CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Giresun’un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018’de şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerini araştıran Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonu raporunu mayıs ayında hazırlamıştı. Raporda, Rabia Naz’ın ölümünün kuvvetle muhtemel olarak yaşadığı binanın çatısından yan tarafta bulunan fındık bahçesine düşmesiyle gerçekleşmiş olabileceği belirtilmişti.
Rapordaki görüşle ilgili komisyonun CHP’li üyeleri Jale Nur Süllü, Sevda Erdan Kılıç ve Necati Tığlı ile HDP’li üye Filiz Kerestecioğlu muhalefet şerhi koydu.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün şerhinden öne çıkan başlıklar şöyle:
‘Eynesil’e dosya elimizde yokken gittik‘
Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri 8 Kasım 2019’da Giresin’un Eynesil ilçesine giderek olayla ilgili tanıklarla, Vatan ailesiyle görüşmüştü. CHP’li Süllü, Eynesil’e gitmeden önce Rabia Naz dosyasında gizlilik kararı bulunması ve dosyanın ellerinde olmamasının bazı zorluklara neden olduğunu söyledi. Süllü, ziyaret sırasında sadece medyadan edindikleri bilgiler ve ailenin yönlendirmeleri ile Rabia Naz’ın okuldan çıkarak yaralı olarak bulunduğu evine kadar yol güzergâhında ve dosyada sözü geçen çatıda inceleme yaptıklarını anlattı.
Süllü, soruşturma dosyası ellerinde olmadığı için tanıkların olayın ilk zamanlarından komisyonun kuruluşuna kadar geçen süreçte alınan ve değişen ifadelerini bilmediklerini, bu durumun tanıklara daha etkin bir şekilde soru sorulabilmesinin önüne geçtiğini aktardı.
‘HSK raporu elimize geçmedi’
Rabia Naz’ın şüpheli ölümünü araştıran savcılık ve emniyet görevlileriyle ilgili müfettiş raporları da hazırlandı. Emniyet görevlileri ile ilgili rapor hazırlayan İçişleri Bakanlığı, soruşturmada görevli bazı polislerin kusurlu olduğunu belirtti ve takdiri savcılığa bıraktı. Ancak şimdiye kadar sorumlu polislerle ilgili bir dava açılmadı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu da soruşturmada görevli yargı mensuplarıyla ilgili bir rapor hazırladı. CHP’li Süllü, bu raporun ellerine geçmediğini belirterek şu yorumu yaptı: “Raporun hazır olduğu ile ilgili duyumlarımız olmasına ve ısrarlı talebimize karşın, rapor Komisyonumuza ulaştırılmamıştır. Dolayısıyla, Meclis Araştırma Komisyonumuzun, HSK raporu ile ilgili hiçbir bilgi edinemeden süresini tamamlayarak rapor yazım aşamasına gelmesi, tarafımızdan eksiklik olarak görülmektedir.
‘Adli mimarlık bilirkişisi gerekli‘
Süllü, Rabia Naz’ın ölümüne nedeninin aydınlatılması için adli mimarlık bilirkişisine başvurulması gerektiğini ifade ederek, şunları aktardı: “Adli Tıp Kurumları arası fikir ayrılıkları ve soruşturma sürecinde açıklığa kavuşturulamayan konuların, çağın teknolojik olanakları ve bilimsel yaklaşımlarla çözümlenmesi için, bu konuda çalışmalar yapan Londra Üniversitesi, Goldsmith College’a bağlı olan Forensic Architecture isimli platformun dosyası, Komisyon Başkanı ile paylaşılmış olup; bu konuda, inceleme yapmalarının sağlanması için gerekli girişimlerde bulunulması istenmiş; ancak, olumlu bir yanıt alınamamıştır.”
‘Olay çatıya yönlendirildi‘
Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan, savcılığın çatının yanından düşme iddiasının aksine kızına bir aracın çarptığını savundu. Bunun araştırılması için savcılığa onlarca dilekçe sundu. Bu iddiasını Komisyon’a da anlattı.
Süllü, soruşturma aşamasında alınan sivil ve kamu görevlisi tanıkların ifadelerinde trafik kazası vurgusunun oluğunu hatırlattı ve şunu ekledi: “Ölü muayene işleminin ardından, bazı polislerin ifadelerine göre savcı, bazı polislerin ifadelerinde ölü muayenesini yapan doktorun ‘olayın düşme olabileceği yorumu üzerine’ olayın araştırma seyrinin değiştirilerek trafik kazası yönünde kısa süren araştırmaların sonlandırıldığı bilgisi, soruşturma dosyasında yer almaktadır. Olayın araştırma seyrinin, kimin söylediği belli olmayan ve tutanaklara geçirilmeyen bir yorum üzerine, Rabia Naz’ın yaralı olarak bulunduğu evine ve çatıya yönlendirilerek sürdürüldüğü soruşturma dosyasından anlaşılmaktadır.”
‘Tanık ifadeleri deformasyona uğradı‘
Süllü, ifadelerin özensiz bir şekilde alınmasının, olayı aydınlatmaya yönelik sorular sorulmamasının ve bazı tanıkların ifadelerine farklı makamlarca defalarca başvurulmasının ifadelerin deformasyona uğramasına neden olduğunu belirtti.
Bu durumun olayın aydınlatılamamasına neden olduğunu ifade etti.
‘Öğretilmiş ifade‘
Süllü, olayın kilit tanığı olan ve beş kez ifade veren Mürsel Küçükal’ı Eynesil’deki Komisyon toplantısında dinlediklerini anımsattı ve Küçükal ile ilgili şunları aktardı: “Tedirginliğinin hemen dikkat çekmesinin dışında, bazı anlatımları oldukça ilginçti. Değiştirdiği ve dördüncü ifadesinde ‘güm diye bir ses duydum’ anlatımı, Komisyona ‘bir gümbürtü sesi duydum’a dönüşmüştür. Keşif sırasında orada olan Küçükal, duyduğunu iddia ettiği bir sesi, keşifte duyduğu çuval atılma sesi ile tanımlanmıştır.
Komisyonda dinlememiz sırasında, kendini yere atarak, ‘bakın göstereyim böyle süründü’ diyerek yerde sürünerek Rabia Naz’ın nasıl süründüğünü gördüğünü canlandırmıştır. Bir de sürünmeyi anlatırken ‘kollarını böyle yapmışlardı’ ifadesi dikkat çekiciydi. Küçükal’ın adeta öğretilmiş bir ifadeyi anlatmanın tedirginliği ve kendini baskı altında hissettiği bir davranış sergilediği görülmüştür.”
‘Coşkun Somuncuoğlu’nun ifadesi alınmadı‘
Rabia Naz Vatan’ın sorumlu olarak defalarca dile getirdiği kişilerden biri de Eynesil’in AKP’li eski belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu. CHP’li Süllü, Somuncoğlu’nun hastanede morga ve müşahade odasına girdiğinin birçok tanık tarafından dile getirildiğini belirterek şunları aktardı: “Soruşturma kapsamında adı sıklıkla geçmesine karşın, soruşturma dosyasında dönemin eski Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun ifadesine başvurulmamış ve ilk kez Komisyon tarafından dinlenmiştir. Oysa ki pek çok kişi hem ifadelerinde hem de iddialarında kendisinin adını zikretmektedir.”
Çanta meselesi
Rabia Naz’ın güvenlik kameralarına yansıyan son görüntüsünde okul çantasın sırtındayken, ağır yaralı olarak bulunduğunda çanta ortalıkta yoktu. Bu saatten Rabia Naz’ın ailesinin hastaneden eve döndüğü 23.00 sıralarına kadar polis binanın çatısında ve evde inceleme yaptı. Bu süre zarfında çantayı bulamayan polis, Rabia Naz’ın ailesinin eve gelmesinden kısa bir süre sonra çantayı çatıda buldu.
CHP’li Süllü, konuyla ilgili olarak “Komisyon raporunda çantayı dışarıdan kimsenin getiremeyeceği saptamasına katılmamız mümkün değildir” dedi.
Dosyanın kapatılma endişesi
Süllü, son yıllarda adli soruşturmalarda, suçun belli kişilere yüklenerek gerçek sorumluların, hesap vermesinin önüne geçildiğini anımsatarak “Bu dosyada da sorumluluğun, kolluk güçlerine yüklenerek kapatılması endişesi duyulmaktadır” dedi.
Süllü, Rabia Naz soruşturmasının başka şehre tayini çıkan ilk savcısı Halil Çokkaş ile ilgili şu tespitleri yaptı: “Olay zamanı soruşturma savcısı Halil Çokkaş, Rabia Naz’ın yaralı olarak bulunması ihbarını alan polisin olay yerine gitmesinden itibaren titiz bir çalışma yürütülmesi için gerekli talimatları vererek olayın ilk aylarında gerekli araştırmaları gerçekleştirseydi, olay bu kadar içinden çıkılmaz hale gelmeyecekti. Belki, bu komisyonun kurulmasına bile gerek duyulmayacaktı.”
HDP’li Kerestecioğlu: Kamuoyu tepkisi görmezden gelindi
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da muhalefet şerhinde olay yeri incelemesinin gerektiği biçimde yapılmadığını, delillerin özenli bir şekilde toplanmadığını ve ortaya atılan iddia ve şüphelerin doğru bir biçimde araştırılmadığını dile getirdi.
Kerestecioğlu’nun muhalefet şerhinden öne çıkan ayrıntılar şöyle:
“Olaya ilk müdahil olan ekip görevini usulüne uygun bir şekilde yerine getirememiş, olayın araştırılması için özel bir ekip kurulması kararı ise çok geç verilmiştir. Aradan geçen zaman ‘basit bir zaman kaybı’ değil, olayın aydınlatılamamasındaki en büyük etmenlerden biridir.
Görevli savcı olay yeri incelemesi yapmak için bizzat olay yerine gitmemiş, üstelik kıyafetlerin aileye teslim edilmesi gibi soruşturmanın derinleştirilmesini engelleyecek kararlar alarak, esas sorumluluklarını yerine getirmemiştir.
İlk andan beri trafik kazası ihtimalinin yanında, Rabia Naz’ın Vatan Apartmanının terasından ön tarafa düştüğü ihtimali üzerinde durulmasına rağmen, teras zemininin dokusu, çatıdaki ayak izleri gibi en önemli unsurlar dahi incelenmemiş, ayakkabıların altındaki tortularla terastaki tortuların eşleşip eşleşmediği kontrol edilmemiş ve düşme şüphesi varsa da bu ihtimalin de karartılmasına neden olunmuştur.
Türkiye’de kolluk güçlerine ve yargıya güvenin zedelenmiş olduğunu gösteren kamuoyu tepkisi görmezden gelinmiş, kamuoyunda olayın siyasi güç ve mevki sahibi kişilerce karartılmış olacağı ihtimalinin bu denli yüksek ölçüde kabul görmesinin arkasındaki sebepler doğru biçimde yorumlanmamış ve süreç bu gerçekler ışığında yürütülmemiştir.”