“Bütün kainatın mayesi muhabbettir. Bütün mevcudatın harekatı muhabbettir. Bütün mevcudattaki incizab Cezbe ve cazibe kanunları muhabbettendir.”(Sözler)
İnsanoğluna doğuştan verilen, sevgi merhamet ve vicdan gibi duygular Mübarek Ramazan ayı ile birlikte bir başka anlam kazanır.
Tutulan oruçların hürmetine kin, nefret, öfke ve tüm kötülükler zincire vurulur. İman, İslam’ın birinci şartı ve olmazsa olmazı.
İman etmenin ölçüsünü Peygamber Efendimiz (asm) şöyle ifade ediyor: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın.”
Selam muhabbete uzanan dostluk elidir. İman etmenin yolu sevmekten, sevgiye ulaşmanın yolu da selamdan geçiyor. Sevgi, şefkat ve merhametin yüreklerde var olmasının bir neticesidir. Yüreğinde zerre kadar şefkat ve merhamet olmayandan sevgi beklenmez. Huzur ve mutluluk sevgiyle olur ancak. Sevip sevildiği ölçüde lezzet alır insan hayatından. Sevgisizlik nefreti, nefret düşmanlığı doğurur. Gelin bu mübarek ayı bir fırsat bilip, içimize habis bir ur gibi çöreklenmiş olan Ve bizi insanlığımızdan çıkaran düşmanlık ve adavet duygularından arınalım
Velhasıl-ı kelam: “Muhabbete en layık şey muhabbettir. Yani hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi temin eden ve saadet-i beşeriyeyi temin eden ve saadete sevk eden muhabbet ve sevmek sıfatı, en ziyade sevilmeğe ve muhabbete layıktır. Ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi zir-ü zeber eden düşmanlık ve adavet, her şeyden ziyade nefret ve adavete ve ondan çekilmeğe müstehak ve muzır bir sıfattır. (Hutbe-i Şamiye)