Nazizm... Kemalizm... Rabiaizm... (9)

28 Mart 2017 Salı

1933... Adolf Hitler, binlerce memuru, bilim insanlarını görevden aldı. Bilim insanları, Türkiye dahil başka ülkelere göç etmek zorunda kaldılar. Prof. Albert Einstein’ın, dönemin Başvekili İsmet İnönü’ye “40 Alman bilim insanının Türkiye’de görev yapmalarının sağlanması” ricası uygulandı...
1960... Demokrat Parti iktidarını 27 Mayıs’ta deviren Milli Birlik Komitesi (MBK), üniversitelerden 147 bilim insanını ihraç etti.
31 Ekim... MBK, Ankara Üniversitesi Senatosu ile yaptığı toplantıda “sorunun üniversite özerkliği içinde çözümlenmesi gerektiği kararının alındığını” açıkladı. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, “Tasfiyelerin üniversite senatolarına bırakılacağını, kendilerine yanlış bilgi verildiğini, hatadan dönmenin fazilet olduğunu!” söyledi.
13 Kasım... 147’ler olayını yaratanlar ve askeri yönetimin sürmesinden yana olanlar, başta Kurmay Albay Alparslan Türkeş olmak üzere, 14 MBK üyesi “askeri müşavir” olarak yurtdışına sürüldüler. Ben de o gün Cumhuriyet’te gazeteciliğe başlayıp bu olayın haberleşmesine katkı yapmıştım!
1963... Türkeş, Türkiye’ye döndü, 1969’da Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) kurdu. 1997’de ölünce yerine Devlet Bahçeli geçti.
Sultan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 seçim kazanamadığını, “tek adam” olduğunu söylerken, 16 Nisan halkoylamasındaki yoldaşı ve 14 seçim kaybeden Bahçeli’den tek kelime söz edemiyor!
Türkeş’in oğlu Yıldırım Tuğrul Türkeş, AKP hükümetine katılıp bakan olurken, kız kardeşi Sevenbige Çağrı Türkeş, “Bahçeli’nin yerinde babam olsaydı ‘hayır’ derdi. Ben de ‘hayır” diyeceğim!” açıklaması yaptı.
2017... AKP, 676 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “rektörlük seçimlerini” kaldırdı. Üniversitelerin, seçimle belirlediği 3 adayı, YÖK Cumhurbaşkanlığı’na bildirir, içlerinden biri “rektör” atanırdı. Bu KHK ile özerk üniversitelerde “seçimler” kaldırıldı, cumhurbaşkanına doğrudan atama yetkisi tanındı!
Türkiye’deki 191 üniversitenin 15’i kapatıldı. 65 bin öğrenci ve 2800 eğitim görevlisi üniversitesiz kaldı. Ayrıca 112 üniversiteden 4.800 görevli ihraç edildi. Üniversitelerde “bilimin” yerini “din” almaya başladı.
2015... Sultan, İstanbul Üniversitesi’nce düzenlenen “Kuran-ı Kerim tilaveti” ile başlayan iftara katıldı!
2016... Sultana, Rize’de adını taşıyan üniversitenin yeni dönem açılışında Rektör Prof. Dr. Hüseyin Karaman, eski yazılı bir hat hediye etti.
2017... Üsküdar Üniversitesi’nde Said’i Nursi, ölümünün 57. yılında “Kuran Kerim tilaveti” ile başlayan etkinlikte anıldı. Rektör Prof. Dr. Nevzat Taran, töreni “Bediüzzaman aslında çağın Mevlana’sı olacak bir kişi!” sözleri ile açarak şöyle konuştu:
“Türkiye’de şu an El Kaide yoksa, DEAŞ çıkmıyorsa bunun arka planında bu insanların din ilimleri ile pozitif bilimleri birleştirerek okutulan eğitim sistemimizden kaynaklanıyor!”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir konuşmasında, “Cami avlusundan terörist çıkmaz” dedi. Acaba Afganistan’da Taliban, Nijerya’da Boko Haram, Ortadoğu’da IŞİD, El Kaide, El Aksa, El Nusra, Hizbullah, FETÖ terör örgütleri kilise avlusundan mı çıktılar? Peki, Türkiye’de yüzlerce insanı gâvur teröristler mi öldürdüler?
PTT bile Arapçanın ilk harfi “Elif” ile pul çıkardı!
Sultan oluşumu “Tek devlet, tek bayrak; bizim Rabiamız!” sözleri ile özetliyor.

***

1934... “Nasyonal sosyalist” olarak işçilerin desteği ile siyasal yaşama adımını atan Hitler, diktatörleşince sendikaları kapattı, basını engelledi, aydınları dışladı, günahlarını affettirmek için günümüz Türkiye’sindeki gibi “otobanlar” yaptı!
2017... Türkiye’de ise “işçiler” yerine “dinciler” ile yola çıkılıyor. 676 sayılı KHK ile 2 haber ajansı, 10 gazete ve 2 dergi kapatıldı, 154 gazeteci cezaevlerinde... Sultan, “teröristlikle” suçladığı gazetecilere, “Hırsız, katil, soyguncu ve çocuk istismarcısı” damgasını yapıştırdı.
Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarından Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör, neyle suçlandıklarının bilinmezliği içinde 5 aydır, Ahmet Şık ise 84 gündür tutuklular... Bilinen savcının tutuklulara, “vakıf yönetim kurulu seçimi” hakkında, “FETÖ/PDY ve PKK/KCK silahlı terör örgütlerinden talimat aldınız mı? Bu seçimler Cumhuriyet’in yayın politikasını değiştirmek için mi yapıldı?” sorusunu yönelttiğidir.
Vakıfla ilgili karar mahkemenin yeni yargıcınca 30 Mart’a ertelenmişti. Kararın Cumhuriyet’e “kayyım” atanması ile ilgili olacağı söylentisi sızdırılıyor!

***

Bize “Atatürk’e ‘Hayır!’ diyenlere ‘Hayır!’ Abdülhamit’e ‘Evet!’ diyenlere ‘Hayır!’ demek” düşer... (Devam edecek)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları