Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TBMM’deki gerilimli sürecini referanduma taşıyan Anayasa değişiklik paketinin dinamiği de şekillendi...

        Bugünden görülüyor ki referandum süreci, zembereği “milli ve demokratiklik” olan, kamplaşma zemininde yürüyecek.

        Pakete destek veren AK Parti ve MHP, CHP ve HDP’yi bir kutupta tanımlayıp, “Batıcılar ile terör yanlıları buluştu” söylemine yönelecek.

        CHP de bu kıskaçtan kendini kurtarmak için bütün kesimlere hitap eden, hatta MHP tabanında var olan “başkanlık sistemi karşıtlığını” coşturarak yanına çeken söylem ve eylemlere yönelecek.

        Bunun nedeni de Kadir Has Üniversitesi’nin son araştırmasının gösterdiği “başkanlık sistemine karşı olan ve destekleyen” tarafların % 34’te eşitleniyor olması.

        CHP, bundan dolayı parti kimliğini öne çıkarmak yerine, her politik düşünce ve rengi bir araya toplayan bir platform kimliğiyle propaganda sürecini yürütecek.

        Sandığa gitmeyerek AK Parti’ye dolaylı veya 2010’da yaptığı gibi “Yetmez ama evet” diyerek doğrudan destek veren liberal entelektüel kesimden de bu kez ciddi destek bekliyor.

        Bir anlamda Gezi’nin hareketinin ilk başlangıcında ortaya çıkan “laik, milliyetçi, demokrat, özgürlükçü ve çoğulcu” kesimlerin ittifakını canlandırmayı amaçlıyor.

        Küçük şehirler yerine, nüfusun daha çok olduğu büyük kentlere yoğunlaşmayı hedefliyor.

        ‘NO FİLMİ...’

        Bundan olsa gerek, CHP’de hemen herkes Şili’de Pinochet iktidarının sonunu getiren 1988’deki referandumu anlatan “No...” (Hayır) filmini izliyor.

        Film, parlak bir reklamcının, sol kesimi klasik politikasının ötesinde referandum kampanyası önermesiyle başlıyor.

        Reklamcı genç Saavedra, propagandasını, “birlik beraberlik içinde demokrasiye geçmek” yerine, “herkesin mutlu ve huzurlu hayat sürdüğü yaşam” zeminine oturtuyor.

        Renkli ve eğlenceli reklam filmleri ve cıngıllarla yürüttüğü propagandası sonunda referandumdan “Hayır” oylarının çıktığı gerçek olaya dayanıyor.

        ERDOĞAN GERÇEĞİ

        MHP, 30 Nisan’a kadar tamamlaması gereken başlayan ilçe kongreleriyle aynı zamana denk düşen referandum propaganda dönemini tek başına sürdürmekte kararlı.

        MHP yönetimi, Anayasa paketine tabanından gelen güçlü tepkiyi de gözetiyor.

        AK Parti’nin referandum sürecindeki en önemli kozu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan...

        Geçmiş seçim ve referandum süreçlerinde olduğu gibi sandıktan bir kez daha “Evet” çıkaracağına inanıyor.

        AK Parti’nin konuyla ilgili etkin isimleriyle sohbetimizdeki sözlerine bakılırsa, AK Parti daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan odaklı propaganda yürütecek.

        Erdoğan’ın kitleler üzerindeki etkisinden yararlanacak.

        Hatta ülkenin bir yanında Erdoğan’ın düzenlediği miting bittiği anda, Yıldırım’ın diğer tarafında başladığı, medya ekranlarının sürekli kendisine kilitlediği propaganda yapacak.

        OHAL sürecinde gerçekleşecek propaganda sürecinin iktidar lehine avantajları da görülüyor.

        Son dönem belediye ve teşkilatına yönelik operasyonlarla karşılayan HDP ise şu aşamada mitingler yerine, geçmişte de başarılı olduğu ev sohbetlerine yönelme eğiliminde...

        Ancak referandum sürecinin son dönem tehdidi yükselen çok odaklı terör nedeniyle zor geçeceği de görülüyor.

        Ekonomi ve terörün referanduma büyük etkisinin olacağını iktidarın en etkili isimleri de kabul ediyor...

        Diğer Yazılar