Yılda 2.5 milyona yakın kişiyi ağırlayan, İç Anadolu’nun peribacalarıyla, mağara kiliseleriyle ve bin yıl burada yaşamış sakinlerinin kayalara oyarak yaptığı yeraltı kentleriyle ünlü ‘Güzel Ahar Diyarı’ Kapadokya bölgesinde bugüne kadar bulunmuş en büyük yeraltı şehri TOKİ’nin bir inşaat projesiyle ortaya çıkarıldı. 396 bin metrekarelik alanı kaplayan, kazı yapılan 6 bin metrekarelik bölümünde 166 yeni mekân tespit edilen büyük yeraltı şehrini sizin için gezdik. Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu tahmin edilen kaya mezarları, ilkel taş şömineler, Katoliklere ait bir haç ile dibek ve değirmen taşlarının da ortaya çıkarılacağı Kapadokya’nın yeni hazinesinin bir bölümü 2018’de ziyarete açılacak

“Güzel Atların Diyarı” olarak da anılan Kapadokya’da son aylarda yeni bir keşfin heyecanı yaşanıyor. Bu keşif Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından bölgede yürütülen kentsel dönüşüm projesiyle ortaya çıktı. Proje çalışmaları sırasında Soğanlı Vadisi’yle, mağaralara oyulmuş kiliseleri ve yeraltı şehirleriyle geçmişi günümüze getiren Kapadokya’da 396 bin metrekarelik bir alanı kaplayan yeraltı şehri bulundu. Bu alanın 6 bin metrekarelik bölümünde 166 mekân tespit edildi. Kentin büyüklüğü ve diğer özellikleri açısından, daha önce bulunan ve 20 bin kişinin yaşayabileceği alanıyla bugüne kadar Kapadokya’da keşfedilen en büyük yeraltı kenti olan Derinkuyu’yu geride bırakabileceği tahmin ediliyor. Nevşehir Kalesi’nde yapıma başlanan inşaat çalışmaları sırasında tesadüfen bulunan antik yeraltı şehrini sizin için gezdik.

PİRAMİTLER KADAR İLGİNÇ

Heyecan yaratan yeni şehirle ilgili Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver bize bilgi verdi. Alanın çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Ünver, “Bölgede hiç Katolik yaşamamasına rağmen kazı sırasında kaya mezarlarının yanında duvara işlenmiş bir Katolik haçı bulundu. Çok ilginç bir alan. Mısır piramitleri kadar ilginç bir yapıyla karşı karşıyayız” diyerek, şaşkınlığını ve heyecanını dile getirdi. Bölgede yapılan çalışmalarda bulunan tarihi eserlerin envanter kaydının tutulduğunu ve alanda hangi medeniyetlerin yaşadığı ile ilgili kesin bilgilere envanter çalışmalarının tamamlanmasının ardından ulaşacaklarını anlatan Hasan Ünver, “Kesin bir tarih veremiyoruz ama bulgulardan yola çıkarak, Hititler’e kadar uzanacağını düşünüyoruz” dedi. Laboratuvar çalışmasının daha sonra başlayacağını kaydeden Ünver, “İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı gibi bir su sarnıcına ulaşmayı bekliyoruz. Çünkü yeraltı şehrinin içinde 30 su yolu tespit edildi. Su yollarını kandillerle, çıralarla aydınlatmışlar” diye konuştu. Kapadokya’nın tarihinin antik kentle birlikte yeniden yazılacağını söyleyen Başkan Ünver, toplam 396 bin metrekarelik alanı kapsayan yeraltı şehrinin 6 bin metrekarelik kısmında çalıştıklarını ve bu bölümün bir kısmını ziyarete ancak 2018’de açabileceklerini söyledi.

166 MEKÂN BULUNDU

Henüz çok az kısmında kazı yapılabilen yeraltı şehrinde şu ana kadar insanların yaşadığı düşünülen 166 mekân bulunarak temizlendi. 2 metre yüksekliğindeki bir su kanalı ve kaçış tünelinin de 300 metrelik kısmında kazı çalışmaları tamamlandı. Yeraltı şehrinde ayrıca, Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu tahmin edilen kaya mezarları, ilkel taş şömineler, Katoliklere ait bir haç ile dibek ve değirmen taşları da gün yüzüne çıktı. Belediye Başkanı Ünver, yeraltı şehrinin ortaya çıkarılmasının ardından burada arkeolojik müze ve fosil müzesi yapılabileceğini söyledi. Antik kenti korumak için kazı yapılan alanda 24 saat gece görüş kamera sistemleriyle güvenlik sağlanıyor

25 BİN KİLOMETRELİK ALANDA 200 YERALTI ŞEHRİ

İstilacılar akın ettiğinde Kapadokyalılar nereye saklanacaklarını iyi biliyordu: Yeraltına, yani tüf adı verilen yumuşak volkanik kül kayalarına oydukları 200 yeraltı sığınağından birine... Kapadokya bölgesinde çeşitli büyüklükte yeraltı yerleşimlerinin sayısı 150- 200 civarında. 25 bin kilometrekarelik bir alanı kaplayan Kapadokya, kaya yerleşimlerinin büyük bir kısmı yumuşak volkanik tüfün aşağıya doğru derinlemesine oyulmasıyla inşa edilmiş. Yeraltı şehirlerinin bazıları 30 bin kişiyi barındırabilecek büyüklükte. Kapadokya bölgesi, geçmişte sık sık çeşitli saldırılara maruz kaldığından, bu şehirlerin yapılış amacı daha çok tehlike anında halkın geçici olarak sığınmasını sağlamak. Yeraltı şehirlerinin, yörede bulunan hemen her evle gizli geçitlerle bağlantısı da bulunuyor. Yörede yaşamış olan insanlar kendilerini güvenceye almak için yaşadıkları kayadan evleri çeşitli yerlerine geçilmesi zor odalar, tuzaklar hazırlamış, ihtiyaç karşısında kayaların dibine doğru yeni odalar açmış. Böylece koridorlar ve galeriler çoğalarak yeraltı şehirlerini meydana getirmiş.
 Aykut YILMAZ / GAZETE HABERTÜRK

Fotoğraflar: Ümit TURPÇU