-Alo, Mustafa Gür’le mi görüşüyorum? 
-Evet
-Müsait misiniz?
-Hayır

Aynen bu diyalogla bu kadar süre konuşabildik, İpek Yolu Üniversitesi Vakfının Başkanı ile... Taa, 2002’den bu yana Trabzon’da kurulacak olan vakıf üniversitesinin yıl 2017 olmuş bir tek ciddi adımı yok, bunu soracağız kendisine, verdiği cevap işte böyle... 
Müsait değilim. 
Oysa, Üniversiteyi anlatmaya geldiğinde her anlamda müsaitti. Şimdi İpek Yolu Üniversitesi Vakfı Başkanı Mustafa Gür’e sesleniyoruz. Sevgili ağabeyimiz. Biliyoruz ki iyi niyetle başladığın, Trabzon’un da desteğini verdiği, devletin en güzide arazilerini tahsis ettiği İpek Yolu Üniversitesi uğraşın hüsranla sonuçlandı. Şimdi yapacağın şu. Gel Trabzon’a devletin tahsis ettiği arazileri, üniversite yapacak girişimcilere devrini gerçekleştirebileceğini söyle...
Ortaklık, hisse isteme. Millet Trabzon’da arsa arsa diye midesini çatlatıyor. Bir ara da müsait olduğunda inşallah görüşürüz. Adam yemiyoruz ki bizden kaçıyorsun.

*****

O tweeti yüzüne söylediği an! 

Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Emre Aksoy kardeşimiz cesur gözü pek bir iş adamıdır. 
Genç yaşta iyi bir ivme kazandı. Trabzonspor’un bir ara başkan adayı oldu. Bana göre de iyi bir oy aldı. Şimdi Usta’nın yönetiminde kilit rolde. 
Başakşehir maçından sonra attığı tweet önemli.
Dedi ki: “Maçı doğru hamlelerle kazanabilirdik…” 
Şimdi önemli olan bu sözü, Twitter’den değil de hocanın güzünün içine baka baka söylemek. Bir yönetici bunu hocanın gözünün içine baka baka söylerse etik olur mu? 
Olmaz. 
Peki kim söyleyecek.?
Bunu söyleyecek, kurumsal güçten yetki alan biri olmalı. O biri olmadığı için Trabzonspor, mehter takımı gibi.

*****
Penaltıcımız Burak mı Sosa mı?
İşte nur gibi tartışma konumuz… 
Başakşehir maçında basın Tribününde Trabzonspor’un penaltı kazanması sonrası, kimin penaltıyı kullanacağına dair tahminlerde Trabzonsporlu basın mensupları ikiyi bölündü. 
Kimi, Sosa dedi kimi Burak. 
Kullanan Burak oldu. 
Oysa, gerçekçi tercih Burak Yılmaz mı?
Vuruşu gol de olsa işte size nur gibi yeni bir tartışma konumuz Burak mı? Sosa mı?

*****

Ersun Yanal Başakşenir maçının tekrarını izlediğinde…
Hani, Ersun Hoca, her maç sonrası, oynanan maçı kasetten futbolcuları ile izliyor, kimin nerede hata yaptığını ekranı dondurarak anlatıyor ya.

Yanal bu maçı tekrar izlediğinde 
Kendi hatasını;
-Ona söyleyecek 
-Onu ikaz edecek 
-Futbolcunun hatası var da senin yok mu diyecek 
-Şu dakikalarda niye müdahalen eksikti uyarısında bulunacak Trabzonspor’da bir kurumsal görevli var mı? 

Yok.
O halde…
Ucu açık bir durum var takımda..


*****

Hadi cevap verin bakalım...
Abdülkadir’i mi yoksa  Başakşehir maçını kazanmak mı önemliydi…?

****

Diyanet yayın evi ve eski belediye binası.
Bir kere daha anladım ki…
OFG;
Kendi bildiğini okuyor.
Belediye eski binasının İskender Paşa Camii’ne en yakın kısmını Diyanete vermiş. Kitap satışı için. Oysa, hemen bilanın arkasındaki alanda, tarihi bir bina var ve orada Diyanete vereceğin çok yer var.
OFG toplumdan gelen hiçbir öneriye sıcak bakmıyor.
Kendi bildiği en iyi doğru.
Bizim önerimiz şuydu.
Camiye en yakın yerde bir osmanlı kahvesi olsun.
Millet osmanlı tatlıları ve kahveleri ile tanışsın. Özel giyisileri ile sırtında ibrikle şerbetler satılsın. Cuma günü de koca Çınar’ın altında ney dinletisi olsun.
Başkan hiiiiiççç oralı değil. Ya meydanda böyle bir konsept aklına uymuyor. Ya da şehrin en akıllısı olduğuna inanıyor.

****

Yerel seçimde oyumu vereceğim adayı açıklıyorum.
Kim ki, Trabzon merkezde Kalepark’ı halka açacağım derse, oyumu gidip O’na vereceğim. 
Tabi, dip dalgası ile gelen bu toplum talebine bütün adaylar olumlu yaklaşıp ben açacağım diyebilir. Tek oyumu, tek kişiye verebileceğimi göre o zaman da; 
-Adayları ölçüp biçeceğim.
-Geçmişinde imar rantçılığı var mı araştıracağım.
-Kimin daha kararlı inançlı ve sözünde durur olduğuna bakacağım.
-Kim cesaretle görevinin ilk 100 gününde bu işi yapabilecek kavracaycağım.
-Seçim bildirgesinde yazıp yazmadığına bakacağım.
-Kalepark’ın yerini biliyor mu bilmiyor mu öğreneceğim. 
-Bakir olduğu gibi koruyacağım diyen var mı araştıracağım.

Sonra da kararımı vereceğim. 
Bugün, Kalepark olduğu gibi yerinde dursun diyenler, bana Kalepark’ı ranta açanların sesi, kalemi diyenler, partilerine yakın bir isim Kalepark’ı halka açacağım dediğinde nasıl bir moda ruha ve iki yapılı kişiliğe büründüklerine de görerek, “Göbeğimi kaşıyıyıp” oyumu öyle vereceğim.