"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman olmak emek ister!

M. Said ZEKİ
19 Mart 2018, Pazartesi
İnsanı insan eden, belki kâinata sultan eden iman ve İslâmiyetin giriş parolası Kelime-i Şahadettir.

Yani Yüce Yaratıcının var- lığına ve birliğine inanmak; O’nun elçisi olan Hz. Muhammed’in (asm) elçi olduğunu ve getirdiklerini tasdik etmektir.

İslâma giriş bununla başlar, ama bununla bitmez! Müslüman olmanın ilk şartı akıl sahibi olmaktır. Akıl sahibi olmayanlar sınavdan muaftır.

İslâmın temel hedefi bir mânâda insanın kendini tanımasıdır. Çünkü ‘nefsini bilen Rabbini bilir.’ Kendini ve Rabbini bilince sorumluluk alır. Dünyaya geliş gayesini, çevresinde bulunan kâinatın sırlarını, mutlu ve huzurlu yaşamanın formüllerini, nihayet ölüm ve ötesinin bilinmezlerini sorgular ve gücü yettiği nispette cevaplar bulur.

ÇOCUK, NASIL BİR İSLÂM FITRATI ÜZERE DOĞAR?

Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar. İslâm fıtrat dinidir. Ama nasıl bir İslâm? Soru size garip gelebilir. Birlikte düşünüp sorgulayalım. ‘Karıncayı bile incitmeyiniz’ diyen, insanı ahsen-i takvim, en şerefli yaratık olarak gören İslâm üzere mi, yoksa sırf başka bir mezhepte diye kardeşinin kellesini tekbir getirerek kesen, canlı bomba olup masumları öldüren İslâm üzere mi? ‘Tabi ki birincisi’ diyoruz hepimiz. Çünkü İslâm sulh ve sükûnettir. Barıştır. Huzurdur. Hakikî Müslüman elinden, dilinden emin olunan kimsedir. Bu dinin Peygamberi peygamberlik gelmeden önce de Muhammed ül Emin idi (asm).

Çocuğa biz kötü örnek olmazsak yalan söylemez, arkadaşına, çevresine zarar vermez, inanç ve düşünce ayırımı yapmadan ihtiyacı olan herkese yardım eder. Yaralı bir kuş görse tedavisine çalışır. Elindekini paylaşır vs. Örnekleri çoğaltabiliriz. Vurgulamak istediğim işte böyle bir fıtrat ve İslâm.

ÖNCE AHLÂK

İnsanlık tarihi din ve felsefe prensiplerinden hareketle ahlâkı anlama ve yaşama çabalarıyla doludur. Yaygın olarak huy karakter gibi kullanılsa da felsefe açısından ahlâk farklıdır. Belli bir dönemde, belli insan toplumlarınca benimsenmiş olan, şahıslar arası ilişkileri düzenleyen kuralların tamamı ahlâk adını alır. Ahlâk pratikte fayda sağlayan ve insanları mutlu eden prensipler bütünüdür. Ahlâkı konu olarak alan felsefe disiplinine etik (ethik) adı verilir. Şimdi kısaca temel kavramlara göz atalım.

AHLÂK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

İrade: Akıl ve tabiî eğilimler ikilemi karşısında kalan insanın tabiî eğilimlere karşı özgürce karar verme yetkisidir.

İyi: Yapılması istenilen şey.

Kötü: Yapılması istenmeyen şey.

Özgürlük: Baskı ve zorlama olmadan bir şeyi seçme gücü, hürriyet.

Sorumluluk: İyi ya da kötüden birini yapmanın doğuracağı sonucu üstlenmedir. Özgürlük (hürriyet) olmadan sorumluluk yüklenilmez. Çocuklar ve akıl hastaları sorumlu tutulmaz.

Vicdan: İnsanın ahlâkî değerler hakkında sahip olduğu şuur, bilinç.

Erdem: İradenin ahlâkî iyiye sabit bir yönelme biçimidir. Cesaret, cömertlik, bilgelik gibi.

Ahlâk yasası: İnsan eylemlerini belirleyen herkes için geçerli olan kurallar.

Ahlâkî karar: Yasaya özgürce (hürce) uyma, karar alma.

Ahlâkî fiil: Yasaya uygun hareketi yapma. Eylemin dış yüzü davranış (yapma), iç yüzü (yapmama) tutumu gösterir.

Ödev: Ahlâk yasasına uygun eylemde bulunma.

Mutluluk: Ahlâkî eylemin insana sağladığı ruh huzuru.

Peki, İslâm ahlâk için ne diyor?

GÜZEL AHLÂK İÇİN GÖNDERİLEN PEYGAMBER

Bir gün Hz. Ebû Bekir, hayran hayran Efendimiz’in (asm) yüzüne bakmış ve “Seni bu seviyede terbiyeye kim ulaştırdı? Seni böylesine kim olgunlaştırdı?” demişti. Bu soru karşısında Allah Resûlü (asm) fahirlenmemiş, o sıddık dostu Hz. Ebû Bekir’e şöyle cevap vermişti: “Beni Rabbim edeplendirdi; hem en güzel şekilde edeplendirdi.” Efendimiz (asm) bu sözleriyle, hem kendisine ait güzellikleri inkâr edip nankörlüğe düşmüyor; hem de o mazhariyetiyle fahirlenmiyor ve onu Allah’a havale ediyordu. (Münâvî, Feyzü’l Kadir, 1: 224)

En güzel edebi, en büyük ahlâkı yaşayan Peygamberimizi (asm) Kur’ân, “Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlâk üzerindesin. (Kalem Sûresi, 4) âyetiyle över. “Din güzel ahlâktır, ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim” buyurur Peygamberimiz (asm). “Onun (asm) ahlâkı Kur’ândır” Bir defasında Hz. Aişe’den Resûlullah’ın ahlâkı sorulmuş, O da Mü’minun Sûresi’nin birinci âyetinden onuncu âyetine kadar olan bölümü okumuş ve Resûlullah’ın ahlâkı budur, demişti.

Yapılan bütün ibadetler ahlâkî yönden zenginleşmek, iyi bir insan, iyi bir Müslüman olmak için yapılır. Çünkü ‘insan bu âleme ilim ve duâ vasıtasıyla tekemmül et- mek için gönderilmiştir’. Hedef ‘İnsan-ı Kâmil’ olabilmektir. Bu da büyük emek ve çaba ister. 

Ahlâkı yaşamadan iyi bir Müslüman olmak mümkün değildir. Din samimiyettir, din Allah’a karşı, nefsine ve topluma karşı dürüst olmaktır.

İBADETTEN ÖNCE AHLÂK

Meseleyi bir imamın camiye astığı ve sosyal medyada çok dolaşan şu sözle bağlayalım.

‘Çocuklarımıza ibadetleri öğretmeden önce ahlâklı olmayı öğretelim. Yoksa çocuklarımız; namaz kılan bir hırsız, oruç tutan bir sapık, hacca giden bir yalancı, kurban kesen bir tefeci, şehadet getiren bir terörist olabilir.’ Evet bu tehlike her zaman mevcut. Allah, gençlerimizi ve bizleri muhafaza etsin.

Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşayabilmemiz duâsıyla.

Okunma Sayısı: 3940
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı