"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ortadoğu ve demokrasi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Ocak 2019, Salı
2001’de ABD’yi canevinden vuran 11 Eylül saldırısından sonra bazı ABD’li strateji uzmanları, özeleştiri babında şöyle bir değerlendirme yapmışlardı:

“Eğer vaktiyle Ortadoğu’da demokrasinin yerleşip hakim olması için çaba gösterip yatırımlarımızı demokratikleşme için yapmış olsaydık, bugün çok daha farklı bir Ortadoğu manzarası ortaya çıkar ve şimdiki sorunların çoğu yaşanmazdı.”

Aslında bu tesbit bir vâkıanın ifadesiydi.

Daha gerilere gidildiğinde ise, bölgeyi bugünkü krizler yumağı durumuna getiren ilk hatanın Birinci Dünya Harbi sona erdiğinde Osmanlının parçalanması ile yapıldığını ifade etmek mümkün. Hattâ Churchill’in tecrübesi ve ileri görüşlülüğü ile bu durumu daha o zamandan gördüğü ve Osmanlı toprakları başta olmak üzere dünyayı taksim edip paylaşmak üzere 1919’da masaya oturan savaşın galiplerini şu sözlerle uyardığı söyleniyor.

“Türk imparatorluğunu parçaladığınız takdirde kontrolü elden kaçırır ve Akdeniz’den Hindistan’a kadar bütün Müslüman dünyasıyla aramızda sonsuz bir savaşın tohumlarını atmış olursunuz.”

Bu gerçekçi uyarıya rağmen, tarihten gelen bir kin ve intikam duygusunun da tahrikiyle, büyük bir iştah ve ihtirasla Osmanlının üzerine üşüşen emperyalist güçler, cetvelle belirledikleri sınırlarla Ortadoğu topraklarını aralarında taksim ettiler.

Elbette ki, bu taksimatta aslan payını alanların başında, yine Churchill’in İngiltere’si geliyordu. Kurt politikacı, ikazlarına kulak verilmedi diye, taksimatta kendi payından vazgeçecek değildi. Nitekim Filistin ve Irak gibi, günümüz Ortadoğu’sunun kriz odakları İngiltere’nin payına düştü.

İngiltere daha sonra, dessas siyasetinin bütün hünerlerini ortaya koyarak, Filistin’de bir İsrail devletinin zeminini hazırladı, Irak’ı da—bugün olduğu gibi—bölgeye müdahale bahanesi olsun diye kurdurup bir diktatörlük rejimine teslim etti.

19. yüzyılın bir numaralı emperyalist gücü olan İngiltere, 20. yüzyılın ikinci yarısında tedrîcen dişleri dökülüp tâkatten düştü, ama sömürgecilikten gelen engin tecrübesini, bilhassa İkinci Cihan Harbinden sonra dünyanın süper gücü olarak yıldızı parlayan ABD’yi yönlendirmek için kullandı.

(Yarın devam edelim.)

Okunma Sayısı: 2899
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı