22 Mart 2015

Pazar şiiri: İlk hücrenin şarkısı

Hücrenin Şarkısı”nı yazan şair Ruth Padel, aynı zamanda bilim kadını, müzisyen, yayıncı, doğacı...

ŞEHİR TELLALI
Newyork-Londra-Roma
 

 

 “İlk Hücrenin Şarkısı:

Derin deniz dibindeki ılık oyuktan doğdu. Ya da

De ki bir göktaşı getirdi onu buraya. Seçim sana kalmış,

Belki bir şimşeğin senteziydi daralan atmosferde

Yosun onun adı..”

“Hücrenin Şarkısı”nı yazan şair Ruth Padel, aynı zamanda bilim kadını, müzisyen, yayıncı, doğacı. 1946 Londra doğumlu. “Türlerin Kökeni”ni bulan bilimadamı Charles Darwin’in büyük büyük büyük torunu. İrlanda, Yunanistan, Hindistan ve Fransada “İş Karanlıkla Savaşır” dizeleriyle yaşayan bir göçebe. Oxford Üniversitesinde sadece erkeklere ait olan fellow ünvanını kazanan ilk kadın akademisyen. Bu satırları okurken karşımda. Gözleri deniz kıyısındaki zeytin yaprakları gibi mavi yeşil ışıl ışıl.  Londra’nın en neşeli edebi salonlarından birinin evsahibesi Sarah Glazer’in Şiir Bilim Karması konulu gecesinde diğer iki şair, biri İzafiyet Uzmanı, kaşif Lavinia Greenlaw, diğeri filozof matematikçi Emily Grosholz ile birlikte.

Padel’in şiiri yeryüzünde kendini çoğaltan ilk molekülün organik özlerden çektiği karbonla kendinden milyonlarca benzerini üretmesi üzerine. Dünyadaki ilk sihir bu, “küçük mavi yeşil/...Küçücük atlı vahiy.

Doğada, müzikte, bilimde, matematikte, felsefede, evrende, tarihte, resimde, canlı dünyasında, insan vücudunda, insan ilişkilerinde günümüze ait sesler, görüntüler, duyuları tümüyle cezbeden tasvirlerle dolu şiir dizeleriyle bezeli bir sohbet içindeler.

Hücreden göçmeye, fırtına kuşundan Kenya’ya, denizanasından, kambur balinaya, makilerden nehirlere akıyor zaman amber bir kürenin içinde. Birdenbire gözlerimi okumuşçasına Ege’nin sesi, meltem kokulu bir müzik.

“De ki birbirinizi buldunuz hani iki ateş gibi

Eski bir aynada, hatıra izlerinde

İki Yunan limanında doğduğunuz o yaban topraklarda

Sığındığınız iki ada gibi...”

Bir ada şarkısı, bir gurbet dansı, uzun süren ayrılıklardan sonra beraberliğin keyfi. Sonra yine düşülen yollar, Padel’e göre belki kaçışlar. Limanlar manevi borçlarla fantazilerle dolu, ufukları gri, kapalı, dağların gerisinde bekleyip duran hayali paha biçilmez küçük bir koy.

Aylarca, kuşların, hücrelerin peşinde dolaşıp duran gezgin Ruth Padel’e göre, aynı denizin derinliklerinden çıkıp da çoğalıp duran hücre gibi “nerede olursak olalım hepimiz bir başka yerden gelmekteyiz eninde sonunda.” Her göç bir yaşam mücadelesi.

Padel’in son kitabının adı “Nasıra’da Ud Yapmayı Öğrenmek”

...İkinci gün, deve kemiğinden bir sap yaptı klavye

Gölgesinde otururdum keyifle diye

Üçüncü gün sandal ağacından bir kase kardı

Bir de vişneden kılıf önlük

Gül oyuğundan harelendi arabesk

Işıl ışıl deniz kıyısında zeytin yapraklarının altı

Ruhumu onu sevmiş buldum

Gerisi gelecek pazara...

www.sebnemsenyener.com

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.