Referandum: Bir ‘otopsi’

24 Nisan 2017 Pazartesi

Sonuçların niteliği, katılanların, siyasi aktörlerin eğilimleri belirginleşti. Artık bir “otopsi” yapmayı deneyebiliriz.
 
Gerçekler ve fanteziler
Gerçekler: Bu referandum OHAL altında yapıldı, hile yaygındır; öyleyse, meşru sayılamaz, sonuçlar yasal değildir. Erdoğan’ın liderliğindeki siyasal İslam bu referanduma bir “cihat” ruhuyla girmiş, varını yoğunu arzusunun arkasına koymuştur. AKP salt bir parti değildir, aynı zamanda bir hareketin temsilcisi, bir projenin aktörüdür. Şimdi bu projenin içerdiği, toplumsal dönüşümler hızlanacaktır. Bu parti ve liderliği her seçimde “gerekeni yapar ve kazanır” (bir sınıf iktidardan seçimle uzaklaştırılamaz)! CHP bir deneyimden daha yenilgiyle çıkmıştır.
Fanteziler:‘Hayır’, aslında kazanmıştır”; “CHP kendi oy tabanından fazlasına ulaştı”; “Yüzde 20’lerdeki oyunu yüzde 40’lara çıkardı”; “Erdoğan kazandı ama şimdi işi daha zor”; “2019’da görülecek hesabımız var”; “CHP... Gazi Meclis’i sonuna kadar koruma kararı...”. Bu kadar hile ve yalandan sonra bu “diniman sahibi, namazında niyazında insanlar…”
Bu fanteziler, bu [G]erçeklerin ağrılarına katlanmaya yardım ediyor, Erdoğan liderliğindeki AKP’de temsil edilen siyasal İslamın iktidarını destekliyor.
Yukardaki [G]erçeklerin AKP ve siyasal İslamla ilgili parçasına geçen hafta kısaca, son iki kitabımda (Tekin Yayınevi) da ayrıntılı olarak değinmiştim. Bu yazımda, daha çok CHP üzerinde durmak istiyorum.
 
2019 – ‘Gazi Meclis’ filan...
Dün, Erdoğan’ın yolunu açan kıdemli bir siyasetçi, bugün “tarihi kırılmayı” futbol maçına indirgeyerek, 2019’da bu yenilginin rövanşını almaktan söz ediyor; dün durumu anlamamıştı (başka ne diyebiliriz ki?), bugün de “anlamıyor”. Bu referandum, siyasal İslam dışındaki muhalif sesleri gerek, medya ve mahalle baskısıyla simgesel, gerekse de polis, mahkeme baskısıyla fiziki şiddet uygulayarak susturmaya, “kendi hakikat” rejimine uymayan yaşam alanlarını ve bedenleri imha etmeye kararlı, öznelliklerin üretildiği eğitim sistemini bu yönde dönüştürmekte olan bir iradeyi ve iktidarını konsolide etti.
2019 geldiğinde, bu iktidar, devleti, YSK değişmiş olacak mı? ‘Hayır’ diyenleri, “Keşke biz de ‘Evet’ verseydik” noktasına getirmekten söz eden akıl, değişecek mi? Bugün oyumuzu 40’lara çıkarttık, 2019’da rövanşını alırız iddiası, “Biz teslim oluyoruz, siz de bu referandumun sonuçlarını kabul edin” demenin ötesinde anlamsızdır.
CHP’nin oylarını arttırdığı savı ise dürüst ve doğru bir analiz değildir. Dürüst değildir, çünkü tüm “Hayır” oylarını CHP’ye mal etmektedir, “hayır” diyenlerin önemli bir kesimini (sol seçmenin, Batı’daki Kürt seçmeni) yok saymaktadır. Doğru değildir, çünkü bu kesim CHP’nin tüm geçmiş (HDP liderliğinin referandum sürecinde susturulmasına yol açan dokunulmazlıkların kalkması da dahil) hatalarının ayırdındadır. CHP’nin referandum sonrasında geliştirmekte olduğu teslimiyetçi tavır bu güvensizliği artırıyor. Bu kesimin 2019’da (o da eğer seçim olursa) CHP’yi destekleyeceği varsayılamaz.
Diğer taraftan “Gazi Meclis’i korumak”, içi boş bir iddiadır, teslimiyetin bahanesidir! Yeni anayasa, başkanın yetkileri, Meclis’te iktidar partisinin grubunu bile etkisizleştiriyor. Bu Meclis’te muhalefet grubuna “yeni rejimin incir yaprağı”,“konu mankeni” olmaktan öte bir işlev kalmıyor.
Erdoğan liderliğindeki Siyasal İslamın “oyunlarına”, iktidarına, en açık ihlallerine, siyasi ve hukuki “darbe”lerine ve yeni rejimine teslim olan CHP, Cumhuriyet, Laiklik, demokrasi bayraklarını yere düşürdü. Şimdi, bu bayrakları yerden kim kaldıracak? Bu sorunun cevabı acilen bulunmazsa, korkarım, yakında kaldıracak kimse kalmayacak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları