Sağlıklı bir bünyede, temizlik ve arındırma sistemlerinin düzenli faaliyeti, devamlı ve kontrollü olduğu sürece, problem yaşanmaz. Vücut sağlığının güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için, müshillerle arındırılmasından daha etkili bir yolu, insan henüz bulamamıştır. Bu yol, sağlığın korunması ve hayatın huzuru için, uygun zamanda kolay uygulanabilecek bir hijyen kaidesidir. Vücudun, biriken safra atıklarından arındırılması için, denenmiş yöntemlerden bazılarını tarif etmek faydalı olacaktır.

BİRİNCİSİ: Safra yolları atıklarından arınmak için; süzülmüş yoğurdun suyu alınarak, akşamdan suda ıslatılmış bir miktar temirhindi ile karıştırılır. Sabah aç karna, 3 veya 7 gün içmeye devam edilir. Bununla vücut arındırıldıktan sonra, 1-2 gün bal ve limon karıştırılarak içilir. Bu ise en etkili yoldur. Beslenme için gıda olarak, kepekli kırık buğdayın süt veya yoğurtla karıştırıldıktan sonra, hazırlanan çorba çeşididir. Yalnız bu çorba ile beslenerek, 7 gün diğer gıdalardan uzak durulur. Bu uygulamadan sonra, 5 gram sinameki, 10 gram toz sarı helile balla karıştırılarak, yenir. İyi bir müshil olup, denenmiş faydalı bir uygulamadır.

İKİNCİSİ: Atıklarla kanın kirlenmesinden arınmak için, ev yapımı organik sirkeden, her sabah aç karna bir fincan içilir. Sonra bir ekşi nar yenir. Diğer yemeklerden çok az yiyerek, bu diyete üç gün devam edilir. Ayrıca hacamat yaptırırsa, daha faydalı bir uygulama olur.

ÜÇÜNCÜSÜ: Akciğerleri balgamdan arındırmak için; 6 diş sarımsak, soyulduktan sonra, iyice ezilir. Bal ile karıştırıldıktan sonra, aç karna yenir. Bu uygulamaya 3 veya 7 gün devam edilir. Bunları kullanan herkese, Allah’tan (cc) fayda ve şifa diliyorum.

Vücut sağlığını korumanın temel kaidelerinden ve tıbbın ana prensiplerinden olan, “Sağlıklı durumda iken, bu hali koruyup sürdürmek, hastalık halinde ilâç kullanmaktan daha hayırlıdır. Akıllı kişi odur ki, sıkıntılı hallere düşmemek için, iyi halini tedbirlerle sürdürebilen ve bu şekilde sonunda, huzur, afiyet ve selâmete kavuşabilendir.” Bilindiği gibi tıp iki kısma ayrılır. Birincisi; mevcut sağlığı koruyup, sürdürmek yani koruyucu hekimlik (profilaktik), diğeri ise hastalanan bünyenin, eski sağlığına kavuşabilmesi için, gerekli olan tedavi edici (terapötik) dallardır. İ’LEM; mevcut sağlığı korumada vücudun, uyulması gereken temel kaidelerinden olan dengeli ve sağlıklı beslenme, bedenin düzenli hareket ettirilmesi ve dinlendirilmesi, yeterli uyku ve organların yıpratılmadan korunmasına dikkat edilmesi gereken ana başlıklardır. Yemek konusunda en sağlıklı ölçü, doymadan önce yemekten kalkmak ve midenin aşırı derecede doldurulmamasıdır. Bu kaideye uymadığında, helâk olur insan/Taam yer ise taam üzere taam. Hekimlerin ve âlimlerin seyyidi olan, Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyorlar ki; “Ademoğlu, midesinden daha şerli bir boşluğu doldurmamıştır. Yemek yerken, midenin üçte biri yemek, üçte biri su, üçte bir kısmı da nefese ayrılmalıdır.” “Mide hastalık evidir. Perhiz devanın başıdır.” Sindirimi güç olan gıdalar, hastalık kaynağı olduğundan, sindirimi kolay olan gıdalar ve bol çeşit karıştırmadan yapılan, sade beslenme türünün tercih edilmesi, uyulması gereken en sağlıklı yoldur. Sünnet-i Seniyye yolu oturarak yemek, besmele ile başlayıp, hamd ile bitirmek sağlığa en uygun yoldur. Zarar veren gıdalardan sakınmak gerekir. Sakınılması ve kesinlikle uyulması gereken prensipler; pişirilmeden ve çiğ olarak yemek yenmemelidir. Sindirilmeden, yemek yemek üstüne mideye gıda almak ve bu şekilde tok kalmak, en erken zamanda hastalıklarla huzuru bozar. Sindirilemeyecek gıdaların mideye alınmaması şarttır. Aşırı mal ve Dünya hırsı, sağlığı bozan zararlı bir davranıştır. İnsan huzurunun sağlanmasında faydalanılan bir ilim, yeterli rehber olduğundan, gereksiz faaliyetlerle, vücut yıpratılmamalıdır.

Tıp tarihinde anlatılan bir anekdotta; İran meliki Kisra’nın sarayında farklı ülkelerden dört hekim bir araya gelir. Melik Kisra, hekimlere “Her biriniz, bana ayrı ayrı hangi devaya devam edildiğinde, hastalanılmayacağını bildirmenizi istiyorum” diye sorar. Hekimlerden Iraklı olan, hastalanmamak için, her gün aç karna, üç yudum sıcak su içmektir.” Rum hekim “Her gün az miktarda çörekotu yemektir.” Hintli hekim “Her gün üç adet kara helile yemek hastalıktan korur.” En deneyimli olan Sudanlı hekim ise, susuyordu. Melik, ‘neden konuşmuyorsun?’ diye sorduğunda, “Efendim, sayılan tedbirler doğru olmakla beraber, her birinin ayrı ayrı yan etkileri bulunmaktadır. Melik, “Peki, bu konuda senin fikrin nedir? diye sorduğunda, Sudanlı hekim cevaben “Efendim, yanında hiçbir hastalığın bulunamayacağı ilâç odur ki, iyice acıkmadan yemek yememek, yemek yerken, doymadan elini yemekten çekmektir. O zaman hiçbir hastalıktan şikâyetçi olmayacaksınız. Ölüm hali hariç.” Diğer hekimlerin hepsi “Doğru söyledi” diyerek, onayladılar.

Sağlıklı beslenmenin bazı inceliklerini bilmek, sağlıklı yaşamanın en önemli kaidesidir. Aynı özellikleri barındıran iki yemeğin birlikte yenmesi, yüksek enerji veren, aynı özellikteki iki gıdanın (et ve yumurta gibi) birlikte yenmesi, balık ve süt ürünlerinin birlikte yenmesi, mercimek ile mısırın bir arada yenmesi midedeki sindirime, en ağır bir uygulamadır. Yemeğin üzerine hemen su içilmemelidir. Sindirim tamamlandıktan sonra (yaklaşık 2 saat) su içmek en doğrusu olacaktır. Lokmalar iyice çiğnenmeli ve hızlı yememelidir. Ağız hijyeni hiçbir zaman unutulmamalıdır. Gecenin yarısında su içmek, gece az uyumak, gündüz çok uyumak, tok karna yemek yemek ve idrarın bekletilmesi hastalık sebeplerindendir. Sağlıklı bir vücut için gerekli olan, hareket ve egzersizlerin ihmal edilmemesi önemlidir. Sindirim sistemini hareketlendirerek, metabolizma atıklarını arındırdığından, hafif hareketler ve yürüyüş vücuda sağlık, ferahlama ve zindelik kazandırır.

Vücut sağlığını destekleyip, rahatlatan uykunun düzenli ve yeterli olması, bünyeyi yorgunluktan, sıkıntı ve streslerden koruyan sigortadır. Hastalıklara karşı vücudun direncini güçlendirir. Gündüz kaylule saatinde, bir lâhza bile uyumak, vücuda enerji kaynağı sağlar. İ’LEM, kalbin yıpratıcı afetleri, üzüntü ve streslerdir. Kalbin huzur ve sağlığı ise, sevgi, sevinç, iyimser ve pozitif düşüncelerle sağlanır. Bedenin sağlığı helâl, hoş ve güzel beslenmeye bağlı olduğu kadar, manevî iç dünyasındaki gıdası, huzur ve sükûnu taat, ibadet, duâ ve kıraatle sağlanır. Huzurun, rahmet ve saadetin kaynağı, bu sade formülün içinde bulunmaktadır. 

SAĞLICAKLA KALIN