Antik Çağ Yunan Müziği

Antik çağ Yunan müziği hakkında bildiklerimiz, neredeyse bilinen tüm her şey dışında bilgimizin en sınırlı olduğu alanlardan birisidir. Bu dönem Yunan müziği bilgilerimizi çoğunlukla Homeros’un eserlerinden alırız, ayrıca günümüze ulaşmış vazo ve duvar resimleri, lahitler, mühür ve sikkeler, heykeller ve antik Yunan’da insan hayatına sirayet etmiş her türlü yapı, mimari eleman üzerindeki her türlü tasvirden müzik kültürü ve müzikal çalgılar hakkında bilgi edinilmeye çalışmaktayız. 

Yunanistan coğrafyası açısından en erken müzik aleti buluntuları geç Neolitik – Bronz çağları M.Ö. 2000- 1200 ) arasına tarihlenen dönemleri işaret ederek Batı Makedonya, Teselya ve Mykonos civarlarından çıkarılan kemik Auolos’lardır (Flüt). Ayrıca müzikle ilişkili önemli fiziksel kalıntılar, Kiklad, Minos ve Miken uygarlıklarından geriye kalan eserlerde görülür, mermer figürinlerin de aulos ve arp görülür. Bunlar dışında elimizde on bir parça yazılı belge vardır, bunlar birkaç eksik papirüs, 4 el yazması ve 2 adet yazıttan ibarettir, bu yazıtlardan en önemlisi ileride sözünü edeceğimiz Tralleis’te bulunmuş olan Seikilos mezar yazıtıdır.

Antik Yunanlılara göre müzik tanrılar tarafından kendilerine gönderilmiş anlamlı bir armağandır ve bu sebepten çalgı aletleri tanrılara atfedilmiştir, ayrıca Antik Yunanlıların hayatında dans, şiir ve dinsel tören birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. İlk olarak İlyada ve Odysseia’da müzik, tanrısal bir uyarı ve insanları etkileyen bir güçolarak belirtilmektedir. Mitolojide Hermes Lir ile, Pan Syrinx ile, Athena Aulos özdeşleştirilmiştir. Dionysos ve takipçileri Satry ve Menad’lar ya da Orpheus’un çalgı aleti hep yanındadır, bu bir tür yalnızca müzikle uğraşan bir tür grup, sınıf ya da topluluk olduğunu işaret etmektedir

Müziğin gerçek anlamda ortaya çıkışında mitolojik temel dışında yine dinsel ve ritüelistik başka temeller bulunur. Tapınma etkinlikleri sırasında ortaya çıkan mırıldanmalar ve zamanla tekrarlanan ezgilere dönüşmeye başlar, ilk ezgiler tanrılar ve kahramanlar için oluşturulur. Çalgı en başta insan sesidir. Daha sonra insan sesini yükselten boru ve düdüklerle birlikte vurmalı çalgılar ortaya çıkar. El ve ayak vuruşlarıyla birlikte bir ritmi yansıtan her türlü nesne müziğin içerisine girer. Ok atmak için kullanılan yayda ki ses telli çalgıların temelini, sazlıklarda ki kamışların rüzgar alarak çıkardığı seslerin fark edilmesiyle üflemeli çalgılar ortaya çıkar.

 

Antik dönem müziği symposiumlarda, dini ayinlerde, mistik törenlerde, festivallerde, tiyatro oyunlarında ve savaş danslarında bir araç olarak kullanılagelmiştir. Antik dönemde müzik tanrısal bir büyü niteliği yüklenen bir anlama sahiptir. Müziği oluşturan şey tanrısal uyumsallık ve hazdır. Kadim Yunanlara göre müzik ruhun eğitimi ve arınmasında önemli bir yere sahiptir. Müzik ayrıca dinsel tapımlarda ve hastalıklarında tedavisinde kullanılır, Pergamon’da Asklepieion’da bu yöntemle hastalıkların tedavi edildiği bilinmektedir. Bir terapi ve tedavi yöntemi olarak müziğin kullanılması hakkında Hipocrates’in (M.Ö 460 – 377) şifa arayan hastalarını ilahilerle tapınaklara götürdüğü bilinmektedir.

 

Müzik bugün de bazı ruhsal hastalıkların tedavisinde terapi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Antik Yunanlılarda ise aynı ezginin yinelenmesiyle tedavi yapılabildiği inancı vardır. Hastalıkların tanrılar tarafında gönderildiğine inanıldığından tedavi genellikle yardımı istenen tanrıya şarkı söylemek yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu inanç çerçevesinde Apollon’un sanat ve müzikle ilişkisi olması onu en çok çağrılan tanrı olarak öne çıkarmaktadır. Ayrıca lir çalgısının kişinin sıkıntılarını giderdiği ayrıca inançlar arasındadır.

Müzik Yunan dünyasında sosyal hayatın her noktasına sokulmuş durumdadır, öyle ki 2. Messenia savaşının (M.Ö 8. – 7. YY) Tyrtaios’un ezgileri ile kazanıldığına inanılmaktadır. Savaşlar kazandırabilecek denli etkin rol oynadığı düşünülen müziğin zaferlerden sonra söylenilenine Epinikion denilmektedir.

 

Musıkinin tarihi süreçleri ile ilgili yazılarıma birkaç gün sonra Orta Asya ve Anadolu üzerinden devam edip  20. Yüzyıla doğru geleceğim. Türk Musıkisinin  eski medeniyetlerle etkilenişimi açısından Mezopotamya ve  Antik Yunan Medeniyetleri büyük önem arzetmektedir.