TMMOB: Rantçı iktidar ve çevresi, Bağlar’da vatandaşların evlerine göz dikmişler

Diyarbakır Bağlar’da yapılması planan kentsel dönüşümle ilgili konuşan Maden Mühendisler Odası Başkanı Doğan Hatun, “Rantçı iktidar ve çevresi vatandaşların evlerine şimdiden göz dikmişler. Vatandaşın haklarının yasal dayanaklarla garanti altına alınması gerekmektedir. Bağlar’daki kentsel dönüşüm uygulamasının, Suriçi Bölgesinde yapılan kentsel dönüşüme benzetilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Türk Mühendis ve Odalar Birliği (TMMOB) Amed İl Koordinasyon Kurulu, Bağlar Kentsel Dönüşüm Projesi ile ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Maden Mühendisler Odası Başkanı Doğan Hatun, TMMOB olarak kentsel dönüşüm projesine karşı olmadıklarını ancak güvenlik ve rant amacı gütmeyen, halkı merkeze alan ve yerinde yapılacak dönüşümün şeffaf bir şekilde yürütülmesini istedi.

'7 BİN KİŞİ ETKİLENECEK'

“Bağlar, Diyarbakır’ın en büyük ve en kalabalık merkez ilçesidir” diyen Hatun, Bağlar’da yapılması planlanan kentsel dönüşüm projesi ilgili, “Özellikle köy boşaltma politikalarıyla birlikte yoğunca bir göç artışına maruz kalmıştır. Kırdan kente göçlerle birlikte tüm kentlerde olduğu gibi Bağlar da fiziksel, demografik, sosyo-kültürel, ekonomik ve sosyolojik değişime uğramıştır. Günümüzde ise orta ve alt gelir grubu olarak tanımlanan kesimin tercih ettiği bir yaşam alanıdır. Kaynartepe Mahallesi de yoğun nüfusa sahip Bağlar ilçesi merkez mahallelerindendir. 25.09.2020 tarih ve 3027 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayınlanan ve 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanunun 2. ve ek 1. maddeleri gereğince Kaynartepe Mahallesi riskli alan ilan edildi. Riskli alan kapsamına toplamda 53.000 m2 lik alan, 7.000 nüfus ve 1.354 adet hanenin alınacağı ve bu alanda kentsel dönüşüm çalışmalarının başladığı yetkililer tarafından beyan edildi” şeklinde bilgi verdi.

'PROJE NEDEN ŞİMDİ AÇIKLANDI?'

Meslek odalarına herhangi bir bilgi paylaşımında bulunulmadığını vurgulayan Hatun, “Kaynartepe kentsel dönüşüm projesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde, Bağlar Belediyesi ve projenin diğer bileşenleri ile bir ekip kurularak halka projenin anlatılacağı beyan ediliyor ancak proje çalışmalarının başladığı ilk günden sürece dahil edilmesi ve danışılması gereken biz meslek odaları ile herhangi bir bilgi paylaşımı yapılmamıştır. İlgili kurumlara konu ile ilgili yazdığımız yazılara ya cevap verilmedi ya da bilgi belge yok denilerek sürece dahil olmamız istenmedi. Yetkililer, projenin halka anlatılması için irtibat büroları kurulacağını ifade etmektedir. Kentsel dönüşüm projelerinin halka anlatılması değil halkın projenin her aşamasına dahil edilmesi gerekir. Ayrıca 1,5 yıldır ön hazırlıkların yapıldığı beyan ediliyor, peki bu neden şimdi halkla paylaşılıyor?” diye sordu.

‘KAYNARTEPE SURİÇİ’NE BENZEMESİN’

Kaynartepe’deki kentsel dönüşüm projesi için “Yerinde dönüşüm modeli ile isteyen evinin ya da işyerinin bedelini alıp çıkacak isteyen de burada kalacak. Tercih tamamen aziz milletimizin olacak” denildiğini hatırlatan Hatun, “Ancak bunun böyle yürütülmediğine Suriçi bölgesinde yapılan kentsel dönüşüm projelerinde de tanık olduk. İşin içine rant girince yerinde kalmayı tercih eden halkın sözleşmeleri dahi iptal edildi. Bu gibi mağduriyetlerin yaşanmaması için vatandaşın haklarının yasal dayanaklarla garanti altına alınması gerekmektedir. Bağlar’daki kentsel dönüşüm uygulamasının, Suriçi bölgesinde yapılan kentsel dönüşüme benzetilmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

'HAK SAHİPLERİ MAĞDUR EDİLMESİN'

Kaynartepe sakinlerine de uyarıda bulunan Hatun şunları söyledi: “Rantçı iktidar ve çevresi vatandaşların evlerine şimdiden göz dikmişler. Vatandaşların doğru kanallardan doğru bilgiye ulaşmadan her hangi bir protokolü imzalamamaları ve yasal haklarını araştırarak hareket etmelerinin doğru olacağını düşünmekteyiz. Biz TMMOB olarak, güvenlik ve rant amacı gütmeyen halkı merkeze alan ve yerinde yapılacak dönüşüme karşı değiliz. Bu nedenle, bu sürecin şeffaf yönetilmesini, projenin tüm süreçlerinin yerel halkla birlikte yürütülmesini, hak sahiplerinin mağdur edilmemesini, kentteki tüm dinamiklerin projenin bileşeni yapılmasını, dönüşüm alanında yeterli analizlerin yapılmasını ve bu analizler doğrultusunda yerelin ne istediğine odaklanarak çözümler üretilmesini gerektiğini söylüyoruz. Aksi takdirde her türlü yasal haklarımızı kullanacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.”