**50 yaşındaki Köy Muhtarının bile bilmediği ve hiç görmediği Kireçlik şelalelerine zorlu bir yolculuğun ardından ulaştık. Üç şelalenin devamına ise 20 metrelik en büyük şelaleyi aşamadığımız için gidemedik.   Yüksek rakımlı tepelerden süzülüp gelen bu suyun güzergahı üzerinde bir başka şelale veya şelalelerin olup olmadığını da kimse bilmiyor.

**Günü Birlik Turizm alanı ilan edilmesi istenen Kireçlik, sahili, şelaleleri ve tüm bakirliği ile sosyal ve kültürel yaşama kazandırılmayı bekliyor. Ballıca ile Kireçlik sahili arasındaki 2,5 km lik yol, EKİ’nin kömür ocaklarını kapatmasının ardından kaderine terk edilince, ulaşım ancak patpatlarla sağlanabiliyor.


Eyüp Bektaş’ın haberi:
16 Haziran 2016’da  “Bu Şelaleyi ilk kez göreceksiniz” başlığıyla yayımladığımız haberde  “Kdz. Ereğli’nin dağı taşı tarih ve doğa güzellikleri ile o kadar dolu ki, keşfedilmeyenlerin sayısını bilen yok. Bilenler elbette biliyor. Ancak bu bilenlerin bilgisine başvurarak, Ereğli’yi gerçek anlamda tanıtma konusunda ne yazık ki hiçbir ciddi çalışma yapılmıyor.İfadeleriyle yaklaşık 20 metrelik bir şelale videosu yayımlamıştık.

O şelale Kireçlik’te. Aldığımız bir duyumla Ballıca ile Bayat köylerinin birleştiği nokta olan Kireçlik sahilinde denize akan tatlı su kaynağının devamında bilinen ve klişe bir deyimle “saklı cennet” bir alanda  üç şelaleden oluşan güzelliği keşfetmek üzere gittik Ballıca köyüne. Ballıca Köy Muhtarı Nazım Civelek, Emekli Öğretmen Naci Açıkgöz ve köy halkı tarafından karşılandık. Patpat pilotu ve rehberimiz Murat Aksoy’un kaptanlığında Ballıca’dan Kireçlik’e indik ve denize sıfır noktasından tatlı su kaynağını takip ederek sözü edilen şelalelere ulaştığımızda gerçekten de böyle bir güzelliğin nasıl saklı kaldığına ve turizme kazandırılmadığına hayıflandık. Benimle beraber gelen Şehir Plancısı Kamuran Ayyıldız ve kızı Zeynep ile Kandillili Turizmci Nüvit Koray ile patpat yolculuğumuzu Kireçlik’te sonlandırıp yaya olarak doğanın koynunda yaptığımız yolculuk elbette adrenalimize tavan yaptırdı.

İlk şelaleye vardığımızda, etraftaki mor kelebeklere de dikkat çekip muhtar Nazım Civelek’e “Bu şelalenin adı var mı?” diye sordum. Yokmuş adı. O anda, kelebekleri de dikkate alarak ortak kararla “Mor Şelale” adını verdik. İkinci şelale beş ayrı noktadan dökülerek yoluna devam ediyor. O büyük şelaleye ulaşmak bir hayli zor oldu. Ulaştıktan sonra da şunları konuştuk:



Şelalere; Ballıca Köyü Muhtarı Nazım Civelek ile Emekli Öğretmen Naci Açıkgöz ile birlikte gittik. 


2,5 KİLOMETRELİK ANA YOL ULAŞIMDA PATPATLARA AÇIK

Bektaş: Naci Hocam siz Ballıca Köylüsünüz. Kendi köyünüzde böyle bir şelale olduğunu biliyor muydunuz?

Açıkgöz: Ben biraz daha geniş kapsamlı bakayım isterseniz, geçen ay Ereğlili öğretmen arkadaşım Ferhan Topçu’nun bir kitabı çıktı “Ağrı Eşeği “ diye.  O kitap Kireçlik’te başlayıp Kireçlik’te bitiyor. Şimdi orada Kireçlik’i Saklı Cennet diye çok güzel bir şekilde anlattı Ferhan Topçu. Şimdi o kitabı okuyup da Kireçlik’e gelmek isteyenler maalesef yolsuzlukla karşılaşacaklar. Bu şelaleyi de şimdi meşhur edeceksiniz Allah’ın izniyle şelaleyi görmek isteyenler de yine yol sorunu yaşayacak. Sayenizde bu yolu yaptırabilirsek bence en büyük kazancımız o olacak. Geri kalanına muhtar devam etsin.

 

Turizmci Nüvit Koray, mavi ile yeşilin birleşmesine dikkat çekti. 


MUHTAR: GÜNÜ BİRLİK TURİZM ALANI İLAN EDİLMELİ

Civelek: Köyümüz sadece Kireçlik deniz sahiliyle değil denizin mavisiyle değil bundan sonra bu şelalelerimizle de anılması gerekiyor. İlgililerden şelalelerimizi Kireçlik deniz sahilini günü birlik turizm alanı ilan edilmesini istiyoruz. Gereken çalışmaların da bir an önce başlatılmasını istiyoruz.

 

KAAN BEY SÖZ VERDİ AMA….

Bektaş: Muhtarım bu yol konusunda ne diyorsunuz?

Civelek: Yol konusunda bize Köy Hizmetleri Şefimiz Kaan Bey söz vermişti gönderecek olmuştu ama bekliyoruz şuanda bize verilen söz bu. Mesafe 2,5 km. 2.5 km’lik yolumuz yapılsa Kireçlik sahilini kullanabileceğiz. Bu şelalelerimize de yoğun talepler olacaktır bundan sonra. Bunları da inşallah topluma kazandıracağız. Bizim bildiğimiz kadar 3 tane şelale var. Bir tane de yukarıda var ama gerçekten bu 3 şelale görülmeye değer. Yukarıda ki şelale bunlar kadar büyük değil ama bir tane daha var orda. Biz şuana kadar gidemedik oraya. Bayat-Ballıca arasından bir yoldan üstten daha rahat gidilir oraya. Orası da kazandırılsa burada 4 tane şelale var. Günü birlik turizm alanı için saklı cennet olmuş olacak yani.



İLK ŞELALENİN ADINI BİZ KOYDUK: MOR

Bektaş: Peki bu şelalenin adı ne?

Civelek: Değirmenyanı şelalesi. Yeni bir isim koymadık ama toplum ne derse ismi o olabilir. Yeni bir isim koyabiliriz yani.

Bektaş: Mor renkli kelebekler gördük?

Civelek: Aşağıdaki 1 nolu şelaleye de mor kelebekler şelalesi diyoruz şimdiden sonra.

 

BİZİ MOR KELEBEKLER KARŞILADI

Bektaş: Peki o kelebeklerle ilgili hiçbir çalışma yapıldı mı?

Civelek: Yapılmadı şuana kadar ilk defa beraber gezerken keşif etmiş bulunmaktayız.  Bilmiyoruz tabi ki konuyu da yetkili uzmanlar için burada bir mor kelebek var gelin inceleyin, araştırın belki de bunu diyebiliriz sadece.

Çeşit çeşit türleri de çıkabilir belki de doğamız güzel ormanımız bilhassa bal yatağı kestanelerimiz var ıhlamurumuz var her türlü çiçeğimiz mevcut. Aşağıda sahilde arı kovanlarımız var. Bizim burası saklı cennetimiz yani kirlenme yok burada.

Bektaş: Kirlenme yok burada. Buranın balı, tarımı hiçbir kirlenme yok. Peki bu Kireçlik’e indiğimiz zaman Kireçlik sahiliyle buraya şelale tarafına dönüyoruz ne kadar mesafe var. Biz ne kadar zamanda geldik?

Civelek: 20-25 dakikada geldik. Ki yolu olmadığı halde. Yolu olmuş olsa 10 dakikada geliriz.

Bektaş: Bu suyun kimyasalını yaptırır mısınız yani tahlillerini yaptırır mısınız? İçilebilir mi buna bir şey karışıyor mu?

Civelek: Tahlil yaptırıp daha sonra konuşmak lazım. Gözü kapalı bir şey söylememek lazım.

Bektaş: Demek ki Ereğli’de çok güzellikler var araştırılsa. Peki şimdi millet akın etti buraya, hadi diyelim ki patır patır geldi. Ne yapacaksınız onları nasıl ağırlayacaksınız?

 

BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERLERİ VAR

Civelek: Biz elimizden geleni yapacağız, taşın altına elimizi koyacağız. Her misafirimizin başımızın üzerinde yeri var.

Bektaş: Bunu ticarete dökmek lazım.

Civelek: Onu da artık zaman gösterecek sosyal alanlar yapılabilir. Arz talep meselesi kuralı işler o zaman. Talep olursa arz da olacak yani.


MAVİ İLE YEŞİLİN EN DOĞAL ORTAMDA BİRLEŞTİĞİ YER KİREÇLİK
 

Koray:  Şimdi şöyle söylemek lazım burası bizim çocukluğumuzun Ereğli Kömürleri İşletmesi zamanındaki kömür çıkartılan bölgesi olduğu noktada deniz kenarında olması nedeniyle de biz sadece burada denize girmeye gelirdik çocukluğumuzda. Ama daha sonra her işletmenin Ereğli Kömürleri İşletmesinin kapatılması veya küçültülmesi nedeniyle oluşan diğer bakir bölgeler gibi yani elden çıkarılmış bölgeler gibi burasıda atıl bir duruma dönüşmüş. Ama günümüzde Türkiye’de yeşille mavinin birleşebildiği bana göre en ender bölgelerinden bir tanesi. Ben buraya 50 sene sonra geldim. 50 sene öncesini biliyorum sadece deniz olarak biliyorum ama günümüzde burası yeşille mavinin en doğal ortamda birleştiği noktada ileri dönük burada turizme yönelik çok güzel çalışmalar olabilir. İnsanlarımıza halkımıza çok yararlı bir bölge haline dönüştürülebilir. Engeller çıkmazsa. Buranın yolları belli bir noktada geliştirilirse insanların normal bir şekilde gelme ortamı hazırlanır ve buna yönelik de alt yapı biraz evvel senin de dediğin gibi kafeteryasıdır, restorandı gibi sosyal tesisler de ufak çaplı da olsa geliştirilebilirse hem bölge halkına hem köylere çok büyük faydası olacağına inanıyorum.

Bektaş: Bir de Ereğli’ye çok yakın 27. Km. Buraya bir ara Ereğli Belediyesi tuvaletler falan yaptı sonra kaldırdılar falan. Burada tuvalet dahi yok yani.

Turistik gözle buraya hiç bakılmamış şimdi bu şelalenin de keşfiyle birlikte gerçi evvelden beri var olan bir şelale ama kimse bilmiyor.

 
Kireçlik’e otomobil ile inilemezmiş ve bu nedenle köylerin her işe yarayan Mercedes’i patpata bindirildik. Patpat deyince pilotundan söz özellikle söz etmeliyim. Murat Aksoy emekli madenci ve gerçekten de işinin ustası. Ereğli Kömürleri İşletmesi’nin Kireçlik kömür ocağını terk etmesinin ardından herkesin gözden çıkardığı 2,5 kilometrelik yolu kullandığı patpatıyla öylesine ustalıkla aşıp bizi Kireçlik’e sağ salim indirdi ki ne kadar teşekkür etsek az. 



MUHTAR DA İLK KEZ GELDİ VE GÖRDÜ

Civelek: Ben 50 yaşındayım gerçekten ilk defa geldim. Duyuyorduk var olduğunu ama hiç gelmemiştik. Ulaşımı olmadığı için gelemedik.

Bektaş: Buranın mülk sahibi kim?

Civelek: Burası hazinenin.

Bektaş: Yani burayı Özel İdari isterse cennete çevirebilir. İstediğini yaptırabilir. Turizm Bakanlığı Ereğli Belediyesi istediğini yapabilir yani.

Koray: Şu haliyle bile oldukça cezbedici çekici bir mekan olması sebebiyle ufak tefek başlangıçta belli alt yapıyı yatırımlarıyla birlikle bir hareket getirilebilir.


Çocukluk arkadaşı iki Kandillili Eyüp Bektaş ile Nüvit Koray da, şelalelerin önünde anı fotoğrafı çektirmeyi unutmadılar. 



MUHTARDAN DAVET

Civelek: Haydi Ereğli güzelliğe davet ediyoruz.

Açıkgöz: Bende özellikle size teşekkür ediyorum, muhtarımın bile bilmediği bir şelaleyi Ereğli’den duydunuz buraya kadar geldiniz ve bize tekrar kazandırıyorsun çok teşekkür ederim.