Son dakika haberi... Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, İdlib'de 33 şehit verdiğimiz hain saldırıyı ve atılması gereken adımları değerlendirdi. Davutoğlu, "Bugün bir eleştiri ya da polemik günü değildir. Yasımızı yaşamamız, birlik olmamız gereken gündür. Sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililer olanları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalı" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 33 askerimizin şehit olduğu İdlib saldırısı sonrası partisinin eylem planını açıkladı. Hazırladıkları eylem planını siyasi partilerle de paylaşacaklarını söyleyen Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililer olanları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalı" dedi.
İstanbul İl Başkanlığı'nda konuşan Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün bir eleştiri ya da polemik günü değildir. Yasımızı yaşamamız, birlik olmamız gereken gündür. Sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililer olanları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalı. Ortak istişareye açık bir şekilde zihinlerimizi birleştirmek zorundayız.
Çağrımız, Sayın Cumhurbaşkanı ve tüm siyasi liderlerin karşılıklı olarak açık bir şekilde bu meseleleri tartışmasıdır. Canımızın, yüreğimizin yandığı bir günde bir tek şehidimizin acısı tüm milletimizin yüreğinde acılar bırakır.
Attığımız her adımda Türkiye'nin stratejik bir akıl taşıdığını göstermeliyiz. Atılması gereken adımları bir metin olarak siyasi liderlerle paylaşacağız.
TBMM ACİLEN TOPLANMALI
TBMM acilen toplanmalıdır, Cumhurbaşkanı ve bütün siyasi liderlerin bir araya geleceği bir toplantı yapılmalıdır. Ortak bir bilgilendirme notu tüm kamuoyuyla açık, net, berrak bir şekilde paylaşılmalıdır. Rusya ve İran'ın Türkiye'ye bir açıklama borcu vardır. Ne İran Suriye'ye komşudur, ne de Rusya Suriye'ye komşudur.
NATO'nun en önemli üyelerinden biri olarak Türkiye'nin, Suriye kaynaklı açık bir tehditle karşı karşıya olduğu ve NATO'dan taleplerimiz net bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Maalesef Rusya kaynaklı bir medya operasyonuyla karşı karşıyayız. Bizim objektif verileri aktararak uluslararası kamuoyunu Türkiye'nin yanına almalıyız.
BMGK nezdinde yaptığımız girişimlerin desteklenmesi sağlanmalıdır. BM Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanı tarafından aranarak İdlib'te ölümle karşı karşıya olan 5 milyon insanın mülteci haline dönüşmemesi için gerekli desteği talep etmelidir.
Bu bölgenin kaderi P5 ülkelerine bırakılmayacak kadar bize aittir ve önemlidir. Bölge ülkeleriyle en üst düzeyde görüşmeler yapılmalıdır.
RUSYA TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI KABUL ETMELİ
Rusya Türkiye'nin Suriye'deki stratejik çıkarlarını kabul etmelidir. Rusya ile bu konuları aşırı dostluğa da düşmanlığa da gitmeden konuşacak diplomatik rasyonaliteyi sağlamak durumundayız. Türkiye'nin orada bulunmasından rahatsız olanların Rejim safındaki çok sayıda yabancı milisleri kabul etmeleri doğru değildir. İran'la da bu konular açıkça konuşulmalıdır.
Bütün Suriye halkına çağrıda bulunarak askerlerimizin oradaki bulunmasının tek sebebinin can kaygısıyla sınırlarımıza yönelen mültecileri korumak olduğunu, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunduğumuzu anlatmalıyız. Suriye rejiminin işlediği insanlık suçları ve bunun yol açtığı mülteci krizi bir rapor olarak dünya kamuoyuna sunulmalıdır.
Türkiye ne mülteci bunalımının ne de Suriye'deki savaşın tarafı da değildir müsebbibi de değildir. Suriye'de uzun vadede kalıcı bir düzeni kuracak eylem planını dünyaya duyurmalıyız. BM denetiminde kalıcı bir anayasal düzenin oluşmasına dönük adımlar atılmalı. Siyasi çözüm ile birlikte mültecilerin can güvenlikleri sağlanarak eski kentlerine dönmeleri sağlanmalı.
Suriye son 10 yıldır büyük acılar çekiyor. Rejimin acımasız saldırılarıyla 1 milyona yakın insan katledildi, milyonlarca insan evlerinden barklarından edildi. Uluslararası toplumun sessiz kalmasıyla rejim saldırılarını sürdürmekte beis görmedi.
Dün gece yaşananlardan sonra Türkiye'nin yapması gereken önce taziyelerimizi göstermek, birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı dünyaya göstermektir. Bir daha tek bir askerimizin şehit olmaması için kimin hangi fikri varsa kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Herkes kendi kısır siyasi gündemlerini bir kenara bırakarak Türkiye'nin geleceği için bir araya gelmeli, gereken katkıyı sunmalıdır.
