Beştepe de bu hafta Cuma namazı kılındı. Sayın Diyanet
İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş imamlığında gayet nizami olarak kılınan
bu Cuma namazının içerdiği manayı irdelemeden geçersek yazık olur.
Çünkü bu eylemin hatasını, toplumda oluşan güvensizliği iyi
okumak lazımdır.
Yunus Emre derki:
“İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/Sen kendini
bilmezsin/Ya nice okumaktır.
Okumaktan murat ne/Kişi Hakk’ı bilmektir/Çün okudun
bilmezsin/Ha bir kuru emektir”
Ziya Paşanın meşhur sözü geldi aklıma: "Âyinesi iştir
kişinin lâfa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"
Yani diyor ki Ziya Paşa: “Bir kişinin konuştuğundan çok
yaptığı işe bakmak lazımdır. O iş onun akıl seviyesini gösterir.”
Yüce Allah bu konuda çok şiddetli bir uyarıda bulunmuştur. Bunu
da en çok bilmesi gereken Diyanet İşleri Başkanı olmalıdır.
İşte Kuran’ın beyanı:
“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri
söylüyorsunuz? / Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında çok çirkin
bir davranıştır.” (Saf Suresi 2-3)
Bir hafta önce “Değerli kardeşlerim bundan sonra ikinci emre
kadar camilerimizde cemaatle namaz kılınmayacak. Sizin ve cemaatin iyiliği ve
toplum sağlığı açısından Cuma namazları yerine herkes kendi evinde öğlen namazı
kılacak. Ve cuma günleri camiler kapalı olacak.”
Bu tavsiye kararınıza canı gönülden katıldık. Hatta Kâbe’de
bile Cuma namazı kılınmazken sizler devlet ricaline gayet nizami bir şekilde hem
de Beştepe de safları aralıklarla tutarak namaz kıldırdınız ve bunu da
kamuoyundan saklamadınız.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed, Allah’tan gelen bir emiri
önce hayatına tatbik eder sonra halka beyan ederdi. Çünkü O canlı Kurandı.
Özellikle dini sorumluluğu olanların ahlakı, Kuran ahlakı
olmalıdır.
Maalesef Cuma namazı kıldırmak tavrıyla siz büyük işler
becerdiniz; Atalarımızı haklı çıkarttınız “ellere verdiniz telkini, siz yediniz
salkımı”
“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri
söylüyorsunuz? / Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında çok çirkin
bir davranıştır.” (Saf Suresi 2-3) Meali verilen ilgili ayetin şimdi bir de
Diyanet İşleri Başkanlığının kendi Tefsirinde verilen bilgiyi paylaşalım:
“Bu ayetlerle ilgili yorumları önce, “ey iman edenler”
şeklindeki hitabın kime yönelik olduğuna ilişkin tercihe göre iki gruba ayırmak
gerekir. Kur’an’ın genel kullanımı doğrultusunda burada da müminlere hitap
edildiğini kabul edenlere göre ayetlerde, gerçekten iman etmiş olmakla beraber
söz ve eylemleri arasında uyumsuzluk bulunan Müslümanlara bu hususta bir uyarı
yapılmakta yahut Müslümana yaraşan tutumun söylenenle yapılan arasındaki
tutarlılığına özen göstermek olduğu bildirilmektedir…” (Kaynak: Kur'an Yolu
Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 332-333)
Sayın Başkan, isteseniz de istemeseniz de toplum;
önderlerine, kanaat sahiplerine, inanmak güvenmek istiyor. Sizin çok ama çok
dikkat etmeniz gerekiyor.
Coronavirüs krizini, camilerin karantinasını fırsat bilin. Siz
de “evde kalın” çağrısına uyarak örnek olun!
Camianızı özellikle de imamlarınızı doğru bilgilerle eğitin.
Bugüne kadar diyanet camiası Ehl-i Beyt öğretisine ve nefis terbiyesine çok da
önem vermedi. Bu sebeple camiler işinin ehli olmayan görevlilerle dolu…
Camianız zahiri bilgilerle yetindi. Güzel sesle okumaya
verdiğiniz önem kadar; minberlerden, kürsülerden cemaati azarlayanlara,
siyasetle uğraşanlara engel olsaydınız; camiler siyasetten çok irşat yuvası
olurdu…
Bu eksikliğinizi de gidermek yolunda ciddi adımlar atın.
İnşallah toplumun bütün kesiminde olacak değişimi siz de camianızda yaşayın.
Korona virüsten önceki Diyanet, korona virüsten sonraki Diyanet
olarak. Değişimi görmek arzumuzdur. Kuran ahlaklı güzel insanlara o kadar çok
ihtiyaç var ki…
Uğur Kepekçi