Olması gereken oldu…

A -
A +

"G.Saray’ın ‘beyana dayalı golü’ üzerine olan şüphelerini bir anda çaldığı penaltı düdüğü ve yorumuyla dağıtıverdi Çakır..."

Bir önceki haftanın ne anlama geldiğinin, Bruma-Rodrigues arasındaki rekabetin boyutlarını ve şeklinin, Sneijder’siz oyunun verimliliğinin test edileceği bir maçtı ve belli ki İgor Tudor’un da kafaya taktığı bir maçtı…
Dengede giden ve pas trafiğini ele geçiren Galatasaray’ın ‘beyana dayalı golü’ üzerine olan şüphelerini bir anda çaldığı penaltı düdüğü ve yorumuyla dağıtıverdi Cüneyt Çakır...
Goldeki ‘şüphe’ oranı, penaltı kararında daha fazlaydı...
Maç dengeye geldiğinde herkes memnun gibiydi...
Ancak Poldi’nin yalnızlığı ve Bruma’nın takım oyuncusu olmaktan uzak seçimleri nedeniyle maçın sonu pek hayırlı görünmüyordu Galatasaray için...
Yine de uzun süre dengede tutmayı başardılar çok iştahlı bir rakip karşısında...
Son dilimde ‘yenemiyorsan yenilme’ prensibine dönüşen Galatasaray’ın oyunu Karabükspor’un diri ve istekli oyununa ancak bir süre engel olabildi ama kaçınılmaz sondan kurtulamadı…
Bunun altında en fazla bir santrfor olmayan Podolski’nin bir santrfor gibi oynamaya çalışması gerçeği yatıyordu.
Galatasaray açısından tek bir kazanç yazabilirim bir köşeye, o da ‘aranan stoper bulunmuştur’ ilanının duvara asıldığı maç olmasıdır; ki biz ona Ahmet Çalık diyelim...
Gerisi gazoz gibi salladıkça köpüren bir oyuncu grubudur…

Maçın admaı: Latovlevici. Carole’dan medet umanların bir türlü bulamadığı sol kanat oyuncusu...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.