Para için çocuk parklarını satan AKP'li belediye

Borçlarından bunalan belediye kaynak yaratmak için parkları satmaya mı başladı?

Doğru okudunuz. Belediye iki parçalı çocuk parkının arazisini konut ve petrol istasyonu yapılması için satmış. Bahsettiğimiz belediye, İstanbul Sultanbeyli Belediyesi.

Anlatayım...

Sultanbeyli Belediyesi, Mimar Sinan Mahallesi 6104 Ada'da bulunan 2 bin 257 metrekare ve 1084 metrekare olmak üzere toplamda 3 bin 341 metrekare olan iki parça alana sahip Fetih Parkı'na ait araziyi akaryakıt istasyonuna sattı. Hemen ardından da imar izni verdi.

Belediyenin resmî sitesinde bu adres ile ilgili imar durumu sorgulaması yapıldığında söz konusu park arazisi için bir kısmına bakım ve Akaryakıt Tesis Alanı diğer kısmına ise Ticaret ve Konut alanı olarak imar izni verdiğini görebilirsiniz.

İddia o ki, mevcut belediye başkanı tekrar aday yapılmayacakmış ancak Binali Yıldırım'ın İstanbul Büyükşehir adaylığı söz konusu olduğunda mutlaka tekrar aday olmasını istediği ismin hemşerisi Hüseyin Keskin olduğu AKP kulislerinde konuşuluyor.

Hatta Binali Yıldırım, yakın tarihte Sultanbeyli'yi ziyaret etmiş ve bir taksi durağında belediye başkanı ile beraber oturmuştu. Gerçi ziyaret ettikleri taksi durağı hakkında İBB "korsan taksi durağı" demişti ama olsun biz anlatmaya devam edelim.

Sultanbeyli Belediyesi neden böyle bir şey yapar diye araştırmaya başladığımızda, ilçede yaşayanları dinlediğimizde ve yerel gazetelerde çıkan haberleri incelediğimizde dikkat çeken iddialar ortaya çıkıyor.

Mesela:

Sultanbeyli Belediyesi, merkez mezarlığın önündeki alanı mezarlık alanı dışına çıkartarak kanun ve imar dışı kaçak inşaatlarla dükkânlara çevirmiş ve bu dükkânları da astronomik fiyatlara satmış.

Yapımı sırasında Sultanbeyli halkı büyük tepki gösteriyor bu duruma. Kaçak dükkânlar hakkında, hissedarlardan bir grup mezarlık arazisine kaçak inşaatın yapılamayacağı gerekçesi ile dava açtı. Belediye merkez mezarlığı arazisinin önüne yaptığı ve sattığı kaçak dükkânları yaparken inşa tabelasına "Abdurrahman Gazi Cami" müştemilatı inşaatı yazdırmış, mahkeme sürecinde de sattığı bu kaçak dükkânları "cami müştemilatıdır" diye savunmuştu.

Mezarlık alanına yapılan dükkânlara Sultanbeyli halkının tepkisinin devam etmesi üzerine Ak Parti'li Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, önce buraların belediye ve cami hizmetleri için kullanılacağını söylemiş, sonrasında da dükkânlar ortaya çıkınca söylem değiştirerek, buraların satışından elde edilen gelirle Merkez Camii'ni yapacağım diyerek kaçak dükkânları savunmuştu. Bütün dükkânları sattı tabii. Sattı satmasına da mahkeme bahse konu dükkânlar için yıkım kararı verdi.

Davanın ilk etabı olan yerel mahkemede hissedarlar haklı bulunup yürütmenin durdurulması ve binaların yıkılmasına karar verilmişti. Bu karar üzerine Sultanbeyli Belediyesi bu karara itiraz ederek temyiz etmişti. Yaklaşık bir yıl aradan sonra temyiz kararı çıktı ve Yargıtay, hissedarları haklı bularak yerel mahkemenin kararını onadı.

Dükkânlar kaçak halde hali hazırda duruyor ve esnaf iş yapmaya devam ediyor. Ya satış gelirleri? Satış gelirleri ile camiyi yeniden yaptıracağız demişti ya başkan... Yapılmış cami ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptırmış.

Sayıştay'ın 2017 denetimlerinde "Kurum 2017 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesinde" idarenin mülkiyetinde olup muhasebe kayıtlarında yer almayan arsalardan bir kısmının 6 milyon TL'ye satışının yapıldığı görüldü. Bu satışlardan 441 bin liralık kısmının muhasebeleştirilmesi muhasebe kayıtlarında yer alan taşınmazların kayıtlı değerinden düşülerek mevcut envanterde kayıtlı olan arsanın satışı yapılmış gibi gösterilmiş.

Merak ediyorum...

Sayıştay'ın bahsettiği konu bu satışlar ile mi ilgili?

Belediye Başkanı bankadan kredi çekmek için meclisten yetki almış. Akabinde özel bir bankadan faizli 10 milyon lira kredi kullanmış. Tabii faiz işin içine girince tepkiler olmuş. Başkan kredi çekme amacının kaldırım yaptırmak olduğunu söylemiş. Tepkileri bir şekilde engellemiş ama bu sefer ortaya çıkmış ki, yapılan kaldırımları da Büyükşehir yapmış.

Devam ediyoruz.

Sultanbeyli yerel gazetesi sahibi Recep Karakoç, başından geçen bir olayı İlk Haber gazetesine anlatmış.

Karakoç bir bina yapımına denk geliyor. İmarsız olduğunu tespit edip sosyal medyadan "belediye nasıl göz yumuyor" başlığı ile yayınlıyor. 

Başına gelmeyen kalmıyor.

Belediye Başkan Yardımcısı Nizamettin Arslan, inşaatı yaptıran kişi, birçok tanıdığı arıyor ve "fotoğrafları kaldır" diyor. Karakoç kaldırmıyor. Sonrasında akşam telefon geliyor. SUGİAD Başkanı ve sonradan Sultanbeyli AK Parti İlçe yönetimine giren ve Başkan Yardımcısı olan M.Ö. arıyor. Pastaneye çay içmeye davet ediyor.

FETÖ Sultanbeyli imamı olduğu iddia edilen Fatih Yılmaz da orada. Sürekli "Bu hizmet işi" diyerek "Hizmetin karşısında babasının da olduğunu görürse gereken neyse onu yapacağını" söyleyerek tehdit ediyor. Gazeteci Karakoç'a "ceza kesiliyor" ve "bu inşaatın yapımına katkıda bulunacaksın" denilerek 10 bin lira para isteniyor.

İşte Recep Karakoç'un yayınladığı fotoğrafta kimler var sorusunu biraz ben de araştırdım. Sultanbeyli Belediye Başkanı, FETÖ imamı olduğu iddia edilen Fatih Yılmaz, FETÖ İstanbul mütevelli heyeti üyesi olduğu iddia edilen abisi, FETÖ İstanbul mütevelli heyeti üyesi ve kaçak olduğu iddia edilen Cahit Arslan.

Sözüm ona dostlar...

Sultanbeyli Belediyesi borç batağında. Para bulmak için çocuk parklarını dahi haraç mezat satıyor. Alan ve satan memnun olduğu için haberlere de pek konu olmuyor.

Ben de duyun istedim.

 

Yazarın Diğer Yazıları