|
Onlar bitti demeden bitmedi! (1)

Bir basketbol turnuvası esnasında, “Yahu bu basketbolu neden baştan sona izler insanlar anlamıyorum, zaten ne oluyorsa son periyotta oluyor!” diyen bir arkadaşım vardı. Tabi bunu basketbolla çok ilgisi olmamasının verdiği rahatlıkla biraz da hoyratça ifade ettiğinin o da farkındaydı…



Sonra birden aklıma son 10 ya da 5 dakikada bazen de son saniyelerinde değişen unutulmaz maçlar düştü… Bazılarını hatırlamak hepimizin yüzünde bir tebessüm oluşturabilir dedim…



Liverpool geldi mesela aklıma… Unutulmaz 2005 Şampiyonlar Ligi finalinde, hem de İstanbul'da şahit olduğumuz o muhteşem geri dönüş…



Henüz 1. dakikada kaptan Maldini'nin golüyle başlayan karşılaşmada, dönemin Arjantinli yıldızı Hernan Crespo'nun 2 golüyle İtalyanlar, ilk yarı sonunda zafer şarkıları söyleme başlamıştı çoktan. Maçın tadı kaçtı diye izlemeyi bırakanlar ya da tarihi bir fark görme umuduyla iyice dikkat kesilenler olarak ikiye ayrılıyordu finali izleyen milyonlarca futbolsever. Ama hiç kimsenin aklına gelmeyen bir şey oldu… 54. dakikada 3-0 devam eden oyun, 60. dakikaya geldiğimizde 3-3 e gelmiş, hepimiz küçük dilimize hakim olmaya çalışmıştık… Karşılaşma bu skorla bitse de, dünyanın en önemli maçında, hem de Milan'a karşı bu geri dönüşün mükafatı olmalıydı ve penaltı atışları sonrasında Liverpool 5. kez Avrupa'nın en büyük kupasını müzesine götürdü…



Şimdi biraz daha geçmişe gidelim. Yine bir Şampiyonlar Ligi finali… İngilizler yine kazanan taraf ama bu sefer son saniyede şaşkına dönen hani şu “sonunda hep onlar kazanır” diye bildiğimiz Almanlar. Evet, dünya futbol tarihinin en muhteşem geri dönüşlerinden birisi olan 1999 Şampiyonlar Ligi Finali Bayern Münih-Manchester mücadelesinden bahsediyorum. Kadrolara bakar mısınız? Ottmar Hitzfeld'in yönetiminde Oliver Khan, Matthaus, Babbel, Kuffour, Effenberg, Basler, Mehmet Scholl'lü panzerler; diğer yanda ise, Sir Alex Ferguson yönetimindeki Peter Schmeichel, Stam, Giggs, Beckham, Yorke, Cole, Sheringham'lı MANU… Neredeyse 85 dakika Münih'in baskın oyunu ve kalelerine isabetli şut bile ulaştırmayan takım savunmalarıyla geçti. 6. dakikada buldukları golün üzerine sayısız gol pozisyonuna girerken, iki topları da direkten döndü. Ama işte futbol!



Kurt hoca Ferguson'ın sonradan oyuna aldığı Teddy Sheringham'ın, kaleci Schmeichel'ın bile artık son şans diyerek geldiği bir korner pozisyonunda, uzaklaştırılamayan topa gelişine vuran Ryan Giggs'in zaten ağlara giden topuna son bir kez dokunarak skoru 1-1'e getirmesi Almanlar için yeterince kötüyken, santrayla sonuçlanamayacak bir gol daha yiyeceklerini bilselerdi, o anki hallerine şükrederlerdi kesinlikle… Sonradan Manchester United'ın futbol literatürüne “Fergie Time” olarak geçen son saniyelerdeki golü, yine oyuna 10 dakika önce dahil olan nöbetçi golcü Solskjaer'den ve yine bir korner sonrası geldiğinde, en sevdiğimiz yabancı hakem olan Collina, golün santrasını dahi yaptırmadan son düdüğü çalmıştı çoktan…



Maç bitimine doğru, tören hazırlıklarına başlandığı için ve kupayı Bayern Münih'e vermek üzere merdivenlerden inmeye başlayan UEFA Başkanı Lennart Johansson, son basamağı da geride bıraktığında kupayı vereceği kulüp çoktan değişmişti ve bu maç Şampiyonlar Ligi'nin o zamana kadar en unutulmaz finali olarak hafızalarımızdaki yerini almıştı.



Arada Solskjaer için “nöbetçi golcü” der demez, aklınıza gelenin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ancak yerimiz dar…Sonraki yazımızda unutulmayan geri dönüşlere, “bizden” örneklerle de devam edeceğiz.

#Solskjaer
#Liverpool
#Şampiyonlar Ligi
7 yıl önce
Onlar bitti demeden bitmedi! (1)
ÖSS için tercih rehberi
Ekonominin patronu kim olacak?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…