• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Okan Bayülgen ve şeref meselesi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.04.2015, 00:00
Bir milyon yıl kadar önce, kendim de dinozor olduğum için çok net hatırlıyorum, parlak bir genç adamın çıkıp talk-show yaptığı günleri. Aman da aman Türk televizyon tarihi için ne muazzam bir projeydi, Okancık pek bir yetenekliydi, cesurdu, deliydi. El yordamıyla kendi tarzını yaratmaya çalışan özel televizyonculuk için bir 'dahiydi'. İlk zamanlarda yer tuttuğu için büyüyen, ünlenen, kocaman bir balon haline gelen bir şöhrete sahip oldu. Olsundu da zaten, pek bir sevmiştik. O dönemde, yine Sabah Grubu'nda çalışıyordum, Okancık da atv'de program yapıyordu. Okan'ı binada görmek bile insanı heyecanlandırıyordu ne yalan söyleyeyim. Zeki erkek yok muydu başka, deli yok muydu da o kadar etkileniyorduk, sabaha kadar ekran başında kalıyorduk hatırlayamıyorum. Zaman içinde ekrandaki deliler çoğaldı. Deli derken, dalga geçmek ya da küçümsemek için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ekran delilik işidir, ben de televizyoncuyum, ekranı severim. Ekranın da beni sevme sebebi deli olmamdır. Bugünkü saçma sapan programların, ekranda programcıların ağzına geleni söylemesinin sebebi ilk dönem iş yapanlardır, öyle bir saçmalığa alıştırdılar ki yapımcıları ve seyircileri, ayakları yere basan bir iş önerildiğinde ya da başladığında bir süre sonra yok oluyor farkındasınızdır. Zaman değişti, hepimiz değiştik, bir Okan değişmedi. "Değişmeyen tek şey değişimdir" der, bizim dönemde fikirleri dillerden düşmeyen beyaz sakallı saçlı filozof. Aynı yerde kaldı, sekti durdu Okancık, koca adam oldu, saçı sakalı ağırdı; türlü saç modeli denedi ama olmadı işte. Değişmesi gerekirken, inat etti, yakın gözlük takmaya başladı ama Ömercik gibi, Ayşecik gibi Okancık olarak kalmak istedi.
Okancık geçen gece yine pek bir sinirlenmiş gazetecilere, magazini oldum olası sevmedi zaten. Değişmedi dedim ya, magazinci nefreti de değişmedi. O küçük ellerindeki küçük parmaklarının ortancasını kaldırdı durdu fotoğrafını çeken gazetecilere. Aralarında karşılıklı bir nefret ilişkisi başladı haliyle, gece boyu görev yapan magazinciler Okancığı kızdırmayı görev bildiler. Deliliğini kaşıdılar, o da parmacıkları yetmediğinde sözleriyle, söyleri yetmediğinde gözleriyle mesaj verdi kameralara. Son mesajı, "Kendinize şerefli bir iş bulun" demek olmuş. Gazeteciliği şerefsiz bir meslek olarak gören ak sakallı Okancık, son dönemlerini huysuz ve sevimsiz ve üstelik istenmeyen bir ihtiyar olarak geçirecek gibi. Bir zaman sonra, konuk bulunmadığı zaman bir programa davet edilirse, belki elini masaya vurup "Saksı değilim ben" diye bağıracak. O şerefsiz mesleğin sahipleri yine kendisini haber yapacak. Okan bir şovmen olarak yaşamasını ve meslekteki varlığını borçlu olduğu adamların yazacağı satırlar kadar var olacak bir gün. "Ben kimseye borçlu falan değilim, ben Okan'ım, çok ünlü ve başarılıyım, ben kralım, ben ekranın ak sakallı dedesiyim" diye haykırdığını duyar gibiyim ama hiç umurumda değil. Neticesinde ben de bir gazeteciyim değil mi Okancık? Haftaya Yeditepe Üniversitesi'nde gazetecilik aşkıyla yanan öğrencilerle bir araya geleceğim, gazetecilik konuşacağız; Okan'ın da kulağını çınlatacağımdan emin olabilirsiniz. Bu köşe bugün yetmedi bana.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA