eden Solak, zamanın kullanılmayan kısmının yok olup giden, önemli bir sermaye olduğunu söyledi. Solak sözlerine şöyle devam etti:

 

“Yapılacak her iş için gerekli, çok pahalı ve zamanı harcamak hayatı harcamak olarak tanımlanıyor. Kur’an-ı Kerim de ‘İnsan zamanı değerlendirme konusunda mutlaka hüsrana düşmektedir’ denilir. Zaman kavramının önem ve değerini insana verilmiş nimetlerin en büyüğü olduğunu Allah, Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde zamana yemin etmesinden anlıyoruz. Asr suresinde Allah zamana yemin eder. Yine bir hadisi şerif, zamanla sağlığı birlikte göstermektedir. ‘İki nimet vardır ki insanlar bunun değerini bilmezler. Biri sağlık diğeri de boş vakit’ Mevlana Hazretlerinde zaman, ‘Boyut, izafi, geçmiş, gelecek, dün, şimdi, yarın’ Necip Fazıl Kısakürek’te zaman; ‘Nedir zaman nedir? Bir su mu bir kuş mu? Nedir zaman nedir? İniş mi yokuş mu?’ Zamanın Necip Fazıl’da ki yankısı böyledir.”

 

Zaman karşılıksız ve geri ödemesi olmayan bir kredi

 

Solak konuşmasında zaman kavramını yazar Voltaire’in, ‘Dünyanın en uzun ve en kısa, en çabuk ve en yavaş, hem minicik parçalara bölünebilir hem de kitlesel. Bir yandan kıymeti bilinmeyip öte yandan üzünülünen, onsuz hiçbir şey yapılamayan küçük olan şeyleri yutuveren, büyük şeylere ise hayat veren mucizevi şeyi” olarak tanımladığını kaydetti. Konuşmasında ünlü düşünürlerin zaman kavramı ile ilgili anekdotlarına da yer veren Solak şunları söyledi:

 

“Zaman kavramına baktığımızda doğan her yeni gün karşılıksız ve geri ödemesi olmayan kredi değerinde. Her sabah hepimizin hesabına 86 bin 400 saniye yatırılıyor. Gün boyu istediğiniz kadar zamanı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Harcamayı başaramadığınız meblağ ertesi güne devir edilmiyor. Tekrarı yok, hiçbir bölümünü, her ne denli olursa olsun saklayamıyorsunuz. Ertesi sabah hesabınıza yine o kadar yatırılıyor. Dolayısıyla zaman kültürel ve psikolojik boyutu olan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Huzurlu bir ortamda severek ve isteyerek çalışıyorsak, zaman göreceli olarak çabuk geçiyor. Ama kaygılı bir bekleyiş içinde olduğumuzda ise bir türlü geçmek bilmiyor. Bu hafta nasıl geçecek diye kaygılanıyoruz. Eğer hafta size çok çabuk geçti gibi geliyorsa işinizi, gücünüzü seviyorsunuz demektir.”

 

Kur’an-ı Kerim’de zaman

 

Kur’an-ı Kerim’de zaman ve dehr kavramlarının önemine vurgu yapan Solak, “Zamanla birlikte Kur’an da anılan kavram dehr’tir. Az olsun çok olsun zaman anlamındadır. Alemin varlığının başlangıcının, sonuna kadar olan müddeti tarif ediyor. Uzun uzadıya ebediyet olarak tarif ediliyor. Cürcani’ye göre derh zamanın batınıdır. Ezel ve Ebed onda birleşmektedir. Derh kavramının zaman ile aynı mana ifade ettiği söylenmişse de Arap dil alimlerinden Ragıp El İsfehani der ki, ‘Bütün uzun sürelerin derh olarak isimlendirildiğini, zamanın ise böyle olmayıp az ya da çok olabileceğini söyler. Diğer taraftan Halid Bin Yezid bu görüşe karşı çıkarak diyor ki, ‘Yaşın, kurunun zamanı olur. Meyvenin zamanı olur. Sıcağın, soğuğun zamanı olur. Zaman iki aydan altı aya kadar olabilir. Derh ise süresizdir’ demiştir. Zamanla, delh Kur’an-ı Kerim de ayrı olarak tanımlanıyor. Derh kavramı Kur’an’da iki ayrı yerde geçmektedir. Zaman süresi az süreye çok süreyi dermektedir” şeklinde konuştu.

 

Gündelik hayatta en çok zaman harcanan alanlar hakkında bilgi veren Solak, gereksiz e-posta okuma, internet başında geçirilen zaman, işyerlerinde yapılan uzun kahvaltılar, ziyaretçiler, telefon görüşmeleri, yöneticilerin astlarının hatalarını düzeltmeleri, öğle tatillerini uzatma, sigara molaları, televizyon başında geçirilen vakit gibi konulara zamanı iyi değerlendirme bakımından dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

 

Hedefler öncelendirilmeli

 

Zamanın iyi kullanılması için hedeflerin belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Solak, “Hedefler belirlenip öncelendirilmeli, öncelikler listelenmeli, hedefler gözden geçirilmeli ve revize edilmeli, zaman planlanmalı, aşırı bilgi yüklenmenin önüne geçilmeli” dedi. Zamanı kullanmanın herkes için olduğu gibi yöneticiler için de önemli olduğuna işaret eden Solak, “Bu, yöneticiler için de önemli. Biz de hata yapıyoruz. Aşırı bilgi yüklemenin önüne geçilmeli. Zaman kaybettiren işler derhal yok edilmeli. Başkalarının yapacağı işler mutlaka onlara devredilmeli. Boş vericiliğin üstesinden gelinmeli. Zamanı etkin kullanacaksak, bu kavramlara dikkat etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

 

Zaman hırsızlarından korunmak gerekli

 

Vaktin iyi değerlendirilmesi noktasında zaman hırsızlarından korunmanın önemine değinen Solak en büyük zaman hırsızları arasında plansızlığı ve erteleme alışkanlığını saydı. Solak şöyle dedi:

 

“Kendiniz, eşiniz, çocuğunuz veya çevreniz veya idareci, bir şey söylediği zaman erteliyorsanız, tuzağa düştünüz. Karar alma sorunları, yetki devredememek. Talimat verme sorunları, teknolojik cehalet, teknolojiyi kullanamamak.  Gündemsiz ve verimsiz toplantılar, iletişim sorunları, aşırı titizlik, aynı anda birçok işle uğraşmak, maymun iştahlı olmak, gereksiz telefon görüşmeleri yapmak, durmadan sohbet etmek, dağınık büro ve masa düzeninizin dağınık olması zamanın tuzakları. Devamında ise öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak, açık kapı politikası, gelene hayır diyememek. Hayır, yapamam, bir bakalım diye tasnif edilmesi gerekiyor. Acelecilik. Kendini gereğinden fazla işe vermek. Kırtasiyecilik ve verimsiz okumak. Netleşmemiş hedefler. Öze inememe. Detayla fazla uğraşma.  Bunlar zamanın tuzakları. Başka ne var? Biraz daha organizasyon açısından, iş önceliklerini ve organizasyonun iş akışını etkin kullanamamak, toplantı yönetiminden haberdar olmamak.”

 

Erteleme ölümcül bir zaman hırsızıdır

 

Erteleme alışkanlığının en hızlı biçimde bırakılması gerektiğinin altını çizen Solak, ertelemenin zamanın en tehlikeli tuzaklarından biri olduğunun altını çizdi. Solak, “Gerçekten, önemli ve hayatı işlerden ala koyan erteleme, kişinin kariyerini yıkabilecek, mutluluğunu bozacak ve hatta hayatını kısaltacak, her alanda başarıyı önleyen, gizli gizli zarar veren bir alışkanlık. Erteleme alışkanlığı en önemli zaman yönetimi tuzaklarından birisi. Hastaysanız, ilacı zamanında alacaksınız. Ertelemeyeceksiniz. Ezanı duyduysanız namazı zamanında kılacaksınız. Ertelemeyeceksiniz.  Düğünü, derneği, cenazeyi, ne yapacaksanız, ertelemeyeceksiniz. Ertelemek, herkese anonim bir talimat. Öğrenciyseniz, dersinizi zamanında çalışıp, sınava zamanında girip, güzel notlar alıp, gidip tatilinizi yapacaksınız. Bütünlemeye erteleme yok. Nedeni ne olursa olsun, erteleme ölümcül bir zaman hırsızıdır” ifadelerini kullandı.

 

Taş Medrese’de gerçekleştirilen sohbete AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yaramış, AKÜ Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Mustafa Güler ve çok sayıda vatandaş katıldı.