9.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada mahkeme Cahit Nakıboğlu, Taner Nakıboğlu, Murat Zar ile Cihan Dağcı'nın tutukluğunun devamına karar verdi. Karar sonucu Nakıboğlu ailesi gözyaşlarına boğuldu.

Mahkemede gerek tanıklar gerekse sanıklar şok ifadelerde bulundu. Gizli tanık Papatya, Naksan'dan FETÖ'ye yıllık 2-5 milyon lira yardım yapıldığını söyleyince Mahkeme başkanı MASAK raporlarında bile olmayan bu parayı nereden bildiğini sordu. Yusuf Kaplan, Umre'ya bir kere kendisininde katıldığını belirterek Nakıboğullarının yanısıra umreye Vali Süleyman Kamçı ve Konukoğullarının da gittiğini söyledi. Cahit Nakıboğlu, "Fetö ile zerre kadar ilgim bulunursa ben idam edilmeyi istiyorum.10 yıllık Amerikan vizem var, 5 yıllık şengen vizem var. Zaten eğer isteseydim kaçardım o zamanda. Cezaevinin en yaşlısı benim, gençlerden küşümleniyorum. Bırakın beni, ameliyatımı olup geri geleyim"dedi.

9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, "silahlı terör örgütü yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet", "suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama" ve "vergi usul kanuna muhalefet" gibi suçlarından cezalandırılması talep edilen tutuklu 4 sanık ve tutuksuz 13 sanık ile avukatları katıldı.

AYDINGÜLER: BANA 5-6 AİLEYİ SORDULAR

Duruşmada tanıklar Yusuf Kaplan ve Kenan Aydıngüler de ifade verdi. Kenan Aydıngüler, darbeden önce Savcılık kanalıyla emniyete çağrıldığını ve kendisine 5-6 aile ile ilgili cemaetle ilgili çeşitli sorular sorulduğunu söyledi. Aydıngüler, "Okul yurt yapmışlarsa yakınlıkları olabilir ama en büyük bilgi devlettedir dedim. Sohbetlerde biraraya gelmişliğim yok" dedi.

VALİ KAMÇI'DA VARDI

Yusuf Kaplan da, darbeden önce savcılık kanalıyla emniyete çağrılarak bazı kişileri tanıyıp tanımadığının sorulduğunu anlattı. Mahkeme başkanının umreye gidip gitmediğinin sorulması üzerine Yusuf Kaplan, "Umre'ye gittim. Enam Turizm düzenliyordu. Bu ziyarette Nakıboğlu, Konukoğulları hatta Vali Süleyman Kamçı'da vardı" dedi.

GİZLİ TANIK PAPATYA KONUŞTU

Gizli tanık "Papatya", Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile sesi ve görüntüsü değiştirilerek duruşma salonuna bağlandı. Nakıboğlu ailesinin FETÖ'ye maddi ve manevi destek verdiğini ifade eden gizli tanık, "Örgütün temsilcileri geliyordu, onları şahsen tanımıyorum. Nakıboğlu ailesi onlara elden nakit para veriyorlardı. Kendilerine bağlı oldukları okullar vardı. Kendilerine yakın kişi ve kurumlarla daha yakın ilişkilere giriyorlardı. Sosyal konumlarını kullanarak nüfuz ediyorlardı. Fabrikada çalışanlarının hepsini Zaman gazetesine abone yaparlardı. Bunu baskı olarak değil de manevi yönden yaparlardı. 'Bu sizin himmetiniz olur' derlerdi ancak bazıları da kovulmamak için abone olurdu. Ayrıca kendilerinin bursuyla okumuş öğretmenlerden imam atayarak işçilere sohbet veriliyordu" diye konuştu.

FETÖ'YE YILLIK 2-5 MİLYON LİRA PARA AKTARILIRDI

Papatya daha önce verdiği,"Naksan Plastik A.Ş, Cahit Nakıboğlu'nun (tutuklu) kontrolündedir. Kendisinden habersiz kuş uçmaz. Osman (firari) personelden, Mehmet Hilmi (firari) arsa alım satımlarından, Taner (tutuklu) de Royal Halı ve Zirve Üniversitesine bakardı. Personel maaşının asgari ücreti bankaya ödenir, kalan kısmı elden ödenirdi. Bu şekilde SGK primi az ödenerek devletten vergi kaçırılırdı. Firma satışları faturasız ya da düşük miktarda faturalandırılarak satış yapılırdı. Nakıboğlu ailesi FETÖ'ye bağlı bir ailedir. FETÖ'ye bu aile tarafından nakit ve çek olarak yıllık 2-5 milyon lira para aktarılırdı. Şirketin kaydedilmeyen paraları örgüte aktarılırdı." ifadelerinin doğru olduğunu söyledi.

ÖDEMELER KAYIT DIŞI YAPILIYORDU

Ne zaman yaşandığının sorulması üzerine gizli tanık "Papatya", kimliğinin açığa çıkmaması için cevap vermek istemediğini ifade etti. Mahkeme başkanının 17-25 Aralık'tan önce mi sonra mı olduğunu sorması üzerine gizli tanık, öncesinde olduğunu belirtti. Sanık avukatı, tanığın yıllık 2-5 milyon lira yardım yapıldığını söylediğini, bunun MASAK raporlarında bile olmadığını belirterek, nereden bildiğinin sorulmasını talep etti. Söz hakkı verilen gizli tanık, "Ödemeler kayıt dışı ödendiği için MASAK'ın bilmesinin imkanı yok. Muhasebe kayıtlarına girmeden nakit elden ödemeler yapılmaktaydı." dedi.

CAHİT NAKIBOĞLU:AMELİYATIMI OLUP GERİ GELEYİM

Tanık ve gizli tanığın dinlenmesinin ardından savunmasını yapan Cahit Nakıboğlu, "Şuana kadar konuşanlardan hiç bir biri bizi suçlamadı. Herkes duyduk dedi. Ben hiç bir toplantıya katılmadım. En büyük yemin neyse onu etmeye hazırım. Bize çift taraflı kumpas var. Beyhan Nakıboğlu amcamızın oğlu. Onun davası niye birleştiriliyor soyadı Nakıboğlu olduğu için mi ? Benim Bankasya'da hesabım yok, byLocok yok. Umre diyorlar. Umre'ye turu EMAN tur düzenledi. Allah sizleri bizim yerimize düşürmesin. Hakkımda kanıt yok, safra kesemde taş var. Dr. Ersin Arslan ve Üniversite hastanesindeki doktorlar risk var diye beni ameliyat etmedi. Masada kalırsın dediler. Sabaha kadar tuvalete gidiyorum. Cezaevinde 10 metrekare yerde 10 kişi kalıyoruz. Haftada 2-3 kez bayılıyorum.. 112 geliyor. Fetö ile zerre kadar ilgim bulunursa ben idam edilmeyi istiyorum.10 yıllık Amerikan vizem var, 5 yıllık şengen vizem var. Zaten eğer isteseydim kaçardım o zamanda. Cezaevinin en yaşlısı benim, gençlerden küşümleniyorum. Bırakın beni, ameliyatımı olup geri geleyim" dedi.

TANER NAKIBOĞLU TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Taner Nakıboğlu savunmasında,kaçma ihtimalinin bulunmadığını belirterek, "Delilleri karartma durumum yok. Tahliyemi istiyorum" dedi.

ZAR:HİÇ ZİRVE'YE GİTMEDİM

Murat Zar:Ben istanbul'da yaşıyorum, hiç Zirve'ye gitmedim. Mütevelli heyetinde nasıl bulunayım? Sendika üyeliği, dergi aboneliğim yok. Bylok kullanmadım. 23 aydır tutukluyum. Tahliyemi istiyorum" dedi.

CİHAN DAĞCI:VATAN MİLLETİME BAĞLI BİR İNSANIM

Cihan Dağcı savunmasında, "Zirve Üniversitesiyle hiç bir ilgim yok.Bu nedenle Zirve dosyası Naksan dosyası ile birleştirildi. Tezcan Şirketi için ihtiyaç olduğunda küçük bir hisseyle ortak oldum. Ama bu şirkette hiç bulunmadım. Bylok kullanmadım. Hakkımda ifade yok. Kendim teslim oldum. Bank Asya'dan 2002 yılında ev kredisi kullandım. Gazete dergi aboneliğim yok. Dijitürk üyeliğim vardı. Terör örgüü üyeliğim yok yöneticisi hiç değilim. Zirve ve İpek Kültür Vakfına üye değilim. Vatan milletime bağlı bir insanım" dedi.

SEKRETER ÖZGÜL AVCI TANIK OLARAK DİNLENDİ

Tanık Özgül Avcı da 2002 yılından önce bir inşaat firmasında çalışğını burada patronunun kendisine liste vererek bu isimleri sohbet toplantısına çağırmasını istediğini anlattı. Özgül Avcı, "Patronum bana sohbet toplantısına katılacakların listesini veriyordu. Onların sekreterini arayarak toplantının bilgisini veriyordum. Kişiler arasında Nakıboğlu ailesi de vardı. Patronum bunu yaptıktan sonra 'isimlerin yazdığı listeyi yırt at, durmasın' diyordu. Duyduğum kadarıyla bu toplantılarda burs, kurban toplanması, gazete ve dergi aboneliği yapılması gibi konular konuşuluyordu." dedi.

AK PARTİ'YE OY VERMEYİN DEDİLER

Daha sonra örgüte ait Sunguroğlu lisesi ve Zirve Üniversitesinde çalışğını kaydeden Avcı, bu okullarda da "cemaat" toplantıları yapıldığını aktardı. Avcı, "Benim çalışğım dönemde Ak Parti cemaat beraberdi. Üniversitenin en üst katında sonbet toplantıları yapıyordu. Ben bu toplantılara katılmıyordum ama ertesi gün işe geldiğimde katılanlar sohbetlerden bahsediyorlardı. Cemaatle Ak Parti ters düşünce bizden Ak Parti'ye oy vermememiz istendi. Hatta size iki gün izin verelim, arkabalarınızın yanına gidin onları Ak Parti'ye oy vermemeleri konusunda ikna edin, CHP'ye oy verin dendi" şeklinde konuştu.

SAVCI MÜTALASINI VERDİ

Cumhuriyet Savcısı Cem Saklıca, esas hakkındaki mütalaasında, FETÖ'nün bölge yapılanmasının önemli finans kaynaklarından olan Naksan Holding'in, örgütün sermayesiyle ticari alanda faaliyette bulunmak için kurulduğunu belirtti. Firmanın muhasebesinde legal ve illegal iki ayrı kayıt olduğunu, örgüte yüklü miktarda para transferi yapıldığını ifade eden Saklıca, tutuklu sanık Taner Nakıboğlu'nun, enerji sektöründe örgütün kilit isimleriyle birçok proje gerçekleştirdiğini, bu projelerden elde ettiği gelirlerin örgüte aktarıldığını, kendisinden "süper ağabey" olarak bahsedildiğini söyledi.

SAVCI 12 KİŞİNİN BERAATİNİ İSTEDİ

Saklıca, Cahit Nakıboğlu, oğulları Taner ve Emre Nakıboğlu ile Murat Zar ve Cihan Dağcı'nın "silahlı terör örgütü yönetmek" suçundan, tutuksuz sanıklar Ferhan ve İbrahim Nakıboğlu ile Mesut Çeven, Arif Çiftçi ve Emre Özkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, Hasan Hüseyin Nakıboğlu'nun da "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklar Ali Türkmen, Asım Çukadar, Cahit Aslanlı, Hakan Boynuyoğun, İmam Ali Barak, İsrafil Özemir, Kamil Abuşoğlu, Menderes Ulu, Ramazan Bulut, Sevda Budak, Yurdaer Billiç ve Mehmet Karatoprak hakkında yeterli delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesini isteyen Saklıca, firari sanıklar Mehmet Hilmi, Osman, Beyhan ve Bahaeddin Nakıboğlu'nun dosyalarının ayrılmasını, 51 şirketi bulunan Naksan Holding'in tüm mal varlıklarının müsaderesini talep etti.

TEFRİK KARARI

Mahkeme, başka dosyadan tutuklu yargılanan sanıklar Murat Zar ile Cihan Dağcı'nın dosyasının Naksan dosyayla birleştirildiğini belirtti. Mahkeme ayrıca savcının talebi doğrultusunda sanıklar Cahit, Taner, Bahaeddin, Emre, Mehmet Hilmi ve Osman Nakıboğlu ile Emre Özkaya hakkında "Vergi Usul Kanunu'na muhalefet" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama" suçlarının dava dosyasından tefrik edilmesine karar verdi. Sabah saat 10.00'da başlayan ve 21.00'de sona eren duruşmada mahkeme Cahit Nakıboğlu, Taner Nakıboğlu, Murat Zar ile Cihan Dağcı'nın tutukluğunun devamına karar verdi. Meral KINACILAR