Kredi derecelendirmede sürdürülebilirlik zorunluluk değil, gereklilik

Prof. Dr. Güler ARAS
Prof. Dr. Güler ARAS Momentum dr.guler.aras@gmail.com

Avrupa Birliği’ndeki (AB) kredi derecelendirme kuruluşlarının doğrudan denetleyicisi olan Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (European Securities and Markets Authority – ESMA), geçtiğimiz günlerde kredi derecelendirme kuruluşları için sürdürülebilirlik konularına ilişkin önerilerini içeren iki yeni kılavuz yayımladı. Kredi derecelendirme kuruluşları için yayımlanan bu yeni ESG [Environmental (Çevresel), Social (Sosyal) ve Governance (Kurumsal Yönetim)] açıklama kılavuzları, ESG faktörlerinin hem kredi derecelendirme piyasasında hem de kredi derecelendirme süreçleri bazında ne derece dikkate alındığını değerlendiriyor. ESMA’nın yapmış olduğu araştırmaya göre kredi derecelendirme piyasasında, derecelendirme süreçlerinde ESG faktörleri dikkate alınmakla birlikte derecelendirme kuruluşlarının metodolojilerinde bu faktörlerin ve ağırlıklarının önemli ölçüde farklılaştığı görülüyor.

Zorunlu değil ama gerekli!

Kredi derecelendirme kuruluşlarını düzenleyen sektörel mevzuat, kredi derecelendirmeyle ilgili bir dizi açıklama şartı içeriyor. Bu açıklama gerekliliklerinin amacı ise kredi derecelendirme faaliyetlerinde yeterli düzeyde şeffaflığı sağlamak. AB içerisinde yatırımcının korunması misyonuyla faaliyet gösteren ESMA, yayımlamış olduğu sürdürülebilirlik konularına ilişkin nihai açıklama kılavuzlarında kredi derecelendirme kuruluşları arasında sektörel mevzuata uygun olarak açıklanan bilgilerle, ilgili tutarsızlıklara işaret ediyor. Bu tespit doğrultusunda ESMA, tüm derecelendirmelerde ESG faktörlerinin dikkate alınması konusunda açık bir zorunluluk getirmeyi önermiyor. Bununla birlikte, ESMA başkanı Steven Maijoor, iklim değişikliğine dikkat çektiği konuşmasında, AB Komisyonu’nun “Sürdürülebilir Finansman Eylem Planı” bağlamında, sürdürülebilirlikle ilgili konuların finansal piyasalara yönelik düzenlemelere entegre edilmesinin kaçınılmaz ve gerekli olduğunu vurguluyor. AB Komisyonu’nu bu alanda desteklemek üzere kredi derecelendirme piyasasındaki sürdürülebilirlik konularına yönelik hazırlamış oldukları kılavuzlarda ESMA, kredi derecelendirme süreçlerinde ESG faktörlerinin dikkate alındığı yerlerde daha fazla şeffaflık sağlamak üzere kredi derecelendirme kuruluşlarına teknik tavsiyeler yayımlıyor.

Derecelendirme sürecinde ulaşılabilir ve güvenilir veriye ihtiyaç var

Yayımlanan bu kılavuzların temel amacı, derecelendirme kullanıcılarının ESG faktörlerinin kredi derecelendirme faaliyetlerini nasıl etkilediğini daha iyi değerlendirmelerini sağlamak. ESG faktörlerinin kredi risk analizi sürecine şeffaf ve sistematik bir şekilde entegre edilmesi üzerine çalışan bir inisiyatif olan Sorumlu Yatırım İlkeleri (Principle for Responsible Investment-PRI) de, ESMA’nın yayımlamış olduğu tavsiyeleri destekleyen bir açıklama yapıyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının derecelendirme süreçlerinde ESG faktörlerini sistematik olarak içermesi gerektiğini, bu faktörlere ilişkin ulaşılabilir ve güvenilir verinin olması halinde değerlendirmeye alınmasını ve ne şekilde değerlendirildiğinin açıklanmasının gerektiğini belirtiyor. ESG konularının derecelendirme süreçlerine dahil edilebilmesi için gerekli güvencenin sağlanması önemli.

Kredi derecelendirmede ESG faktörlerinin nasıl değerlendirildiği konusunda daha tutarlı bir şeffaflık düzeyi sağlamak için, kredi derecelendirme kuruluşları düzenleme çerçevesini diğer alanlardaki ESG gelişmelerine ayak uydurmasını sağlamak yararlı olacaktır. Bununla birlikte, ESG konularının değerlendirilmesinde yeterli güvencenin sağlanması da sağlıklı bir derecelendirme için büyük önem taşıyor. Nihayetinde derecelendirme kuruluşları derecelendirdikleri kuruluşlarla ilgili güvenilir, ihtiyacı karşılayan ve uzun vadeli perspektifi de içeren bilgi sunmakla mükellefler. Bu bilgiler kurumlarla ilgili finansalların çok ötesine geçmiş durumda. Derecelendirme yaptıran ve/veya zorunlu olarak yapılan kurum ve kuruluşların şimdiden hazırlanmaları onlara önemli kazançlar sağlayacak. Zira bugün gereklilik olan koşullar oluştuktan sonra hiç kuşkusuz yakın gelecekte zorunluluk haline gelecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar