Burada birçok etik kural ihlal edilmiş. Burada günümüzde gazeteciliğin ne hale geldiğini gösteren bir durum oldu. Ben de İletişim Fakültesinde çalışan bir hoca olarak böyle bir şeyle karşı karşıya kalmam öğrenciler arasında, 'acaba hoca kendisi mi yaptırdı' gibi söylemlere de neden oldu. Bu haber yüzünden alay konusu da olduk. 'Hocam derse ruhunuz mu geldi' gibi durumlar da yaşandı. Birçok kişi de ilk defa ölüm haberine güldüklerini söylediler. Mesleğimiz adına çok üzücü bir haber oldu" dedi.
Yanlış haber yapma konusunda öğrencilerine sık sık uyarılarda bulunduğunun altını çizen Çakın, "Söz konusu haberde, benim adımdaki bir vatandaş naaşını bağışlamış. Haberdeki ölen kişinin çocuğu neredeyse benim yaşımda ama haberi yapan kişi beni, o çocuğun babası gibi göstermiş. Ömer Çakın olarak benim fotoğrafın altına da böyle bir ibare düşmüş. İnsanlar ilk önce haberde, naaşını bağışlayan kişi benmişim gibi oldu. Ölmediğimi söylediğimde inanmayanlar bile oldu. 'Hocam gerçekten siz misiniz' diye soranlar çok oldu. Bundan sonraki aşamada hukuki süreçlere başvurmak istiyorum. Çünkü bu haber, çok büyük bir yanlış. Biz gazetecilik eğitimi veren kişiler olarak, bu tür şeylerle karşılaşınca çok üzülüyoruz. Araştırmadan, masaüstü haberciliği yapmak artık Türkiye'de çok yaygınlaştı. Biz öğrencilerimize devamlı habercilikte araştırmanın, teyit etmenin öneminden bahsediyoruz. Bu tür hatalar affedilmez hatalar. Ölen bir kişinin fotoğrafı yerine başka birisinin fotoğrafını koymak etik açısından da çok kötü bir durum" diye konuştu.