26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Oyun değil onur mücadelesi

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Venezuela bir taraftan bastırıyor, İran diğer taraftan! Chavez’den önce; Venezuela, Güney Amerika futbolunun fark takımıydı. Doğal zenginliklerine sahip çıkan ülkeler insanlarına da sahip çıkıyor. 2007’de Copa America’ya ev sahipliği yapan Venezuela 2011’de yarı final oynadı. 2016’da Uruguay’ı yenerek çeyrek final oynayan ülke, bu sene de kimseye boyun eğmiyor. Kendini dünyanın Jandarması sanan ABD’ye boyun eğmemiş, futbolun sambacılarına mı boyun eğecek? Brezilya’da, bu sene de grubunda Brezilya’ya da yenilmeden çeyrek finale yükseldiler. Cuma gecesi Arjantin ile çeyrek final oynayacak Venezuela Copa America’da umudun futbolunu oynuyor.

FIVB Erkekler Voleybol Milletler Ligi’nde liderlik Brezilya ve İran arasında gelip gidiyor. İran tehditlere boyun eğmeyen tavrıyla liderliğe yakışıyor. İran, bu Pazar akşamı Bulgaristan’da ABD ile oynayacak. Kendi hava sahasında ABD’nin dronunu yere çakan İran, Balkan hava sahasında ABD uçan toplarını da yere çakacaktır. Ama asıl mücadele, 10-14 Temmuz tarihleri arasında Şikago’daki Altılı Final’de olacak. Önümüzdeki haftalarda ABD’nin umudun voleybolunu oynayan İran’ı Şikago’ya sokmamak için oynayacağı tiyatroları izleyebiliriz.

Filenin efeleri, erkek milli voleybol takımımız da, önümüzdeki seneki Milletler Ligi’ne katılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Geçtiğimiz Cuma günü bu yoldaki en önemli engeli, Avrupa Altın Ligi yarı final maçında Estonya’yı yenerek aştı. Bu maçı kazanan, önümüzdeki sene Milletler Ligi’ne katılacak takımın belirleneceği Challenger Kupasına katılacaktı. Kısaca, Avrupa Altın Ligi’nin yarı finali finalinden daha önemliydi. Ne yazık ki, bu mücadeleyi hiçbir televizyon kanalımız yayımlamadı. Belarus ile oynadığımız finali TRT’de izledik. Demek, TRT istese bu finalden daha önemli olan yarı final maçını yayımlayabilecekti! Avrupa Altın Ligi’ni Şampiyon bitiren efelerimiz 3-7 Temmuz günlerinde Slovenya’da önümüzdeki senenin en iyi 16 ülkesinin arasında yer almak için oynayacak. Final maçını anlatan TRT spikeri her ne kadar Erkekler ve Kadınlar Challenger Kupaları tarihlerini karıştırsa da, önemli bir bilgi verdi. Burutay gibi önemli oyuncularımız Challenger Kupası tarihlerinde bedelli askerlik nedeniyle takımdan ayrılacakmış. Erkek voleybolumuzun dönüm noktası olacak bu turnuva öncesinde takımı eksiltmemek gerekir. Slovenya’da milli formayı giymek de milli bir görevdir. TVF ve TSK’nin bu eksikliği takıma yaşatmamasını ümit ediyorum.

Kadınlar Milletler Ligi’nde ise yine altılı finale kaldık. Erkekler Challenger Kupası’nın oynanacağı aynı tarihlerde millilerimiz Çin’de geçtiğimiz seneki gibi madalya almaya çalışacak. Altılı finale giden yolda kadınlarımız yurt dışında yaptığı 9 maçta sadece Çin’e yenilirken, Ankara’daki 6 maçın 3’ünü kaybetti. Hem de 2 yenilgi Altılı Finale kalamayan Japonya ve Belçika’ya karşı alındı. Erkek voleybolcularımız Sivas, Malatya ve Trabzon’da dolu tribünlere oynarken Ankara’da aynı ateşli seyirciyi göremedik. Kadın milli takımımız için daha başarılı olacağımız bir salon seçmeliyiz.

Minsk’te devam eden Avrupa Oyunları görkemli bir açılışla başladı. Açılış 1980 Moskova Olimpiyatlarını çağrıştırdı. Disiplinli bir koreografide operadan baleye Belarus devlet kurumlarının gösterisini izledik. Açılışın sonunda yakılan meşale, Moskova’daki meşalenin aynısıydı. Belarus, 2 kutuplu dünyanın devam ettiğini ilan ediyordu, sanki. Hem de Avrupa’dan! ABD’nin peşine takılıp Moskova Olimpiyatlarını boykot eden 70’e yakın ülkeden sadece 4’ü Avrupa ülkesiydi. İsrail, Monako, Norveç ve Türkiye için bu meşalenin altında yarışmak spor tarihindeki bir ayıbın telafisi. 39 yıldaki bu değişim ise gurur verici; ABD istediği için Moskova Olimpiyatlarını boykot eden bir ülkeyken bugün Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girmekten bahseden bir ülke olduk!

Oyunları kendilerini “Türkiye’nin Tek Olimpik Spor Kanalı” diye niteleyen Sports TV yayınlıyor. Yaptıkları yayınlarla bu unvanı hak ediyorlar. Umarım oyunlardan sonra 3-14 Temmuz tarihleri arasında Yaz Üniversite Oyunları’nı ve 21-27 Temmuz tarihleri arasında Avrupa Gençlik Yaz Olimpiyatları’nı da Sports TV’den izleriz. Ancak, Sports TV’ye birkaç sitemim de olacak. Öncelikle kendilerine ulaşan 4 kanal yayında yer alan tüm Türk oyuncuları Sports TV’den yayımlasınlar, internet üzerinden değil. Örneğin, okçulukta bronz madalya kazanan Yeşim Bostan ve Evren Çağıran’ı madalya maçlarına kadar izleyemedik. Bir de, oyun statülerini sunmadan önce okusunlar, hadi okuyamadılar, en azından önceki yarışları izlesinler. Avrupa Oyunları’nda atletizm yarışları “Dinamik Yeni Atletizm” adı verilen saçma bir sistem ile yapılıyor. İlk gün ülkeler 4 farklı grupta yarıştılar, Türkiye 4. grupta yarışmasına rağmen Sports TV sunucuları önceki 3 grubu izlemeden yarışı sunmaya çalıştılar. Atletler 4 farklı yarışta elde edilen derecelere göre sıralanıp madalya aldılar. Türkiye’nin son yarışları yapmasına rağmen, madalya almamız için gerekli dereceler izleyiciye aktarılmadı. Sunucular, 100 metrede Jak Ali Harvey’nin bronz kazandığını yayın sonuna kadar anlayamadı. 2 saat boyunca takımların 8 disiplinde aldığı puanlar, sadece “av” adı verilen kadın sporcuların 200 ve 600 metre erkek sporcuların 400 ve 800 metre koştuğu bayrak yarışına erken başlamasına yarıyor.

Eğer bu 4 koşucunuz yeterli değilse, 8 dünya rekoru kırın başarılı olamıyorsunuz. Sports TV sunucularının bu kuraldan da haberi yoktu, atma ve atlama yarışlarındaki garip statüden de. Sports TV sunucularına yine de kızamıyorum. Avrupa atletizmini yönetenler öyle garip bir statü yapmışlar ki, atletler yarışmadan kura çekseler daha heyecanlı olur. Yüksek atlamada en alçak yüksekliği deneyen Danimarkalı sporcu ülkesine en yüksek puanı kazandırdı, elbette madalya kazanamadı. Aynı yarışta ülkesine daha az puan kazandıran Ukraynalı Bondarenko ise bronz madalya kazandı.

Sporu çok izlensin diye niteliksiz televizyon programları haline getirirseniz bu onurlu mücadeleye büyük zarar verirsiniz; Venezuela’nın İran’ın Türkiye’nin başarıları bir oyun değildir, halkların onur mücadelesidir.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları