Parti devleti millete karşı?..

25 Haziran 2018 Pazartesi

Bu yazı kaleme alındığı sırada sandık sonuçları tam belli değildi...
Ama en azından bir sonuç kesin olarak belli olmuştu:
Bu seçimlerde, AKP/Erdoğan iktidarının Parti Devleti, millet iradesinin şeffaf ve adil bir biçimde sandığa yansımasını desteklememiş, tam tersine, başta medya olmak kaydıyla, Milli İrade’ye ipotek koymuştu.

***

Aslında, Parti Devletinin Millete karşı olması süreci, Cemaat kadrolarının, AKP/ Erdoğan iktidarı ile birlikte icra ettiği, Ergenekon ve Balyoz Davaları’yla başlamıştı.
Bu süreç daha sonra, 2010 yılı 12 Eylül Halkoylaması’yla, yine Cemaat ile işbirliği halinde AKP/Erdoğan iktidarının yargıya el koymasıyla devam etti.
Bu el koymanın en vahim sonuçlarından biri, 2014 yılındaki, bütün devlet memurlarının istifa ederek girmeleri gereken Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Erdoğan’ın, Başbakanlık’tan istifa etmeden girmesiydi...
Bu seçimde, Erdoğan, Başbakanlıkın bütün olanaklarını kullanmış ve tamamen adaletsiz bir seçimle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu.

***

2015 yılındaki genel seçimlerde, Parti Devleti bir kez daha Millete karşıydı:
Tarafsızlık yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlerde doğrudan doğruya AKP iktidarının sözcülüğünü yapmış ve AKP, bütün devlet olanaklarını kendi propagandası için kullanmıştı.
7 Haziran sonuçlarına göre AKP/Erdoğan iktidarı Meclis’te çoğunluğu kaybetmiş ama Devlet olanaklarını kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sonuçlara göre kurulması gereken yeni hükümetin kurulmasını engellemiş, seçimleri 1 Kasım’da tekrarlatmıştı.

***

Derken, Erdoğan/AKP iktidarının Devletin Silahlı Kuvvetlerinin kritik noktalarına getirdiği Cemaat mensuplarının öncülüğünde girişilen 15 Temmuz 2016 darbe girişimi yapıldı.
İktidar, bu girişimi “Allah’ın lütfu” diye niteleyerek, 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal ilan etti.
Ve Olağanüstü Hal ortamında, demokratik muhalefeti baskılayarak, 16 Nisan 2017’de, ucube “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Rejimi” Halkoylaması yaptı.

***

İşte 24 Haziran 2018 seçimleri, bir Cumhurbaşkanı adayının hapiste olduğu, bir partinin terörle suçlandığı, öteki adayların propagandalarının da adaletsiz bir biçimde sınırlandığı ve kısıtlandığı bir ortamda gerçekleştirildi.

***

Demokrasi mücadelesinin hiçbir zaman, hiçbir toplumda nihai olarak sonuçlanmadığını bilerek...
Temel hak ve özgürlüklerin daima korunması ve geliştirilmesi gerekliliğine inanarak...
DİREN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları