10 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Parçala, itibarsızlaştır, yok et!

Gönül Kenter

Gönül Kenter

Eski Yazar

A+ A-

Çabuk geçeceğini, yazılara gecikmeden döneceğimi sanmıştım. Denizde fırtınaların bazen öngörülenden de şiddetli ve uzun sürdüğünü unutmuşum. Ufukta karanın ilk belirginleştiği andan itibaren yazmaya başlamanın mutluluğu içindeyim. Sabırla bekleyen okurlarıma teşekkür ederim...

Türkiye’nin acımasızca hedefe konulduğu, Türklere her türlü hakaret ve aşağılama dozunun artırıldığı yeni dönemdeyiz.
Paralel olarak iç ayrışmalar, kavgalar derinleştiriliyor.
Oslo, Brüksel, Berlin’den açılım ve federasyon buluşmalarının ihanet kareleri yansıyor.
Atlantik’ten gelen saldırganlık, hukuk tanımazlık Birleşmiş Milletler raporlarında “PYD’ye özerklik” şeklinde ifade buluyor.
Türkiye yeniden çok taraflı kıskaç altına alınıyor, dışardan baskılar arttıkça içerde Türksüz anayasa ve eyaletçilik projeleri hızlandırılıyor.
Ödünç akılla askeri vesayet bitirildi, ordu kumpaslarla hizzaya(!) sokuldu, şimdi sıra Türkiye’nin özgürleştirilmesinde, toplumun adaletle buluşturulmasında.
Ah bir de “ulusalcıların milliyetçi kanadı” olmasa, bağımsızlık, bölünmez bütünlük derdi de olmayacak, ülke çağdaşlaşacak, sınıf atlayacak, federatif olacak.
Düğmeye bastılar...
O halde susturulsunlar, tecrit edilip, sürgüne yollanılsınlar.
Yazıyorlarsa yazmasınlar, kurumlarda hâlâ tek tük kaldılarsa ayıklansınlar...
Emperyalistlerin Türkiye’nin yurtsever aydınlarına kin ve tasfiye hırsının yansıması içeride engelsiz devam ediyor.
CUMHURİYET
Cumhuriyet’te yurtsever bir kalem susturuldu. Sansürlenerek gazeteden atılması, kusanlar, akıl şifası dileyenler tayfasının yazarı büyük hezeyanla itibarsızlaştıması, yazısını “utanç belgesi” olarak damgalaması belki de yukarıdaki tabloyu tamamlıyor.
Neo-liberal kadronun aymaz davranışları, Kati Piri gibi Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığı yapanların, milliyetçi Türk aydınını aşağılanların tarzını ve ağzını hiç aratmadı. Vekalet çatışması...
CIA’nın elinde masum Suriye halkının kanı olan Beyaz Baretlileri övdükleri, gazetenin çizgisini ve Osman Kavala tartışmasını büyük bir ustalıkla ört bas ettikleri yetmezmiş gibi, bu kez de onur kırıcı karalama kampanyalarına sarıldılar. Eskiden utanç vesilesi saydıkları ulusalcılığı da “özgürlükçü” ve “milliyetçi” kanat diye ikiye ayırdılar.
11 Eylül’den sonra adına “terörle mücadele” deseler de, yeniden kanlı paylaşım savaşları başlatan emperyalist güçler Ortadoğu coğrafyasında ülkeleri işgale tankla topla başlamıyor. Parçalanmayı, derinleştirdikleri fay hatları üstüne inşa eden milyon dolarların akıtıldığı vakıflar ve sivil toplum kuruluşlarına yaptırıyorlar.
Böl, parçala, yönet devri bitti. Parçala, itibarsızlaştır, yok et devrindeler.
Cumhuriyet’in böyle bir aşağılama-yok etme mekanizmasının parçası olmaması dileğiyle.
ALMANYA
Türkiye’deki aktif vakıflarına yıllardır “soykırımla yüzleşin” telkinini aşılayan, Ermeni lobisinin olmayan soykırım için Türkiye’den toprak taleplerini destekleyen Berlin büyük bir ikiyüzlülük örneği sergiliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda işgalci Nazi Almanya’sının yakıp yıkarak, katlederek geçtiği Yunanistan, Polonya ve İtalya’da ters yönde faaliyetlerde bulunduğu bildiriliyor. Bu ülkelerde İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi terörizmi nedeniyle ortaya çıkan zararlara tazminat talep edilmemesi için kamuoyu oluşturma çabalarına ödenekler(!) ayrıldığı biliniyor.
Yunanistan Parlamentosu’nun bağımsız komisyonlara yaptırdığı incelemeler sonunda Nazi işgali sırasında yaşanan zararın 288 milyar avro olduğu saptanmış. Nazilerin Yunanistan hazinesinden zorla aldığı ve bu zamana kadar ödenmeyen 11 milyar da ayrı. Tazminat talepleri katliama uğrayan 30 bin Yunanlı veya toplama kamplarına nakledilerek yakılan 60 bin Yunanlı Musevinin kaybettiği yaşamı için değil, sadece somut maddi zararı kapsıyor. Yakılan yıkılan evler, demir yolları, köprüler, yağmalanan madenler vb... Londra’da Birbeck Üniversitesi Hukuk Profesörü ve aynı zamanda Yunan Parlamentosu’nun Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Kóstas Douzínas’ın açıklamaları ibretlik. Son iki yıldır Yunanistan ne zaman tazminat davalarını ağzına alacak olsa, Atina’nın ağzı “Ama siz şu anda Avrupa Birliği’nden yardım alıyorsunuz, böyle bir talepte bulunamazsınız” gerekçesiyle tıkanmış. Hegemonyal güç Berlin, güdümündeki Brüksel’e, Yunanistan’ın hukuki hakkı olan tazminat taleplerini böyle geri çevirttirmiş. Yunanistan’ın AB’den aldığı krediler Ağustos 2018’de son bulmuş, şimdi Almanya’yı uluslararası mahkemelere şikâyet etmeye hazırlanıyor.
Savaşta Nazi Almanya’sından en çok zarar gören ülkelerin başında bulunan Polonya’nın raporu çok daha korkunç. Alman işgali sırasında altı milyon Polonyalının hayatından olması, sonsuz katliamlar, Varşova’nın neredeyse tamamının yok edilmesi bir yana, sadece maddi zarar 840 milyar avro. Berlin Avrupa’da Nazi teröründen zarar gören bu ülkelerin tazminat taleplerini bu zamana kadar “kuru bir özür” ile geçiştirip, asla maddi tazminata yanaşmıyor, söz oraya geldiğinde konuyu savsakladığı, inkâr ve hileye baş vurduğu söyleniyor.
Küresel bir güç olarak sorumluluk almak isteyen Almanya’nın, her nedense tarihsel sorumluluklarından kaçıp, özürle yetinmesine tarihçilerin yorumu: Çünkü bedava!
Haberimiz ceplerine bu odakların parasını indirip kendi ülkesine arkasını dönen adalet, özgürlük, demokrasi ölçüsünü, federasyon örneğini Batı’da arayanlara gelsin. İhanetten dönerler belki.