Müsaade edin!

A -
A +
Anayasa değişikliği ağdalı hukuki terimlerle medyada yer aldığı için çok kimse ne yapılmak istendiğini pek anlayamadı. Yarım anlayanlar olayı sulandırdı. Bir de benden dinleyin. Dilimin döndüğü kadar size özetlemeye çalışacağım... 
Bir defa anayasa değişikliği Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin tamamına yargı yolunu açıyor. Buna her türlü eylem ve işlemler dâhil. Mevcut anayasanın 105'inci maddesine göre Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu yok. Yeni düzenlemede siyasi sorumluluk getiriliyor. Cumhurbaşkanının bugün vatana ihanet dışında cezai açıdan suçlandırılması mümkün değil. Oysa yeni düzenlemede Cumhurbaşkanı yine vatana ihanet ile suçlandırılabiliyor.. Ceza aldığı zaman Cumhurbaşkanlığının düşeceği anayasada açıkça yazıyor. Bu, son derece önemli bir adım. Elinizi vicdanınıza koyun, tek adamlıkta böyle bir uygulamaya izin verilir mi? Tabii ki hayır...
HSYK’nın 22 olan üye sayısı yeni değişiklikle 13’e iniyor. Bunların 3’ünü Yargıtay, 1’ini Danıştay, 7'sini parlamento seçiyor. 4’ü cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Yargının tek kişiye bağlandığı kocaman bir yalan. Tam tersi anayasa değişiklik teklifi yasama ve yürütmeyi birbirinden tam olarak ayırıyor. Yeni düzenlemeyle vatandaş doğrudan yürütmeyi kendi seçecek, yasamayı kendi seçecek. Bu millî egemenliğin halka daha geniş anlamda yansıtılması değil de nedir? Askerî yargı kaldırılıyor. Türkiye'de sivillerin yargılandığı ceza mahkemeleri olduğu gibi, sivillerin hak aradığı idari mahkemeler var. Aynı şekilde asker kişilerin yargılandığı Askerî Ceza Mahkemeleri, Askerî Yargıtay var ve idari eylem ve işlemleri dolayısıyla da Askerî Yüksek İdare Mahkemesi var. Hukuk devletinde tek yargı olur, iki tane yargı olmaz. Askerler ayrı usule tabi, siviller ayrı usule tabi. Askerler ayrı mahkemede yargılanıyor, siviller ayrı mahkemede yargılanıyor. Bu sanki Türkiye'de iki ayrı devlet varmış görüntüsü meydana getirmiyor mu?..
Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Cumhurbaşkanı var. Yani çift başlı bir yürütmeye sahibiz. Yargı da aynı şekilde. Askerî ve sivil, o da çift başlı. Yargılamada birlik sağlanıyor, askerî yargı kaldırılıyor. Tabii Askerî Yargıtay da olmayacak. Cumhurbaşkanını halk seçiyor, bundan daha büyük bir demokrasi örneği olabilir mi? Partili Cumhurbaşkanı diyorlar.. Süleyman Demirel partili değil miydi?.. Turgut Özal ANAP’tan gelmedi mi? Aynı şekilde Ulu Önder ile İnönü de CHP’liydi. Bunlar cumhurbaşkanlığı görevini yürütürken, partileri gündeme geldi mi? Hayır. Parlamento kaldırılmıyor. Aksine milletvekili sayısı 600’e çıkıyor. Parti grupları aynen kalıyor. Yeni sistemde sadece hükûmetin kanun tasarısı verme yetkisi kaldırılıyor. Kanun teklifi verme yetkisi tamamen yasama üyelerine bırakılıyor. Böylece yasama güçlendiriliyor. FETÖ’nün tüm devlet kurumlarının en uç noktalarına kadar sızdığı bir ülke yeniden kuruluyor. Müsaade edin de, bunu, yıkılmaktan kurtaran kişi yapsın...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.