Çünki oruç ibadetinin sevabını Cenab-ı Hak ahrette, bizzat kendisi verecektir. Madem ki Allah için, Rabbimizin rızası için oruç tuttuk mükafatını da Yaradan verecektir. Bizler de, bizim için hazırlanan ebedi yurdu, ahreti düşünmeliyiz.  

Madem ki oruç mükafatı sevabı ahrette verilecek, öbür alemi tahattur ederiz. Ölümün yok olmak olmadığını hayatın devam ettiğini idrak ederiz. Ahiret gözler önüne gelir. Ölümün Yaradana kavuşmak olduğu ortaya çıkar. Dünya hayatının bütün güzelliğine rağmen geçiciliği görülür.     

Terlerimizle boğulacağımız o günden korkmalıyız. İlk yaratılışımızı düşünüp ikinci yaratılışımızın daha kolay gerçekleşeceğini düşünmeliyiz. Bahara bakalım. Kemik mesabesindeki ağaçların yeşermesini, çiçek ve yaprak açmasını hatırlıyalım. Mademki kainatta israf, fazlalık yok. O halde bu kayıtlar, hafıziyetler, haşrin dirilişin habercileri. Cenab-ı Hak geceyi nasıl bizler için istirahat yeri kıldı ise kabri de bekleme salonu yapmıştır. Yaşayışımızın bir kopyası hafızamızda kaydedildi. Baharda açan çiçekler gibi yaşayışımız da gözler önüne serilecek. Küçücük bir iyilik dahi karşılıksız kalmayacaktır. İşte oruçlarımız o zaman imdadımıza yetişir. Müflis duruma düşmemize engel olurlar.