ENGELLER
      Hayat bir mücadeledir. Sorunlarla ve engellerle  dolu günümüz dünyasında bu mücadele daha bir hız kazanmaktadır. Elbette ki  mücadele devam ederken karşınıza  küçüklü büyüklü engeller de  çıkacaktır. Bu hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir.
   Engeller, gözünüzü hedeften ayırdığınız zaman, karşınıza çıkan ve zor gibi görünen şeylerdir. Bunlar ne kadar zor görünse de kuvvetli bir inancın ,çelik gibi bir iradenin ve bükülmez bir azmin hedefe ulaşmasına engel olamazlar. Bilinen odur ki ;dağ ne kadar yüce olsa da yol onun üstünden aşar. Buna rağmen İnsanlar bazen bu engelleri aşarken, bu engellere takılır. Oysa ki engeller aşılmak içindir, takılmak için değil. Maraton koşan birinin önüne konulan  engeller durdurmak için değil aşılsın diye oradadır.
   Her bir engel başarıya giden yolda azimli insanları kamçılayan manevi güçlerdir.Bunlar insanı  ezmek ve yıldırmak yerine  güçlü bir kararlılık üretirler.  Leonardo da Vinci oluşturduğu eserlerle Rönesans sanatına yön vermiş, ünü, zamanı aşarak günümüze kadar ulaşmış sanatçılarımızdan biridir. Bu meşhur sanatçının engellerle ilgili şu sözü manidardır : "Engeller beni yıldıramaz. Her engel, beni dahi iyiye doğru kaçınılmaz bir değişime iter. Gözünü yıldıza diken kişi, kararını değiştirmez."
   Hedefine yürüyen insanların karşısında engeller hep var olmuştur. Hiç biri hedefine gülleri koklayarak ulaşmamıştır. Onlar dikenlerinde var olduğunu bilmiş ve yılmamışlardır. Engellere takılan insan ise , "yapılamaz" diyen insandır. Örneğin aerodinamik yasalarına göre gövdesi tüylü iri arılar uçamaz. Bunun sebebi de, gövdenin, kanatların açılışına büyüklük, ağırlık ve biçim olarak oranının uçuşu imkânsız kılmasıdır. Ama tüylü arı, engellere takılmadan ve bilimsel gerçeklerden habersizce işine bakar ve ne olursa olsun, uçar.
  Eğer  bir insan başarıyı kati surette istiyorsa, karşısına çıkan engelleri doğru tanımalı ve nasıl üstesinden geleceğinizi planlamalıdır . Çünkü hayatta anlamsız hiçbir şey yoktur. Şer gibi görünen şeylerde hayır olabilir. Size engel gibi gözüken durum  aslında hayrınıza sonuçlanacak  bir şey  olabilir.  Bir olay anlatılır ; Eskiden bir kral, saraya doğru uzanan ve saraydan bakılınca rahatlıkla görülen yolun üzerine sabaha karşı büyük bir kaya koydurmuş. Kendisi de pencere kenarına oturarak nelerin olacağını izlemeye başlamış.Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri, hepsi kayanın kenarından dolaşarak saraya girmişler. Yolu tıkayan kayayı görenler, gördükleri manzara karşısında homurdanarak kralı eleştirmişler. Kimisi kral için, “Halktan bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz ve güvenli tutamıyor” demiş, kimisi de, “bunun kadar beceriksiz kral görmedik, daha yolun ortasında duran bir kayayı bile kaldırtamıyor” diye söylenmiş durmuş. Yolun ortasında gelen geçene mani olacak şekilde duran kaya olduğunu gören herkes, gücü nispetinde ve tepkisi işitilecek şekilde hoşnutsuzluğunu yansıtmış. Sonunda, saraya ve çarşı pazara meyve sebze getiren bir köylü çıkagelmiş. Yoldaki kayayı görünce sırtındaki küfeyi yere indirmiş ve kayanın yanına koymuş. Ardından iki eli ile kayayı sıkıca kavramış, ıkına sıkıla, büyük bir güçlükle kayayı kenara ittirmeyi başarmış. Sonunda kan ter içinde kalmış ama, kayayı da yolun kenarına çekmeyi başarmış.
Köylünün kayayı kenara çekmek için verdiği mücadeleyi gören hiç kimse, bir ucundan da biz tutalım dememiş, sadece seyretmişler. Kan ter içinde kalan köylü, kayanın eski bulunduğu yere bıraktığı küfesini alıp tam sırtına yüklenmek üzere iken, kayayı kaldırdığı yerde bir kesenin durduğunu fark etmiş. Keseyi açtığında içi altın dolu olduğunu görmüş. Bir de not varmış içinde. Notta; "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir. Kral..." yazıyormuş
 
  Hayatta engeller başarılıyla başarısız ayırmak için vardır. Bu yüzden engellere  bir basamak gözüyle bakıp üstüne çıkılmalıdır ki,  kişiyi  yükseklere çıkartsın ve güçlendirsin. Zaten insanın kendilerine koyduğu engellerin dışında aşılmaz bir engel yoktur ki. Sizde bunun sırrına varın ve  kendi kendinize engel olmayın !