Nitekim hep birlikte daha çok nefes alabileceğiz

Dün sabah saatlerinde geç kaldığım bir görüşmeye daha da geç kalmamak için her zamanki yoldan değil de kestirme bir yoldan gitmeye karar verdim. İşte ne olduysa o karardan sonra oldu… Birden kendimi Levent semtinde yer alan gökdelenlerin arkasındaki sıkışık, dar sokaklarda buldum.

Aslında bu yolu defalarca kullanmışlığım vardı, zira ilk defa yavaş ilerleyen trafikte etrafıma daha önce hiç bakmadığım kadar derinlemesine bakmaya başladım.

Dar sokaklar, arabaların bile yan yana zor geçtiği sokaklar…

Hemen hemen bir tek yeşilin bile olmadığı sokaklar…

Korna sesleriyle dolu sokaklar…

Nefes almayan sokaklar...

Trafikte birbirine bağıran insan sesleriyle dolu sokaklar…

Aslında bu anlattıklarım gündelik hayatta çoğumuzun karşılaştığı manzaralar…

Hatta daha da fazlası…

Akabinde geçenlerde okuduğum bir makale geldi aklıma…

Makalede kısaca, kent planlayıcılarının ve yöneticilerinin, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerini dikkate almadan kentlerin gelişimlerini planlamaları durumunda, sorunların kendiliğinden ortaya çıkacağı belirtiliyordu. Zira 1940’lı yıllar ile birlikte, kırdan kente göçün başlaması ve sonrasında kent ve kentlileşme sorunlarının ülke gündemini sürekli meşgul ettiği özellikle ifade ediliyordu.

Tam da bu noktada, son dönemde en çok konuşulan konuların başında gelen iklim değişikliğinden bahsetmeden olmaz sanırım. Zira konuyla ilgili uzmanların iklim değişikliğiyle birlikte gelen olumsuz etkilerin uzak bir tehdit olmaktan çıktığı ve artık bu etkilerin hemen yakınımızda olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla, dünya olarak birlikte hareket edilmesi gerekliliği üzerinde duruluyor. Tabii buna karşın, Amerika’nın iklim değişikliğiyle mücadeleyi kapsayan Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiğini de unutmamak gerekir. Bu bağlamda, iklim değişikliğinin uluslararası gerilimleri daha da artıracağı bekleniyor. Zira iklim değişikliğinin kentler, gıda üretimi ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinin dünyamız için büyük bir zorluk oluşturacağının altı çiziliyor. Diğer taraftan kentli nüfus artışının dünya genelinde tüm ülkelerde hızla arttığı, plansız kentleşmenin çevre kirliliğine sebep olduğu özellikle belirtiliyor.

Yukarıda belirttiğim tüm bu olumsuz tabloların en aza indirilebilmesi için, yapılacaklar konusunda şöyle bir düşünelim…

"Geleceğe Nefes" kampanyası kapsamında 11 milyon fidanın dikilmesi önemli bir çalışmadır. Böyle kampanyalar geleneksel hale getirilse ve tüm kurumlar, tüm paydaşlar bu çalışmaları sahiplenebilse…

Aslında, yaşam kalitemizi artırmaya yönelik çabalar tüm paydaşlar tarafından sahiplenilse, toplumun tüm katmanları tarafından içselleştirilse…

Çevre dostu ulaşım kapsamında, şehirlerde toplu taşıma amacıyla kullanılan otobüsler elektrikli olsa… Tüm belediyeler bu konuda birbiriyle yarışsa… Hemen olamıyorsa bile programa alınsa, böyle bir vizyon ortaya konsa…

Hava kirliliğine yönelik daha çok önleyici adımlar atılsa…

Yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı ülke genelinde daha da artırılsa… Evet, bu konuda ciddi ilerlemeler var, ama geleceğimiz için bu konuya daha da odaklanılsa… Güneş enerjisi ile elektrik üretiminde Almanya bizden önde... Güneş ülkesi olan ülkemizin bu konuda daha başarılı olabildiğini görebilsek…

Korna sesleri sussa… Yayalara karşı daha dikkatli olunsa… Trafikte makas atanlara karşı büyük bir kampanya başlatılsa…

Trafiği azaltacak önlemler hızla hayata geçirilebilse…

Sürdürülebilir ulaşım sisteminin en önemli parçası olan metro gibi raylı sistem çalışmaları yaygınlaştırılsa…

Yürüyüş yolları, park alanları daha doğrusu nefes alacak yeşil alanlar daha da artırılsa…

Plastik kullanımı azaltılsa… Bu konuda özel sektör ile el ele verilse…

Sıfır Atık projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar daha da içselleştirilse…

Yerel yönetimler, belirli dönemlerde depreme karşı uygulamaya koydukları çalışmaları kamuoyuna açıklasalar… Benim çalışmam, senin çalışman yerine “hepimizin çalışması” denilse... Ve hatta bu konuda yerel yönetimler birbiriyle yarışsa…

Gürültü kirliliği ile ilgili daha çok farkındalık çalışmaları yapılsa…

Hayvan Hakları Yasası bir an önce çıkarılsa…

Görünen o ki, bu liste böyle uzar gider.

Bize düşen, bize emanet olan çevremize hep birlikte sahip çıkmaktır…

Nitekim hep birlikte daha çok nefes alabileceğiz…

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum