20 Mayıs 2017 01:00

OHAL'i sonsuza kadar sürdürmek için yeni 'ölçütler'

OHAL'i sonsuza kadar sürdürmek için yeni 'ölçütler'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyinin (TUSİAD-YİK) toplantısına katıldı; toplantıda bir de konuşma yaptı. 

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in toplantının başında;

-Hükümetin AB politikasını eleştirdiği,

-Suriye politikası ile laiklik bağlamında laiklik vurgusu yaparak, laikliğin önemine dikkat çektiği,

-“10 aydır bir daha uzatılmayacağını umduğumuz OHAL döneminde yaşıyoruz” deyip OHAL’in kaldırılmasını istediği,

-Basın ve ifade özgürlüğünün önemine dikkat çektiği,

-Acilen ekonomik reformlar talep ettiği konuşmasına da yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının en önemli bölümünü Bilecik’e yanıt vermeye ayırdı.

AB’ye girmenin Türkiye için önemine dikkat çeken TÜSİAD Başkanına Cumhurbaşkanı Erdoğan; “AB kapısını açmış da Türkiye içeri mi girmemiş...Alacaklarsa girelim... Hâlâ bunlara yalvarıp ne olur bizi içeri alın mı diyeceğiz” diyerek yanıt verdi.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan en ilginç yanıtı Bilecik’in, “10 aydır süren OHAL’in artık kaldırılmasını” istemesine verdi. OHAL’in kaldırılmasına karşı çıktı! 

ERDOĞAN VE HÜKÜMETİ OHAL’LE YÖNETMEYİ SEVDİ!

Hatırlayalım; OHAL ilk ilan edildiğinde Başbakan, başbakan yardımcıları, bakanlar, “OHAL’i darbenin yarattığı tahribatı hızlı bir biçimde kaldırmak için ilan ettik”, “OHAL’i halka karşı değil kendimize karşı ilan ettik”, “OHAL kararını üç ay süreyle aldık ama 45 günde kaldıracağımızı umuyoruz!”... gibi açıklamalar yapmıştı. Dahası ilk üç ayın sonundan itibaren OHAL’in uzatılması gündeme geldiğinde bazı bakanlar, “Artık OHAL’i uzatmaya gerek yok” diyen açıklamalar da yapmışlardı. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, “OHAL’in kime ne zararı var. Bakın işler tıkır tıkır yürüyor” diyerek her seferinde  OHAL’i uzattırmıştı! 

Şimdi görüyoruz ki, patronlar örgütü TÜSİAD’ın da OHAL’in kaldırılmasını istemesi (Ki, TÜSİAD epey zamandan beri OHAL’in kaldırılmasını her platformda gündeme getiriyor) karşısında Cumhurbaşkanı OHAL’in yeniden uzatılmasını istemektedir.

Cumhurbaşkanı, TÜSİAD-YİK’te yaptığı konuşmada OHAL’in kaldırılması için “yeni ölçütler” getirdi ve OHAL’in sürmesi için şu gerekçeleri öne sürdü: 

“OHAL konusundaki endişelerinizi anlamakta zorlanıyorum. OHAL iş adamlarının neyini engelledi? Ülkemizin yıkılmasına milletimizin yok edilmesine yönelik bir operasyon yapılıyor. 249 şehidimiz var, biz hâlâ OHAL’i kaldıralım diyoruz. Her şey huzura kavuşmadan OHAL’i kaldıramayız. OHAL’i ülkemizde her şey sağlıklı bir şekilde yürüsün diye devam ettiriyoruz!”

Artık yeni ölçüt; 15 Temmuz darbe girişiminin yaptığı tahribat filan değildir. OHAL’in kaldırılması için yeni ölçüt; “Her şeyin huzura kavuşması, her şeyin sağlıklı biçimde yürümesi”dir!

‘HER ŞEY’E DEVA OHAL!

“Her şey nedir?” derseniz, Cumhurbaşkanının söylediğinden anladığımız, ekonomi, dış politika, iç politika...hayatın bütün başlıca alanları olduğu anlaşılıyor. 

Bunun anlamı ise, Cumhurbaşkanının OHAL’in kaldırılmasını hiçbir zaman istemeyeceğidir! Çünkü bugün, bırakalım Türkiye’yi, dünyanın hiç bir ülkesinde, “Her şey huzur içinde ve sağlıklı biçimde” yürümüyor, yürümez de!

Cumhurbaşkanının ölçülerini kabul ederseniz, bugün Almanya, Japonya ya da ABD’de OHAL ilan edilmesi gerekir!

Ki, Cumhurbaşkanı ve ortağı Bahçeli’ye göre, bütün dünya Türkiye’ye karşıdır; Hükümet, 7 düvele karşı içeride ve dışarıda “beka savaşı” vermektedir! Dahası bu “savaş” öyle belirli bir gelecek zaman içinde bitecek bir “savaş” da değildir!

Eh, böyle olunca da bu ülkede OHAL olmasın da ne olsun?

Bu da daha üç gün önce Abdulkadir Selvi’nin, Cumhurbaşkanı ve Hükümetin, Türkiye’nin “normalleştirilmesi” için hazırlıklarına dair yazdıklarını boşa düşürmektedir. 

‘NORMALLEŞME’NİN İLK ŞARTI ‘OHAL’İN KALDIRILMASI’

Çünkü ülkenin, az çok “normalleşmesi”nin ilk şartı, OHAL’in kaldırılması, ülkenin KHK’lerle yönetilmesi sevdasından vazgeçilmesidir. Ama öyle anlaşılıyor ki, şu bakanın, bu başbakanın isteği ne olursa olsun Cumhurbaşkanı OHAL’in kaldırılmasına kesinlikle karşıdır. Ve OHAL’in kaldırılması için TÜSİAD toplantısında öne sürdüğü ölçütler, OHAL’in ebediyen sürdürülmek istendiğini göstermektedir.

Bundan çıkacak ilk sonuçlar ise şunlardır:

1- Hükümetin, OHAL’in müdahalesini hayatın her alanına (“her şey”e) yaymak istediği böylece ortaya çıkmıştır. Zaten Hükümet, “darbe ve terörle mücadele” dışında da OHAL’i kullanmaktadır. Ama Cumhurbaşkanının söyleminden bu müdahalenin her alana yayılacağı ve daha etkili kullanılacağı anlaşılmaktadır. 

2- Cumhurbaşkanının OHAL’i kendi isteği ile kaldırmayacağı, ülkeyi KHK’lerle yönetmenin konforundan vazgeçmeyeceği, bu son açıklamayla iyice tescillenmiştir.

Bu da OHAL’i istemeyen her kişinin; her çevrenin, en başta da Türkiye’nin ilerici demokrat güçlerinin, emek mücadelesinin ön cephesinde yer alan kesimlerin OHAL’in kaldırılması talebi etrafındaki mücadelelerini daha bir kararlılıkla ve uzun bir mücadele olacağı bilinciyle sürdürmeleri gerektiğini göstermektedir.  Dahası yeni ama demokratik bir anayasa talebiyle birleşen (Böyle bir anayasayı ancak bir kurucu meclisin yapabileceği de unutulmadan) “OHAL’in kaldırılması”, “KHK’lerin iptal edilmesi” mücadelesinin ertelenemezliği bir kez daha öne çıkmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın patronlar önünde koyduğu OHAL’i ebediyen sürdürme amaçlı “ölçütler” bunu tartışılamaz biçimde göstermiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...