Reina katliamcısının talimatı Rakka’dan yani DAEŞ’in sözde başkentinden aldığını, hatta son anda hedefte değişiklik yapıldığını öğrendik. Katliam gecesinde yaşananlara (silahı evden alıp, taksiyle gelip gitme gibi) dönük kabaca bilgimiz de var. Teröristin verdiği bilgiler doğrultusunda Türkiye’deki bazı bağlantıları ve DAEŞ hücreleri de ortaya çıkarıldı. Yani sorgulama yeni başlamasına rağmen önemli ipuçları elde edildi ama katliam anındaki görüntülerinden tam bir profesyonel olduğu anlaşılan tetikçinin, mont cebinde sim kart unutma, bol bol selfi çekip iz bırakma, katliamda kullandığı ‘flashbang’leri (şok bombası) el bombası sanma ya da deşifre olduktan sonra uzun süre aynı yerde kalma (bir kez kaçmayı denemiş) gibi amatörlükleri nasıl yaptığına dönük daha pek çok karanlık nokta var. Örneğin, dün konuştuğum terör konusunda uzman emekli Emniyet Müdürü Bülent Kılıçtepe’nin teröristin bu konuda çok iyi kamufle edildiği ve açıklamalarında da bilinçli olarak bazı bilgileri sakladığına dönük endişeleri vardı. Dahası, teröristin kaçma değil yeni bir eylem için bekletildiği iddiasındaydı:
“Bu terörist kaçırılmadıysa mutlaka bir işte daha kullanılacaktı. Bu da büyük bir olasılıkla canlı bomba eylemi olacaktı. Yoksa adam niye dursun ki? Zaman aleyhine işliyor, bir de fotoğrafı, görüntüleri çıkmış. Av da olsan, avcı da zaman aleyhine işliyorsa bir yerde kalamazsın ki bu av durumuna düştü ve aynı yerde kalıyor. Polis olmuş olayın failini yakaladı ama olacak büyük bir olayı da önlemiş oldu. İyi çalışırsa ne olduğunu da öğreniriz.”
Mutlaka bunlar da dikkate alınıyor ve sorgulanıyordur. Bakalım ucu nereye kadar uzanacak? Talimatı veren Rakka olarak mı kalacak yoksa “açık adrese” mi dönüşecek?..
Yurtdışında ilk kez referandum sandığı
Anayasa değişikliği görüşmelerinde sürpriz olmazsa Nisan’da referandum var. Dolayısıyla da YSK düğmeye basmış durumda. Yani referandum sürecini yönetmeye dönük genelgeler ve sol tarafı beyaz (evet), sağ tarafı kahverengi (hayır) olan oy pusulaları hazır. Hem de fazlasıyla çünkü bu referandumda daha öncekilerden (2007 ve 2010) farklı olarak ilk kez yurtdışında da sandık kurulacak. Dahası, yurtdışındaki 3 milyon civarındaki seçmen istediği yerde oy kullanabilecek. Niyesini ve nasılını YSK’daki CHP temsilcisi Av. Mehmet Hadimi Yakupoğlu şöyle anlatıyor:
“2012’ye kadar yurtdışı seçmen kütüğü yoktu. Yurtdışındaki vatandaşlar Türkiye’ye gelirse gümrükte oyunu kullanıyordu. 2007 ve 2010 referandumlarında da böyle kullandı. Cumhurbaşkanlığı’nın da aralarında bulunduğu son üç seçimde ise yurtdışındaki temsilciliklerde de sandıklar kuruldu. Şimdi de ilk kez bir referandumda yurtdışında oy kullanılacak. Bir başka kolaylık da seçmenin istediği yerde oy kullanabilmesi. Örneğin Köln temsilciliğine kayıtlı bir seçmen Münih, Berlin, Tokyo ya da Washington’daki temsilcilikte bile kullanabilir.”
Kargo uçağı neden düştü?
Bişkek’te düşen kargo uçağıyla ilgili ACT Havayolları “Kazanın teknik nedenler veya yüklemeden olmadığını” açıkladı. Buna karşılık, pilot hatasının yanı sıra, kulenin uçağı yanlış yönlendirdiğine dair iddialar söz konusu. Bu konuda Hava Kuvvetleri uçuş okullarında uzun yıllar komutanlık ve öğretmenlik yapan emekli bir generalin öngörüsü ise şöyle:
“Uçağın yüküne, ağırlığa göre hesaplanması gereken bir yaklaşma sürati var. Diyelim ki uçağın ağırlığı 20 tonsa, son yaklaşma sürati 150 nattır; 15 tonsa, son 135 nattır gibi. Eğer ki ağırlık hesaplamasında hata edip de pilotlar uçağı daha düşük bir süratle alçalma yaptırdılarsa belli bir süre sonra stop olmuş olabilir. Yani uçak havada tutunamaz, çünkü yüklü iniyor.
Ancak bu pilotların ikisi de Hava Kuvvetleri’nden, onlar da bu hataları kolay kolay yapmazlar. O zaman da sistem arızası öne çıkıyor. Büyük olasılıkla altimetre hata yaptı ve uçağın yere çarpmasına neden oldu. Kaldı ki uçaklarda CPS denilen yere çarpmayı önleyici sistem var, uçak yere yaklaştığı zaman pilotu ikaz ediyor. Yani bir sistem arızası olmasa, o uçağın düşmesi mümkün değil, mutlaka ikaz ederdi.”
Bakalım “karakutu”dan ne çıkacak?..
