• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Mutluluğu ne sağlar; para mı doğa mı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.01.2017, 00:00

Bir İskandinav ülkesi olan Norveç'le alakalı, "Acaba Norveçliler neden bu kadar mutlu?" başlıklı bir yazı/haber okudum, geçtiğimiz gün. Aynı yazıyı okuyan işadamı Hacı Sabancı, sosyal medya üzerinden bu habere bir yorum yaptı, aklımdan geçeni söyledi aslında; "Yüksek gelir seviyesi olmasın sakın?"...
Yüksek gelir seviyesinin mutlulukla ilgisi var, net. Ama bir o kadar da zekanın, seçilen hayatın ve şansın, kaderin, şartların etkisi var.
Yüksek gelir seviyesinin en üst basamağında kök salmış dostlarım var, yüzlerini gülerken görmek çok zordur mesela. Akıllarında hep alamadıkları son model araba (o da Türkiye'ye gelmesi geciktiğinden), bekleme listesinde olup da bir türlü kollarına takamadıkları krokodil çanta (elde ve sınırlı sayıda yapıldığından), illa bir şey vardır.

PARA ŞART MIDIR?

Yüksek gelir seviyesi diye bir şey varsa ve bunu bir merdiven gibi düşünecek olursak, alttaki basamaklarda duran ve yüzünden gülümseme eksik olmayan insanlar da tanıyorum.
Demek ki Hacı Sabancı ve ben, belki de pek çok insan bu konuda yanılıyoruzdur. Yukarda bahsettiğim yazıda Norveçlilerin mutlu olma sebebi, doğayla içiçe yaşamak olarak anlatılıyor. Şahane değil mi? Yaz tatillerinde mutlu olmamız sadece çalışmamaktan kaynaklanmıyor ki. İyi kötü bir yerlere gidiliyor, beş yıldızlı tatil köyü de olsa, bizzat ana babanın yaşadığı bir bozkır köyü de olsa; insanın yüzüne gerçek oksijen değiyor. Hani İstanbul'da veya diğer büyük şehirlerde oksijen sandığımız şey...

SEBZE VE MEYVE MUTLU EDER Mİ?

Yeşili ve maviyi görüyoruz, toprağa dokunuyoruz; tatillerde en çok sevdiğim şeyin pazara gitmek olduğunu söyledim yakın arkadaşım Seda Akgül'e, bunun bir salaklık olup olmadığını da sorarak. Ayvalık'ta neredeyse haftanın üç günü pazara gidiyor ve saatler geçirebiliyorum.
Seda, bunun bir 'salaklık' değil, bizzat mutluluğun ta kendisi olduğunu söyledi.
Taze sebze ve meyvelerin, yani benim örneğimde pazar yerinin; hayata anlam katan, hayatı hatırlatan, kokuları ve formlarıyla insana yaşam zevki veren, çocukluğa götüren, güvende hissettiren, yaşama devamı anlatan bir yer olduğunu açıkladı...

BÜYÜK ŞEHİR HASTALIĞI, HIRS!

İskandinav ülkelerinde İngilizce'ye "free air life" olarak çevirebileceğimiz, Türkçe'de "özgür doğa hayatı" olarak kullanabileceğimiz bir hayat felsefesi var; "friluftsliv" diyorlar.
Yaşadıkları evlerin mimari çizgilerinden ve kullandıkları malzemeden tutun da; yedikleri, içtiklerine kadar; tüm yaşamlarına yaydıkları doğa ile birlikte olma felsefesi, mutluluklarının kaynağıymış. Ahşap evlerde yaşamıyor, nehir kenarlarında gezmiyor, ağaçtan meyve toplamıyor, yalınayak toprağa basmıyor, radyasyondan korunmuyor, elimizden akıllı telefonları bırakamıyoruz. Mutlu olma ihtimalimiz yok yani. Fiyatı yüz bin Euroları bulan krokodil çantanın kadını mutlu etmeme sebebi de bu işte, ölü hayvandan medet ummak...
Büyük şehir hastalıklarını, hırsları, aşık atmayı, kıyafet ve kariyer yarıştırmayı bırakmadan, mutluluk bize haram yani...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA