Osman Kavala yine tahliye edilmedi

AİHM'nin hak ihlaline uğradığını belirtip tahliyesini istediği Osman Kavala Gezi Davası'nın bu duruşmasında da tahliye edilmedi. Mahkeme bir sonraki duruşmanın tarihini 28 Ocak 2020 olarak belirledi.

Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin ise tutuksuz yargılandığı Gezi davasının dördüncü duruşması Silivri Cezaevi Kampüsündeki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görüldü. Kavala ve tutuksuz yargılanan 15 kişi Gezi direnişi gerekçe gösterilerek 'hükümet ortadan kaldırmaya teşebbüs' etmekle suçlanıyor. Kavala'nın avukatlarının başvurusunu değerlendiren Avrupa İnsan hakları Mahkemesi önceki hafta  Kavala'nın hak ihlaline uğradığını kaydederek tahliye edilmesi gerektiğine hükmetmişti. 

Duruşmada Gezi direnişi döneninde görev yapan güvenlik güçleri tanık olarak dinlendi.  İlk olarak Güvenlik Şube Amiri Ercan Orhan Aydın ifade verdi. Aydın "Gezi Parkı nasıl başladı, ne oldu basından biliyorum. İdeolojik olarak kim neydi, değildi karmaşıktı. Birileriyle görüşüp müzakeremiz olmadı. Belki beni gözaltında görmüşlerdir ya da belki ben onlara gözaltı işlemi uygulamışımdır. Ama şiddet içerikli olarak şu şunu yaptı gibi bir tespitim yok."

Mahkeme Başkanı'nın "Dosyamızdaki sanıkların bu eylemlerin derinleştirilip yaygınlaştırılmasına yönelik herhangi bir basın açıklaması, toplantı oldu mu? Bunların polis müdahalesine karşı saldırın/mukavemet edin şeklinde açıklamalarına şahit oldunuz mu?" sorusu üzerine Aydın şu yanıtı verdi:

"Gezi Parkı'nın merdivenlerinde polis araçları vardı. Anons ediyorsunuz, çağrılara rağmen dağılmıyorlardı. Bu eylemin sınırı aştığının göstergesi. Ama bu her yerde herkes gözaltı yapıyordu, tek biz değildik. Grubun dağılma iradesinden ziyade, sağlam bir organizasyon vardı. Ama Osman Kavala bu işin neresindedir, arka planda ne yaptı, keşke farkında olsaydım."

Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu söz alarak Aydın'a "Osman Kavala'yı bu olayları organize ederken gördünüz mü" sorusunu yöneltti: Aydın"Ben Osman Kavala'yı fiziki olarak ilk defa burda gördüm" yanıtını verdi.

Avukatlardan Bahri Belen Aydın'a "Can Atalay'ın da topluluğu bir eyleme yönelten davranışını gördünüz mü?" sorusunu yöneltti. Aydın bu soruyu da "Onu avukat kimliğiyle biliyorum. Eylemde gördüm. Taş molotof atarken değil. Basın açıklaması yapılacak, istihbarat notu gelmiş falan" diyerek cevapladı.

Aydın'ın ardından İstanbul Güvenlik Şube'de görevli Hasan Gül'ün ifadesine geçildi. Gül  "Güvenlik Şube'de uzun yıllar çalışmış olmamdan dolayı kendisini STK'da var olduğundan biliyorum. Gezi Olayları'nda nerede olup olmadığını hatırlamıyorum. Şiddet olaylarında hiçbir şekilde görmedim" dedi. 

Gül'ün ardından tanık beyanlarına karşı söz alan Osman Kavala "Tanıklar benim herhangi bir şiddet eylemine katılmış olduğuma dair ya da yönlendirmiş olduğuma dair ya da Gezi Olayları'nda yönlendirici olmuş olacağıma dair bilgi vermediler." diye konuştu.

Söz alan Mücella Yapıcı da "Yaptığımız basın açıklamaları en temel haklarımızla ilgiliydi. Ben özellikle bu konuda yargılandım ve beraat ettim. Fakat bir şey beni rahatsız etti. Tanıklıkta biraz yönlendirme var mı diye düşünmeye başladım ifadeleri okuyunca, ama hukukçu değilim. Tanıklar da aslında iddianamenin asılsız olduğunu gösteriyor" dedi.

Tanık beyanlarına karşı Çiğdem Mater Utku da "Anladığım kadarıyla konunun bizle pek bir alakası yok" diye konuştu.

Kavala: İddianame suçlululuğumu değil suçsuzluğumu gözler önüne seriyor

Daha sonra Osman Kavala'nın tutukluluk konusundaki beyanına geçildi. 

Kavala "Sanık avukatları iddianamedeki dinlemelerin hukuksuz olduğunu, çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevlilerle yapıldığını ortaya koydu. Bu iddianame suçluluğumu değil, suçsuz olduğumu gözler önüne süren bir belgedir. 26 tahliye talebim, benzer gerekçelerle reddedildi. İddianame'de anlatılan edimlerin suç unsuru taşımadığı ve benimle somut bir ilişki olmamasına rağmen benimle ilgili şüphelerin ağır basması özgürlüğümün değerinin verilmediğinin göstergesi ama özgürlüğümün değeri evrensel normlara dayanıyor. AİHM kararı da bunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum."

Kavala'nın ardından söz alan avukatı Köksal Bayraktar AİHM'nin verdiği kararı hatırlattı:

"80 sayfadan ibaret AİHM kararı, tarihsel değer taşıyan, önümüzdeki yıllarda da etkiliği olacak büyük karar niteliğindedir. Bu kararda müvekkilimin haklarının ihlal edildiği açıkça ifade edildi. AİHM vermiş olduğu kararla tutukluluk süresinin makul süreyi çok aştığını, bunun makul ölçüler içinde kabul edilemeyecek bir karar olduğunu ısrarla vurgulamıştır. AİHM, müvekkilimizin derhal serbest bırakılmasını istiyor. Müvekkilimiz 2 yıldan fazla tutukludur. Bu da müvekkilin alabildiğine mağdur olması demektir. AİHM'in bu önemli, tarihsel, Türkiye'nin toplumsal tarihindeki mihenk taşı niteliğindeki kararı doğrultusunda tutuklamanın hemen kaldırılmasını istiyoruz."

Duruşmada Hazine vekili davaya katılım talebinde bulundu, savcılık "takdir mahkemenindir" görüşünü bildirdi. 

Katılım taleplerine eleştiri

Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar katılma taleplerine dair: "İddia makamı varken 'ben de suçtan zarar gördüm' diye ortaya çıkmak suçtur. Özel suçlarda kişiler doğrudan doğruya zarar gördüyse davaya katılabilir. Müdahillik için fiil ile fail arasında nedensellik bağı olması gerekir. Fail nerede? Hazine nedenselliği nasıl kuruyor? Kısacası müdahillik talebinin reddedilmesini talep ediyorum." dedi.

Mahkeme Heyeti, adli kontrol kararlarının kaldırılması ve Osman Kavala'nın tahliye talebini reddetti. Dava, 28 Ocak 2020'ye bırakıldı.Mahkeme ayrıca, aralarında Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan'ın da bulunduğu polislerin ve Hazine'nin katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Adalet Bakanlığı'na AİHM kararının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin yazılan yazının cevabının beklenmesine de  karar verildi.

Duruşma biterken salondakiler Osman Kavala'yı alkışladı, Kavala alkışlayanlara selamlayarak karşılık verdi.

(Ajanslar)


Kategoriler

Güncel