22 Nisan 2018 23:08

Reis, Barzani’ye bir görünse mi acaba (!)

Reis, Barzani’ye bir görünse mi acaba (!)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sabah gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas 24 Haziran’daki baskın seçimde bir sürpriz beklemiyormuş! Ama yine de AKP-Erdoğan için küçük bir ‘bilinmeyen’ varmış. O da “Kürt seçmenlerin ne oranda ve kimden yana olacağı”ymış (20 Nisan tarihli yazısı). Erdoğan, HDP’yi kast ederek “o partiyi sandığa gömün” talimatı vermiş ya, Barlas bu işin o kadar kolay olmadığını/olmayacağını gördüğü için Erdoğan’a Barzani’ye bir görünmeyi tavsiye ediyor. “Kuzey Irak Kürtlerinin lideri Barzani ile onların referandum sürecinde atılan aramızdaki köprülerin onarılması, herhalde gündeme gelmelidir” diyor.

Malum, 16 Nisan 2017 başkanlık/cumhurbaşkanlığı referandumundan hemen önce Erdoğan Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile İstanbul’da görüşmüş ve bu görüşmede Kürdistan bayrağı göndere çekilmişti. Bu görüşmeden sonra ülkede Barzani çizgisine yakın siyasi oluşumlar referandumda ya ‘boykot’ ya da ‘evet’ tutumunu benimsemişti. Ayrıca o dönem Kürtlerin azımsanmayacak bir kesiminde Irak’la ilişkileri gergin olan Kürdistan’ın olası bağımsızlığının Erdoğan tarafından destekleneceği beklentisi oluşmuştu. Ancak birkaç ay sonra Barzani, Kürdistan bölgesi için ‘bağımsızlık referandumu’ yapacaklarını (25 Eylül 2017) ilan edince işin iç yüzünün böyle olmadığı görüldü. Referandumdan önce Kerkük meclisinin kararıyla Kerkük’e Kürdistan bayrağı asılınca adeta savaş hali ilan edildi. Erdoğan’ın küçük ortağı (Bahçeli) Kerkük’ü 82. vilayetimiz ilan etti. Erdoğan, Kürdistan referandumuna karşı İran’la askeri ve siyasi işbirliğini geliştirdi. Bu işbirliğiyle sürdürülen saldırganlığın bir sonucu olarak referandumdan sonra Kerkük başta olmak üzere Kürtlerin IŞİD ile mücadele sürecindeki bütün kazanımları ellerinden alındı. Erdoğan, artık Barzani yerine Irak merkezi yönetimini muhatap almaya başladı.

Hal buyken acaba Erdoğan, Barzani’ye ne diyecek, atılan köprüleri nasıl onaracak?

Mesela “Hacı, biz ettik sen etme, gel barışalım” mı diyecek? Yoksa “biz yanlış yaptık aslında bağımsızlık sizin hakkınız” mı diyecek? Derse kim inanacak?

Daha 3 gün önce “çocuklar ölmesin” dediği için Ayşe öğretmen bebeğiyle birlikte cezaevine girdi. Kürtler için sembol isimlerden Osman Baydemir’in (Selma Irmak ile birlikte) milletvekilliği düşürüldü. Yapılan operasyonla yüz elli bini aşkın Kürdün Afrin’den göçertilip kentin yağmacı ÖSO çetelerine teslim edilmesinin üzerine ise çok değil, sadece bir aydan biraz fazla bir zaman geçti.

Sonra ortada sanki hiçbir şey yokmuş gibi Erdoğan’ın akıl hocalarından biri çıkıp “Barzani’ye gülücük atalım, el ense çekelim, aramızı düzeltelim” diyor. Çünkü AKP-Erdoğan’ın dün kendilerine oy veren milliyetçi-muhafazakâr Kürt seçmeni de büyük oranda kaybettiğini görüyor. Siz bakmayın, Mehmet Barlas’ın “sürpriz yok” diyerek durumun kontrol altında olduğu havasını yaratmaya çalışmasına. O, “Reis, Barzani’ye bir görünse” diyerek aslında Kürtleri kaybetmenin korkusunu açığa vuruyor!

Daha önce defalarca belirttik: Elbette Kürtler sınıfsız zümresiz kaynaşmış bir kitle değiller. Kürtlerde de farklı sınıflar, çıkarlar ve siyasi görüşler var. Dolayısıyla Kürtler içinde de korucu aşiretlerden AKP’nin MHP ile ittifakının avukatlığına soyunan Galip Ensarioğlu gibi Türk sermayesi ile kader birliği yapmış sermaye çevrelerine ve kimi dini tarikat-cemaatlere kadar AKP ile çıkar birliği halinde olan kesimler bulunuyor.

Peki, AKP hangi Kürtleri kaybetti?

Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor: ‘Kürt seçmen’ derken Kürtlerin ulusal aidiyeti ve bu temelde istemleri olan kesimlerinden söz ediyoruz. Çünkü Kürtlük, bir ulusal kimliği ifade etmektedir.

İşte AKP-Erdoğan, HDP’lisinden Barzanicisine ve muhafazakârına kadar Kürtlerin kendilerini ulusal kimliğiyle tanımlayan ve bu temelde istemleri bulunan kesimlerini kaybetti. Dün bu Kürtlerin HDP-DBP-DTK çizgisinde olmayan kesimlerini etkileyebiliyor ve 16 Nisan referandumunda olduğu gibi oylarını alabiliyordu. Ve hatta HDP-DBP-DTK çizgisindeki Kürtlerin azımsanmayacak bir bölümünde bile çözüm konusunda bir beklenti yaratabiliyordu. Bugün işte artık yapamaz hale geldiği, kaybettiği şey budur. Hangi görüşten ya da inançtan olursa olsun Kürtlerin ulusal uyanış içindeki kesimlerinin-ki bunlar Kürtlerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor- artık AKP’den bir beklentisi kalmamıştır. AKP-Erdoğan’ın Kürtleri kaybettiğini söylerken işte söz konusu ettiğimiz budur.

Özcesi Erdoğan’ın iktidar hastalığı-tek adam iktidarı- onu sınırın içindeki ve dışındaki Kürtlerin düşmanı haline getirdi. Reis, Barzani’ye görünse de bu hastalığa artık Barzani’nin de yazabileceği bir reçete yoktur.

Geçmiş olsun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...