Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu'nun, Zonguldak ziyareti sırasında CHP’li belediyelere yönelik eleştirilerine cevap veren CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, “Eroğlu'nun CHP'ye saldırma konusunda kenarda köşede kalmak istemeyerek, koroya katıldığını gördük.” Dedi.

“Doğrusu merak ediyoruz, acaba kendilerini ülkenin yönetildiği yerde değil de başka bir yerde mi zannediyorlar? Diğer türlü ana muhalefet partisine muhalefet eden bir iktidar partisinin bir açıklaması olamaz.  Sayın Bakan muhtemelen hava değişiminden dolayı ne dediğini bilmiyor.” Diyen Turpcu eleştirilerine şöyle devam etti:

“Biz Sayın Bakanı, ülkenin nehirlerini, derelerini borulara hapsederek kurutan HES'leri can siparene savunuşundan, Karadeniz Bölgesine bir hançer gibi saplanan 'yeşil yol' denen felaket için kesilen ağaçların hiç bir kıymeti olmadığını söylemesinden, altın arama faaliyetlerinde siyanürlü atıkların içme sularına karışma tehlikesine yönelik kaygılara  'hiçbir tehlike yok' açıklaması yaparak  köylülerinin canına kastedişinden, ülkenin dört bir yanında ormanlarımız yakılırken, yağmalanırken suskun kalışından, yakın zaman önce Sürmene'de yakılan orman için 'bir yıl içerisinde ağaçlandırılacak, yanan yerler başka suretle tahsis edilemez dedikten' hemen sonra yakılan bölgenin ranta açılarak villalar yapılmasından hatırlıyoruz. Bu örnekleri artırmak mümkün ama bu temel başlıkların yeterli olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye’deki kamu görevlilerindeki ülke kaynaklarını kendi babalarının malı sanma ve yaptıkları görevleri sanki kendi buluşlarıymışçasına gösterme hastalığı son 15 yılda zirve yaptı! Sürekli 'biz harcadık, biz yaptık' diye açıklama yapıyorlar ama harcadıkları para halkın parası. Bunlar zaten yapmaları gereken  işler. Nasıl ki bir otobüs şoförü 'otobüsü sürdüm bugün, hani bana teşekkür' diyemiyorsa Sayın Bakanlarımızın da anlaması gereken bir şey var, onlar birer kamu görevlisidirler ve bu işleri yapmak zorundadırlar, bunun için maaş almaktalar. Görevlerini yapmalarından daha normal bir şey olamaz. 

Sayın Bakan, yıllardır bu ülkeyi yöneten kendi partisi değilmiş, mevcut sorunların kaynağı ve şehirlerin rant bölgelerine dönmesine göz yuman kendi hükümetleri değilmiş gibi açıklamalarda bulunuyor. Her şeyi iyi bilen ve kimseden öğrenecek bir şeyi olmayan ama devamlı olarak kandırılan bir hükümet ülkeyi yönetmeye çalışıyor.

Sayın Bakan, gerçeklikle bağını tamamen kopararak bir takım açıklamada bulunmuş. Madem öyle hatırlatalım.  Sürekli CHP’yi eleştiriyorsunuz ama bir yağmurda bile  İstanbul'un geldiği durum ortada. Kaç yıldır İstanbul’u sizler yönetiyorsunuz Sayın Bakan? Türkiye'yi borç batağına soktunuz, aslında gelecek nesillerimizi borç batağına soktunuz, bu borçları siz değil, gelecek nesiller ödeyecek. 17/25 Aralık'ta yenilenler ayakkabı kutularına sığmadı, yolsuzluğun tarifi bile yeniden yazıldı! O canınızdan çok sevdiğiniz, öve öve bitiremediğiniz köprülerden yüksek ücreti nedeniyle millet geçemiyor. Yine köprüler gibi, yap işlet devret usulü yapılan şehir hastanelerinde, yeni havaalanında, gelmeyen hastanın, konmayan uçakların parasını bu fakir halka ödettiriyorsunuz. Bunu yaparken de millete küfür eden o sermaye sahiplerinin vergi borçlarını, en iyi bildiğiniz şekilde sıfırlıyorsunuz! Bu milletin yarısını asgari ücrete ve taşeronluğa mahkum ettiniz. Binlerce yıllık geçmişe sahip, dünyanın en saygın, güçlü ve caydırıcı ordularından TSK'yı FETÖ ile beraber zayıf düşürdünüz, parçaladınız. 

Zonguldak'ın çocuklarını açlığa ve doğduğu toprakları terk etmeye zorladınız. Zonguldaklılar, iş bulamadığı için doğduğu toprakları terk ederek, gittikleri yerlerde çok alt seviyede yaşam mücadelesi veriyorlar, çile çekiyorlar. Yatırım olsa, iş olsa hiç terk ederler miydi doğdukları toprakları?

Bu ülke bugün neden bu halde, 15 yılda nereye geldik, neleri özler hale geldik, hangi değerlerimizi kaybettik, hangi doğal kaynaklarımızı ve zenginliklerimizi heba ettik diye oturup düşünülmesi gerekir. Ülkece çok derin siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunların içindeyiz. İllerin, bölgelerin çok ağır sorunları var. Bunun için öz eleştiri yapmak gerekir. AKP İktidarı, kendi siyasi tutarsızlıklarının bedelini ülkemize ve halkımıza ödetmiş, 15 yılda ülkemizi çok hırpalamış, çok fazla yormuştur. Kendi siyasi istikballeri, halkın ve ülkenin gündeminin önünde yer almıştır. Toplum hiç olmadığı kadar kutuplaştırılmış ve ayrıştırılmıştır. Bütün kurumları bu yönde dönüştürülmüştür. Bu durum, yaşanan sorunları katlamaktadır. Ülkeyi yönettiği zaman diliminin ne kadar tahribat verdiği her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır.

Bu millete ve memlekete o kadar kötülük ettiniz ki şimdi aynı menzile gittiğinizi söylediğiniz kurumlara yerleştirdiğiniz yol arkadaşlarınız darbeye yeltenecek güce eriştiler. Önce Kozmik odaya girip, devletin sırlarını başka ülkelere servis ettiler, sonra milletin güvenliği için kullanılması gereken silahları millete karşı kullandılar, şimdi yargılanıyorlar.  Bu konularda iktidar ‘kandırıldık’ deyip işin içinden kolayca sıyrılamaz. Devlete ve halka karşı işlediğiniz suçlardan dolayı sizlerin de er geç yargılanacağınıza inanıyoruz.”