Durgun suya atılan büyükçe bir taş gibi Korona, insanlık âleminde büyük bir dalgalanmaya sebep oldu. Yeryüzü sakini insanın rahatı kaçtı.
Her gün güneşi düzenli doğan, her an hayat kaynağı nefesi gönderilen, gecesi gündüze, gündüzü geceye rahatça çevrilen, toprağı işleyen, rahmeti idame eden, mevsimleri şaşırmayan bir muhteşem işleyişe sahip dünyayı temellük eden insanoğlu, oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi şimdi mızmızlanıyor.
Alıştığı hayat düzeni bozulan insan derin bir şaşkınlığa düştü. Acizliğini anlayanlar arttı, bir kısmının benlik balonları patladı. Ulaştığı teknoloji, yaşanan modern hayatı ile neredeyse Yaratıcıya meydan okuyan insan, şimdi küskün çocuk gibi şöyle kenarda üzgün, göremediği virüsün gitmesini bekliyor.
Korona, insandaki ülfet perdesini yırttı. Alıştıklarına kör olan insana onların büyük hikmetlerini gösterdi. Böylece ‘her şeye hükmeden bir mülk Sahibi var’ inancı düşünen kafalarda pekişti. Kendi bedenine bile sahip olmadığını, emanetçi olduğunu gördü. Hastaların doktorlara yalvaran bakışları ve onların da aciz duruşları, insanın kul olduğunu bütün açıklığı ile anlattı. Her gün gelip geçtiği sokağın kendisinin olmadığını, görüşemediği dostlarının kadrini, kıymetini eve kapanınca hissetti. Nefes almanın, gezebilmenin, görebilmenin özgürlük olduğunu geç fark etti. ‘Evine dönmek’ kavramı güçlü bir şekilde bir kez daha geldi insanlığın gündemine. Şimdi evinde mahkum insan evlatlarıyla, eşiyle mukadder kaderini konuşuyor. Çocuklarını, eşini yeniden tanıyor. Onların renkli dünyalarını keşfediyor. Okullar tatil oldu, uzaklardaki çocuklar eve geldi. Anne baba onlarla hasret gideriyor. Yüce Yaratıcı birilerinin içinden geçen dualarını/kiminin de beddualarını kabul etti anlaşılan.
Mazlumun, masumun, yetimin, öksüzün, darda, yolda kalmışın, yaşlının, hastanın, anne- babanın ahı/duası arşa ulaştı. Hiçbir ‘ah’ın âlemde kaybolmadığı anlaşıldı. Her şeyin dizgini elinde olan şimdi mülkünde istediği gibi tasarruf ediyor. Gözle görülmeyen virüs, aldığı emirle, büyük ve anlamlı işleri kolayca yapıveriyor. Korona çok hikmetli işler görüyor, hayata hizmet ediyor. Evet, ‘Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder, vazife-i hayatiyeyi yapar.’ (Lemalar.)
Şimdi insan; kul olmak ya da mülkünden kovulmak tercihiyle karşı karşıya.