Sosa ve Onazi'nin olmayışları Trabzonspor için kuşku yok ki en olumsuz handikaptı...

Ünal Karaman öyle tahmin ediyorum ki sezonun en zorlu maçına en olumsuz şartlarda çıktı.

Sosa ve Onazi'nin yokuluğuna, Amiri ve Huseyni'nin milli takımlarında oluşları da eklenince ister istemez Trabzonspor' u daha maç başlamadan eksik kadro zafiyeti düşündürmeye başlamıştı..
Üstelik bir de Peraira'nın maç içinde sakatlanması tabiri caizse Ünal hocanın elini kolunu bağladı..

Lakin,
Trabzonspor genlerinde barındırdığı büyük takım olma kimliğiyle, rakibinin kalıplaşmış oyun yapısına muhteşem temposu ve oyun iştahıyla meydan okumasını bildi..

Düşünsenize, en değerli hamle oyuncusunu ( Ekuban ) zaruretten ilk on birde başlatan, yedek kulübüsünde ki tüm görev bekleyen oyuncularının neredeyse hepsinin alt yapıdan oluşu büyük bir handikap sağlasa da gelecek adına koca bir gurur ve onur tablosu olmuştur..

Kaderi Baştan Yazılmış Maç
Fakat,
Karşılaşmanın daha başlarında görüldü ki, bir proje takımı olan Başakşehir'in, Trabzosnpor'un bu kadro zafiyetine rağmen bir kazaya kurban gitmesini istemeyen ' erk ' çoktan önlemini almıştı bile(!)..
Bu önlemin adı ' Halil Umut Meler ' diye üzerinde hakem üniforması taşıyan, fakat yüzüne Başakşehir maskesi takmış emek hırsızı - nanköründen başkası değildi..

Öyle ki;
Karşılaşmanın içinde öyle ince kıyımlar yaptı ki, adeta Trabzonspor'un kadro zafiyetinin eksikliğini muhteşem seyircisiyle giderecek olmasının önüne Başakşehir'in on ikinci adamı olarak kendince bir denge unsuru sağladı..

Şahsım adına dün akşam ki kara gecenin üzüntüsü, Trabzonspor tarihinde haksızlığa uğradığı, hatta şampiyonluklarının elinden alındığı maçlarla eşdeğer bir durumdadır..

Yazı başlığımı '' Öncesi ve Sonrası '' diye seçerken, şunu düşündüm: Bazı maçlar vardır ki, kazandığınızda  sizi alır bir kaç sene ileri atarken, bir bakarsınız yenidiğinizde de sizi bir kaç sene geriye atar..
İşte dün akşam ki maçında akibeti aynen böyle oldu..

Öncesinde Trabzonspor'un alacağı bir üç puandan çok daha öte kazanımların elde edileceği bir karşılaşmanın  önü birileri tarafından kesilmiştir.
Şimdi bir çok arkadaşım diyecek ki, Trabzonspor da bu oyunu futboluyla bozaydı!
Çok haklılar, fakat Trabzonspor elinden geleni yaptı, fakat birileri bu maçın kaderini çoktan çizmişlerdi.
Bunu, rakibin ve Trabzonspor'un atağa kalkışların da  çalan / çalmayan faul düdüklerine göre sizlerde eminim anlayacaksınız..

Onu diyorum ya, Trabzonpor dün akşam yenilirken daha bir büyüdü.
Ve bu proje takımının olası şampiyonluğunda ki en zor deplasman bir şekilde onun adına kolaylandı..
Lakin, Türk futbolu bir kere daha karanlık bir gücün elinde yol almaya sinsi bir planın rotasında  ne yazık ki devam etti..
Varsın karanlıkla gelen başarılar onların olsun..
Sonunda ışığın peşinde koşanlara düşer asıl başarı, onurlu zaferler..

Zaten bu KİRLİ oyun hiç bitmemiştiki..

Biz sadece biraz saf yüreklilikten  biraz umutlanmaktan olsa gerek ligimizde halâ iyilerin olduğuna dair inancımızla gelecek adına iyimser olmaya devam edeceğiz, etmeliyiz de...

Bir yerde yazmıştım  bana ait şu sözü;
Hem zaten; '' sahipleninine kadar bütün renkler masumdur '' ...
Trabzonspor'un renkleri masumiyetinin özgürlüğünde saklıdır. 
Asla sahiplenilemez, asla  elde edilemez...

.......
Teşekkürler çocuklar...