PEMBE ODA, KADIN CINAYETLERİ VE YÜZKARASI GERÇEK

Bir cezaevinde Pembe Oda ile tabir edilen mekânda yaşanan kadın cinayeti töre cinayetlerinden daha tehlikeli bir sorunun varlığını iyice su yüzüne çıkardı: Bu, üzeri örtülmeye çalışılan aile içi tecavüz sorunudur.  Gerçi son olayda  aileler, her gün yeni bir iddia ile olayı farklı yerlere çekmek çalışıyorlar.  Ancak boğazı kesilerek veya boğularak öldürülen kadın cinayetinin arkasında “namus” “töre” veya tecavüzle ilişkilendirilen kültürel olgular olduğu konu uzmanlarınca bilinen bir gerçektir.

Özellikle kırsal kesimde aile içi gerçekleşen tecavüz olayı,  öncelikli olarak aile şerefinin lekelenmemesi için yok sayılma, görmemezlikten gelme vb yoluna gidilmektedir. Veya  eğer bekârsa kadın tecavüzcüsü ile evlendirilerek konu çözülmektedir.(!)   Bu durum, hem tecavüz ve tacizin devamına zemin hazırladığı gibi, aynı zamanda cinayetleri de beraberinde getiriyor. Çünkü bunu kabullenemeyen eş veya kardeşin bilinçaltında nefret v intikam duygusu devam ediyor.  

Ne yazıktır ki, hukuk adamları da ailelerin kendi aralarındaki “kirli uzlaşmaları” görmezlikten gelerek dosyayı kapatma eğilimindedirler. Hatta bu konuda sivil toplum kuruluşlarının veya kanaat önderlerinin de, kendilerine göre olası cinayetlerin önüne geçmek amacıyla, devreye girip, konuyu kapatmaya çalıştıkları da bilinmektedir.

 Peki, etki gücünü elinde bulunduran diğer kurumlar ne yapıyor? Medya, en son yaşanan Pembe Oda cinayetinde olayın magazinsel boyutunu, yani Pembe Odayı dikkatlere sundu. Bundan dolayı da konu, “Pembe Oda uygulaması kalsın mı yoksa sonlandırılsın mı” sorusu etrafında tartışılmaya başlanıldı. Kadın kuruluşları da her zaman olduğu gibi ataerkil yapıya lanet yağdırarak sadece olayın sonucuna odaklandı. Yani kadının bir erkek tarafından öldürülmesi üzerine odaklaştılar. Onları ilgilendiren şey, sadece cinayeti bir erkeğin işlemiş olmasıydı.  Eğer bu cinayeti bir erkek değil de bir kadın yapmış olsaydı, herhalde pek de önemli olmayacaktı. Çünkü kadın hakları mücadelesinde, erkek düşmanlığı neredeyse kadın dostluğunun önüne geçmiş durumdadır.  Siyasetin de gündemi Çözüm Süreci ve Nevruz Bayramı olunca Pembe Oda cinayeti de diğer cinayetler gibi asıl nedeni anlaşılmadan unutulanlar arasına çoktan girdi bile.

Oysaki kadına yönelik bu iğrenç eylemlerle ve sonrasında yapılan kirli uzlaşmalarla yüzleşmek için iyi bir fırsat yakalanmıştı, üzerine gidilmeliydi. Çünkü bu konu, toplumun temel dinamiklerini sarstığı, aile ve ahlaki yapımızı tehdit ettiği gibi, kadın ve erkek insan hakkı ihlallerinin de en uç noktasını oluşturmaktadır. Nitekim yakın aile bireyleri arasında yaşanan öldürme olayları incelense birçok cinayet ve hatta intihar vakasının arkasında yakın aile bireyleri arasında yaşanan aldatma, tecavüz vb’nin olduğu görülecektir.

Dolayısıyla bir an önce bu sorunla yüzleşmemiz, sorunu besleyen kaynakları doğru teşhis etmemiz ve Cumhurbaşkanının da dediği gibi “bize özgü çözüm önerileri” geliştirmemiz gerekiyor. Oysaki bu tarz olaylarda Avrupa örnek gösterilerek olayda sadece cinsel dürtülerin bastırılmasından sorumlu tutulan muhafazakâr anlayış ön plana çıkarılıyor. Demokratik Amerika’da ve Avrupa’da tecavüz olayları, bizim gibi muhafazakâr (!) toplumlardan daha fazla görülmektedir.  Bu gerçek, nedense görmezlikte geliniyor. Ayrıca, aile içi ensest vakaları, raporlara yansımayanları dikkate almazsak, bizdeki tecavüz vakalarından çok daha yüksektir. Bu da hiç gündeme gelmeyip, sadece dindar toplum yapısının cinsel dürtüleri bastırdığı iddia edilmektedir.

Görüldüğü gibi tecavüz vakalarının sorumlusu, muhafazakâr anlayış olmadığı gibi,  çözümü de cinsel özgürlük değildir. Tam aksine, cinsel özgürlük adına yapılan yayınların etkisi, diğer etkenlerden çok daha fazladır.  Medyada cinsel içerikli yayınların sayısı ve yoğunluğu ile tecavüz vakalarının paralelliği bunu göstermiyor mu?  Köylerde bile internet ortamında her türlü pornografiye ulaşılan bir ülkede, aile mahremiyetine dikkat edilmediği, manevi duyguların güçlendirilmediği sürece bu yüzkarası olaylar devam edecektir.

Bu tehlikeli ortama bir de tecavüzlerin gizlenmesi, saklanması eklenince Pembe Oda vakalarını daha çok yaşayacağız.