Neoliberal sistemin dünya ekonomisindeki tahribatı!

Sabah gazetesi yazarı Kerem Alkin, neoliberal sistemi 30 yıllık fiyasko olarak tanımlayarak, dünya ekonomisindeki tahribatını köşesine taşıdı. Alkin, Başkan Erdoğan'ın ve ABD Başkanı Trump'ın bu tahribatı yok etmek için çaba sarf ettiklerini yazdı.

Giriş Tarihi 20 Kasım 2019, 13:29 Güncelleme 20 Kasım 2019, 13:29
Neoliberal sistemin dünya ekonomisindeki tahribatı!

İÇİNDEKİLER

Sabah gazetesi yazarı Kerem Alkin, neoliberal sistemin dünya ekonomisine olumsuz etkilerini kaleme aldı.

Neoliberal sistemin dünya ekonomisinde üç temel sorunu ortaya çıkardığı söyleyen Alkin, "Sebep oldukları '30 yıllık fiyasko' üç temel küresel ekonomik sorunun temelini oluşturdu. İlki, 250 trilyon doları aşan, dünya milli gelirinin 3 katına çıkan 'küresel borç' İkinci sorun, küresel ekonomik sistemde derinleşen 'adaletsizlik' ve 'eşitsizlik'. Üçüncü sorun ise, reel sektör ile finans sistemi arasında oluşan 'ağır dengesizlik'" ifadelerini kullandı.

Bu neoliberal sistemin hala etkilerinin devam ettiğini ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın bu etkilere karşı savaştığını söyleyen Kerem Alkin, "Bugün, küresel ekonomik sistemde sebep oldukları tahribat ve 30 yıllık 'fiyasko', ülkeler arasında ticaret ve kur savaşlarını tırmandırmış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve ABD Başkanı Trump'ın tepkileri, 30 yıllık 'fiyasko'nun mimarı 'neoliberal' anlayışın sebep olduğu tahribatı durdurmaya yöneliktir. 'Neoliberal'ler, sebep oldukları küresel ekonomik anlayışın küresel büyüme ve küresel ticaret üzerinde sebep olduğu tahribata yönelik tepkilerle, kendilerini vurmuş durumdalar" ifadelerini kullandı.

İşte Sabah gazetesi yazarı Kerem Alkin'in o yazısı:

30 YILLIK FİYASKO
Pazartesi günkü yazımda, ABD Yönetimi'ne musallat olmuş 40 yıllık bir anlayışın, bu anlayışın temsilcisi bir grup sivil ve askeri bürokratların ve bu 'ağ'a dahil bir grup siyasetçi ve medya temsilcisinin dünyanın süper gücünü sürüklediği 'fiyasko'yu ifade etmeye çalışmıştım. Bugün ise, aynı 'fiyasko'nun ekonomi cephesini yazarak devam edeceğim. Soğuk Savaş'ın bitişiyle, şahlanarak, ekonomi alanındaki fikir ve yöntemleriyle dünya ekonomisini 'esir' almaya kalkan 'neoliberal'ler. Sebep oldukları '30 yıllık fiyasko' üç temel küresel ekonomik sorunun temelini oluşturdu. İlki, 250 trilyon doları aşan, dünya milli gelirinin 3 katına çıkan 'küresel borç'
İkinci sorun, küresel ekonomik sistemde derinleşen 'adaletsizlik' ve 'eşitsizlik'. Üçüncü sorun ise, reel sektör ile finans sistemi arasında oluşan 'ağır dengesizlik'. Neoliberal anlayış, küresel sistemdeki sermaye sahiplerine servetlerini katlamaları yönünde öyle bir imkan sağladı ki; dünya tarifi zor bir 'adaletsizliğe' sürüklendi. Küresel ölçekte, başta KOBİ'ler olmak üzere, reel sektörde karlılık eridi. Ve, her ölçekte, işletmeler, şirketler yatırım yapmak, hatta firmalarını ayakta tutmak adına, daha fazla borçlandılar ve bugün küresel ekonomik sistemin bütünü 'içinden çıkılamaz' bir borç sarmalarına saplanmış durumda. Üstelik, reel sektöre, devletlere, borçlanmayı 'dahiyane' bir işmiş gibi pazarladılar.
Yetmedi; para ve maliye politikalarında 'neoliberal' ayarlamalar yaptırdılar. Merkez bankalarının 'araç' bağımsızlığını 'amaç bağımsızlığına dönüştürdüler. Merkez bankalarının ülkenin üretim, büyüme ve istihdama yönelik sorumluluklarının üstünü örtüp; salt 'bağımsızlık' odaklı bir para politikası modeli dayadılar. Böyle bir para politikası anlayışı; ülke ekonomilerine 'borçlanmaya dayalı' bir büyümeden başka bir şey getirmedi. Finans kurumlarının kasası doldu; reel sektörün finansal durumu daha da zayıfladı. Üstelik, 'amaç bağımsızlığı'na dayalı 'yüksek faiz sarmalı'yla, reel sektörün finansal gücünü bütünüyle erittiler.

TAHRİBATI DURDURMAK İSTEYEN İKİ SAVAŞÇI
Bugün, küresel ekonomik sistemde sebep oldukları tahribat ve 30 yıllık 'fiyasko', ülkeler arasında ticaret ve kur savaşlarını tırmandırmış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve ABD Başkanı Trump'ın tepkileri, 30 yıllık 'fiyasko'nun mimarı 'neoliberal' anlayışın sebep olduğu tahribatı durdurmaya yöneliktir.
'Neoliberal'ler, sebep oldukları küresel ekonomik anlayışın küresel büyüme ve küresel ticaret üzerinde sebep olduğu tahribata yönelik tepkilerle, kendilerini vurmuş durumdalar. Üretimi, büyümeyi, istihdamı, verimliliği gözeten; reel sektörü gözeten yeni bir model önceliklendirmek tek kurtuluş yolu.