Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇOCUKLARIMIZI hak etmiyoruz. Onlar için düşünmüyor, onlar için çalışmıyoruz. Ben bu ülkedeki tartışma seviyesinden ve kısır düşünce ortamından utanç duyuyorum! Bakın güya okullardaki müfredat değişikliğiyle ilgili bir konu var. Siz hakikaten bu konu etrafında konuşanların özsel olarak çocukların eğitim seviyesini yükseltmeyi gözettiğine inanıyor musunuz? Öyle olsa ideolojik gözlüklerden sıyrılma ihtiyacı duyarlardı, ama nerede... Öyle olsa bu değişiklikleri en azından kafalarındaki hapishanelerden kurtularak inceleme çabasına girerlerdi, ama nerede...

        Eğitim bu ülkenin en büyük sorunu. Ve AK Parti iktidarları döneminde en az el atılmış konu. Bahsi dahi geçse hemen homurdanmalar başlıyor. Yahu neyi koruma içgüdüsü bu? Sanki eğitim karnemiz iyi de onu mu bozmayalım? Zaten sonuçlar ortada, bir değişim ama köklü, hakiki bir değişim şart, çocuklarınıza hiç mi acımıyorsunuz?

        TEMEL SORUN, RESMİ İDEOLOJİ DAYATMASI

        ŞİMDİ birçok dersin müfredatında değişiklik yapılıyor. Bazı kelimeler üzerinden kıyamet koparılmaya başlandı. “Atatürk” unutturuluyor, “cihat” anlatılıyor, vs. vs...

        Halbuki Türk eğitim sisteminin temel meselesi Kemalist resmi ideolojidir. Baştan aşağı bundan arındırılması gerekir sistemin. Bu Atatürk’ü unutturmak demek değil, aksine bilimsel, objektif kriterlere göre Atatürk’ü yerli yerine koymak demek. Kemalizm de olamaz, onun yerine muhafazakârlık ya da İslamcılık da ikame edilemez. Eğitimin resmi ideolojisi olmamalıdır.

        Öte yandan tartışmalar gerçeği yansıtmıyor. Resmi ideoloji yerli yerinde duruyor. Yapılan değişiklik temele dokunmuyor ki! 1739 sayılı Milli Eğitim kanununda hiçbir değişiklik yapılması planlanmamış. Onunla ilgili bir farklı düzenleme söz konu değil. Anayasa’nın 24. ve 42. maddeleri zaten aynen duruyor. Köklü bir değişim için bunlar üzerinden bir tartışma yapmamız gerekir, ama Kemalist refleks hiçbir şeyi tartıştırmıyor.

        PEKİ YAPILAN NE?

        BAZI olumlu düzenlemeler var. Kadına şiddetin programa girmesi, pozitif ayrımcılık, toplumsal temsil gibi başlıkların açılması, obezitenin konu olarak yer alması güzel. Söylendiği gibi Atatürk çıkmıyor. Atatürk her başlığın içinde vardı, din ve ahlak kültürü, müzik, resim derslerinde de Atatürk başlığı vardı “Atatürk ilke ve inkılaplarına göre din anlatımı” gibi. Allah aşkına evrensel kriterlere göre böyle bir başlık olabilir mi? Bunlar hafifletilmiş. Ama yeterli değil.

        Tutturmuşlar “cihat” diye. Cihat dini terminolojide olan ve son zamanlarda terör örgütlerinin elinde içi boşaltılan bir kavram, yok gibi davranmak yerine doğrusunu anlatmak amaçlanmış. Sanki DEAŞ’ı meşrulaştırmak için konmuş gibi sapık bir itiraz sergileniyor bu başlık açıldı diye...

        YANLIŞ BULDUKLARIM

        DİN dersinin zorunlu olması yanlış. Aleviliğin “yorum” olarak tanımlanmasını da doğru bulmam. Alevilik bölümünü Alevilerin yazması yerinde olurdu ama Alevi toplumu içinde de bu konuda bir fikir birliği yok. Her iki başlık da devletin resmi tezinin paralelinde yerini almış.

        Maalesef Alevi vatandaşlarımız hâlâ kendilerini eşit hissetmiyorlar ve bunda haklılar. Ancak bence burada da devletin din eğitimi üzerindeki tekeli sorunu çıkıyor karşımıza. Halbuki devlet denetlesin ama özgürce okullar açılabilsin. Dede-zakir okulları da açılsın, Sünni İslam merkezli dini okullar da açılsın, ama din dersi kimseye dayatılmasın...

        FAZIL SAY’IN, İDİL BİRET’İN OLMASI GEREKİR

        MÜZİK alanında zaten sayılı değerimiz var. Siyasi görüşleri nedeniyle Fazıl Say, İdil Biret gibi isimlerin kitaplarda yer almamasını yanlış buluyorum. Dünya görüşünüz hiç bağdaşmayabilir ama bu, o değerleri yok farz etmek anlamına gelmez...

        MESCİT MESELESİ

        BİR de okullarda bir genelgeyle yürürlüğe konan mescit düzenlemesi var. Okulların çok önemli bir kısmında öğretmen ve öğrencilerin ibadet edecekleri herhangi bir alan yok. Olanların çoğu ise karanlık, havasız, merdiven altlarında ayrılmış alanlar. Halbuki bu bir ihtiyaç. İbadet özgürlüğü en temel haklardan.

        Kısa süre önce bu eksikliği gidermek için bir düzenleme getirildi. Artık belli bir standartta mescit olacak okullarda. Ama bu da yukarıda bahsettiğim kesimin paranoyalarını harekete geçirmeye yetiyor. Hatta Aydınlık Gazetesi, mescit açılması kararı için “pedagojik cinayet” başlığını attı! İsteyenin namaz kılması için yer ayarlanması bir cinayetmiş!

        Halbuki mescit açmak, laboratuvar açmaya engel değildir; okullar inançtan arındırılması gereken yerler hiç değildir... Türkiye’nin başına ne geldiyse bu sakat mantıktan geldi...

        Kısacası, koparılan kıyamete bakmayın, iddia ettikleri gibi bir değişim söz konusu değil! Keşke daha radikal adımlar atılsa, dünya çapında eğitim veren kurumlar çıkabilse bu ülkeden. Öte yandan en azından bir gayret var, öngörülen tadilat bazı olumlu şeyleri beraberinde getiriyor ama hâlâ köklü bir eğitim reformundan uzağız.

        EVRİM TEORİSİ ÇIKTI MI?

        EN çok kıyamet koparan başlık “evrim teorisi”. Müfredattan çıkarıldığı söyleniyor. Programı inceleyen eğitimcilere sordum, çıkarılmamış, zaten mümkün değil bu. Ama biyoloji kitaplarında bazı başlıklar kısılmış. Varlık felsefesinde geniş yer buluyor. Ama ben bunu da doğru bulmam. Zaten bilime yeterince uzak bir anlayış hâkim eğitime.

        Diğer Yazılar