30 Mart 2020 00:10

Mülteciler geri gönderme merkezlerine gönderildi: Mültecilerin sağlığı tehdit altında

Pazarkule Sınır Kapısından alınarak geri gönderme merkezlerine götürülen mültecilerle ilgili konuşan insan hakları savunucuları mültecilerin sağlığının tehdit altında olduğunu söyledi.

Fotoğraf: Erim Furkan Akbelli/Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Türkiye’nin mülteciler için ‘Sınır kapısını açacağız’ demesinin ardından Avrupa’ya gitme hayaliyle binlerce mülteci Edirne’ye akın etti. Ancak Pazarkule Sınır Kapısı’nda bulunan tampon bölgede yaklaşık bir ay bekleyen mültecilerin ‘umut nöbeti’ sona erdi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’ndaki mültecilerin 9 vilayete götürüldüğünü ve geri gönderme merkezlerine yerleştirildiğini aktardı. Soylu, sabaha kadar operasyon yaptıklarını ve 5 bin 800 mültecinin oradan alındığını dile getirerek, “Tedbiren yapmak zorundaydık. Ama kimse kendisini rahat hissetmesin, bu risk geçtiği zaman kim gitmek istiyorsa biz ‘hayır’ demeyiz” ifadelerini kullandı.

YOLERİ: KABUL EDİLEMEYECEK BİR TABLO

Bakan Soylu’nun açıklamaları sonrası konuştuğumuz İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, mültecilerin Edirne sınır kapılarına yönlendirilmesinin ardından büyük bir insanlık dramı yaşandığına dikkat çekerek, “Mültecilerin insanlık dışı koşullara zorlanmaları ne insani ne de vicdani açıdan kabul edilemeyecek bir tablo. Soylu’nun açıklamaları bunların tekrar edeceğini bize gösteriyor” dedi. Mültecilerin Avrupa’ya geçişleri meselesinde hükümetin yaptığı açıklamaların sıkıntılı ve sorunlu olduğuna değinen Yoleri, “Neredeyse iki yüzlü diyebileceğimiz bir tablo var. Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yürürlükte bulunan Geri Kabul Anlaşması ile mümkün değil. Biz sınırlarımızı açsak, onlar da sınırlarını açsa bunun bir anlamı yok. Giden insanlar Geri Kabul Anlaşması’na göre geri gönderilecekler. Türkiye bu anlaşmayla onların geri gönderilmesini kabul ettiği için dolayısıyla bu kişiler sınırı geçmiş olsalar bile geri gönderilecekler. Dolayısıyla bu söylenen söz ‘Pazarlık konusu yapmaktan vazgeçmeyeceğiz’ anlamına gelir. ‘Bugün böyle ama yarın yine söz konusu edebiliriz. Geçici süreliğine salgın nedeniyle geri çekiliyoruz’ anlamına gelebilir. Mültecilik bir haktır. Evrensel bildirgede tarif edilmiş, uluslararası sözleşmelerde tarif edilmiş temel bir hak. Böyle bir hak tarif edilmişken devletlerin mültecilere böyle bir zulmü yaşatmaları, tehdit eden yaklaşımlarından dolayı toplumsal tepkiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bütün dünya insanlarının ‘Birlikte yaşayabiliriz’ talebini yükseltmesine ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
 

"GERİ GÖNDERME MERKEZLERİ ÇOK KÖTÜ DURUMDA"

Yoleri, hiçbir alt yapı hazırlanmadan sınıra yönlendirilen ve kaçak yollardan geçişlere özendirilen insanların mağdur edilmesinin en başta sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, “Konuştuğumuz bütün insanlar yerleşik düzenlerini bozarak oraya gelmişlerdi. Eşyalarını satarak, paraya çevirmiş, geçerlerse kaynak olarak kullanmak istediklerini söylediler. Bu çaresizlik salgın nedeniyle daha büyümüş oldu. Çünkü bundan sonra karın tokluğuna çalışmayı kabul etseler bile bir iş bulamayacaklar, ev bulamayacaklar. 15 bin kişinin orada sağlığının korunması mümkün değildi. O açıdan da zaten oranın boşaltılması gerekirdi” diye konuştu. Mültecilerin yerleştirildiği yurtların, kampların ve geri gönderme merkezlerinin koşullarına değinen Yoleri, “Kapasitenin üzerinde yerleştirildiler. Geri gönderme merkezleri açısından durum çok vahim. Geri gönderme merkezleri hapishaneden daha kötü koşullara sahip. Bütün bu insanların bu gibi ortamlarda beslenmeleri, sosyal mesafe denen şeyin sağlanamayacağı için şu anda mülteciler büyük bir tehdit altında” dedi.

"İNSANLIK DRAMINA NEDEN OLUR"

Sığınma hakkının İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile güvence altına alındığını söyleyen Avukat Hatice Can da “Koronavirüs tedbirleri kapsamında misafirhanelerde karantina altında tutulacak olan göçmenlerin daha sonra uygun bölgelere gönderileceği yetkililerce açıklandı. Halen Türkiye’nin egemenlik alanı içinde bulunan sığınmacı ve mültecilerin başta yaşam, barınma, beslenme, eğitim, sağlık olmak üzere her türlü haktan yararlandırılmaları lazım. Gönderildikleri illerde il göç idareleri tarafından uluslararası koruma kapsamında başvuruları ile kayıt altına alınmaları ve statü belirlemesinin yapılması gerektiğini düşünmekteyim. Korona salgınının can almaya devam ettiği, tüm sınırların ve sınır kapılarının kapatıldığı süreçte geri gönderme yapılamaz, yapılmamalıdır diyorum. Haklarından yoksun kalmaları halinde insanlık dramlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

İETT’de koronavirüs şüphesi: 7 çalışan karantinaya alındı

SONRAKİ HABER

"Evde kalamam, zengin değilim, işçiyim" diyen tır şoförü serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa