Ne çabuk unutuldu 625 puan faiz artışı

Eylül 2018’de, ekonominin birikmiş faiz artış ihtiyacına binaen faizler tam 625 baz puan artırılarak %24’e çıkarılmıştı. Bu sayede Eylül ayı başında 6,60’larda olan dolar kuru Kasım ayında 5,20’lere kadar düşmüştü. Enflasyon oranını ciddiye alan bu faiz artışı, ortada serseri mayın gibi dolaşan TL birikimleri, mevduat veya hazine tahviline dönüştürmüş ve ekonomi istikrara kavuşmuştu. 

Bu sayede enflasyon da hızla düşmüştü. Hızlı faiz artışının zararlarını faydasından fazla gören ve aceleci davranmak istemeyen, yani “söz dinlemeyen” TCMB başkanı azledilmiş, yeni başkan da faizleri hızla düşürmüştü. 

Geçen Perşembe günü, neredeyse bütün ekonomistler faizlerin, %10,25’ten %12’ye yükseltileceği tahmininde bulundular; ekonominin ihtiyacının daha yüksek olduğunu bilmelerine rağmen.  

Çünkü zaten, TCMB’nin bankalara borç olarak verdiği paraların ortalama faiz oranı %12,50’ye ulaşmıştı.  

Faiz oranları %10,25 olmasına rağmen, bugün muhtemelen TCMB’nin vereceği fonun faizi %13’25’i aşmış olacaktır. 

Dolambaçlı da olsa, faizler, neredeyse her gün artıyor. TCMB halkı mı kandırıyor yoksa hükümeti mi, bilemiyorum. 

Kasım ayındaki toplantıya kadar bu oranın %14’ü aşacağı neredeyse kesin gibi. 

TCMB faizlerinin %14 olduğu bir iklimde, piyasaları yatıştırmak için faizlerin %14,25 olması asgari şarttır. 

Yani Kasım ayında en az 400 puan faiz artırımı beklenecektir. Artırım kararı Aralık ayına kalırsa 500 puan. Ocak ayına kalırsa… 

FİLMİ GERİYE SARALIM 

Eğer faizler artırılsaydı, “kesinlikle” hem faizler hem de kurlar düşecekti. 

Uluslararası finansal yatırımcılar nezdinde itibar artacağı için CDS prim oranı da 400’lerin altına kadar gerileyecekti. Belki de dış borçlanma maliyetleri 200 baz puana kadar düşebilecekti.  

Gereğini yapmadılar. 

Niçin? 

Bilen varsa lütfetsin. 

Yukarıda anlattıklarımı TCMB’deki uzmanlar da, Hazinedeki uzmanlar da, Cumhurbaşkanının etrafındaki bilgili iktisatçılar da biliyordu. 

Artırmadılar. 

Artırmayarak ülke ekonomisine zarar verildiği kesin, fakat aynı zamanda Ak Parti’nin bir noktadan sonra akılcı ve ölçülü bir ekonomi yönetimine dönebileceğini uman insanlar da kaybedildi. 

TCMB’DE KARAR ALMA SENARYOLARI 

TCMB’nin duyurduğu faiz kararlarının, yerindelik, tutarlılık ve gereklilik esaslı değil fakat “izin” esaslı alındığını, artık herkes biliyor. 

TCMB’nin izin veya belki de talimat alarak duyurduğu faiz kararının temelinde, yine de,  bir “karar alma mekanizması” mutlaka vardır. 

İki mekanizma olabilir, birincisi aşağıdan yukarıya, ikincisi yukarıdan aşağıya. 

Aşağıdan yukarıya mekanizmada, TCMB, kararları kendi verecekmiş gibi çalışır ve kararını oluşturur.  

Sonra da bunu ilgili bakanın onayına sunar.   

İlgili bakan da kendi fikrini karara yansıttıktan sonra “uygundur veya değildir” demez; o da “soralım” deyip dosyayı hatta başkanın bizzat kendisini, yanına alıp Cumhurbaşkanlığı makamına çıkar. 

Senaryoyu sürdürüyoruz.  

Faizleri yükseltme/düşürme kararı Sayın Cumhurbaşkanının rıza ve onayına sunulur.  

Acaba Sayın Cumhurbaşkanımız nihai kararını oluşturmadan evvel, niteliği ve içeriği yeterli olan brifingler alıyor mu yoksa hiç kimseye danışmadan şahsi izlenimleri ve sezgisiyle mi karar alıyor? 

Çok merak ediyor fakat bilmiyoruz. 

Yukarıdan aşağıya mekanizma basit ve kolay: Faiz kararı açıklanmadan bir kaç gün önce Sayın Cumhurbaşkanımız bir talimat oluşturup, ilgili bakan üzerinden, talimatın içeriğini sözlü olarak TCMB başkanına aktarıyor olabilir.  

Başkan’da bunu TCMB kararına dönüştürüp tüm piyasalara tebliğ ediyor, bunu biliyoruz. 

Fakat kararı oluşturan saikleri, gerçekten kimse bilmiyor. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eski devlet yapısını yıktı fakat yenisini de hakkıyla kuramadı; Ülkeye, hükümete ve vatandaşlara zarar veren kararların, ne süreçlerini tam olarak biliyoruz ne de gerekçelerini…  

Türkiye bir aşiret devleti değil, şüphesiz, fakat hukukun üstünlüğüne dayalı, kurumsallaşmasını tam olarak oluşturmuş bir ülke de değil; bu eksikliğin belirliliği ve olumsuz yan etkileri, bilhassa ekonomide, her geçen gün artıyor fakat “var”lığımız toplamda azalıyor.   

 

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum