Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hatay benim hayatıma Saint-Joseph’li yıllarda, önce tarih dersinde 1938 yılında Atatürk’ün ilhalkı, daha sonra da sınıf arkadaşım Hatay’ın ilk ve tek cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in oğlu rahmetli Murat Sökmen (daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde önemli görevler üstlenmiştir) vesilesi ile dahil olmuştur. Birkaç ay sonra Bağdat Caddesi’nde evimizin önünden zaman zaman geçen bir amca dikkatimi çekti. Beyaz tozlukları, gümüş tutmalı bastonu, fötr şapkası ile tam bir beyefendi... Soruşturunca komşumuzun Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olduğunu öğrendim. Bugüne kadar hep Hatay’daki kültüre, değişik dinlerdeki insanların bir arada mutlu mesut yaşayışlarına ve de tarımda başta zeytin olmak üzere verdiği zengin dokuya hayran kaldım.
15 yıldır Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı görevini yürüten değerli dostum Hikmet Çinçin ile görüşmek, dünyanın en kıymetli modern eserleri arasında olması gereken bir yapıt olan The Museum Hotel’de kalmak için geçtiğimiz günlerde şehri ziyaret ettim. Bugünkü yazımda size Hatay’dan bahsedeceğim. Haftaya dünyada görülmeye değer eserler arasında sayılması gereken The Museum Otel’in sahibi Necmi Asfuroğlu’ndan ve bölge gastronomisinden söz edeceğim.

Haberin Devamı

Antakya’nın zeytini

Başkan aynı zamanda birçok karpuzu koltuklarının altına sığdıran bir kişi… Vasfi Ağa Zeytin İşletmeleri de tam bir aile işletmesi. Kardeşi Behiç ve oğlu Hakkı Çinçin, 1940’lardan beri kendi arazilerinde zeytin topluyor, aynı gün yıkıyor, natürel soğuk sıkım mahsulü şişeliyorlar. Bir pikap zeytin giriyor birkaç koli zeytinyağı çıkıyor.
Şimdilerde genç kuşak temsilcisi Hakkı Bey, daha gelişmiş teknoloji ile 50 tonluk rekolteye yükselme yolunda ilerliyor. Eminim ki yakında yeni ürünler ve yeni markalar doğacak.

Muhteşem Hatay

Şehirde hayat

Antakya uçakları her zaman dolu. Benim gittiğim uçakta da Porto Rikolu 100 kişilik bir grup vardı. Eski şehrin sokaklarında gezerken ciddi turist kafileleri gördük. Hem ülkemiz insanları hem de yabancılar…
Bu arada Halep ile yıllardır devam eden trafik tamamen durmuş. Sorduğumda bunun her iki tarafa da faydası olduğunu öğrendim. Başkan ile sohbetimiz sırasında Hatay’ın ünlü ihracatçılarından Ahmet Şeniz Melek geldi. Onun arkasından da Rusya’ya her hafta TIR’larla giden şekerpareler, hududa yakın bölgelerde yetişen çeşit çeşit meyveler… Sadece Rusya da değil; Ukrayna, Polonya ve Almanya’ya da ihracat var. Ayrıca yemeklerimize koyduğumuz biber, zahter, nar ekşisi, domates salçaları da birçok ülkeye gönderiliyor. Bir ticaret kaynağı da çok sevilen künefe ve kömbe (bir çeşit kurabiye). Bunlar da başta Orta Doğu olmak üzere birçok bölgede revaçta…

Haberin Devamı

KASAP-LOKANTA BİRLEŞMESİ: TUGAY KASABI

Eski şehirde restore edilmiş bir tarihi Antakya evinde değişik güvercin türleri, envaiçeşit kuş cıvıltıları altında yaptığımız sohbet sonrası “Tugay Kasabı’na gidiyoruz” cümlesine biraz şaşırdım doğrusu. Gayet şık bir restorandı.
Kasap bölümü ise 1995’te kurulmuş. Önce klasik olarak humus, süzme yoğurt, muhammara ve yoğurtlu patlıcan geliyor. Arkadansa spesiyal tabak sunuluyor. Soslu kekikli ekmek, lokum kuşbaşı, çok ince pideye sarılı beyti kıyma, ortasında da süzme yoğurt ve de en sonunda tepsi kebap… İnce kenarlı tepside Antakya baharatları ile karıştırılarak yoğrulmuş incecik tepsi köftesi. Her tarafı çöreotlu el yapımı yufka ile sarılmış. Baba Nuri ve oğlu Ümit’i kutlamamak elde değil.
Hatay, kendine özgü değişik bir yöre… ‘Tarih ve yemek’ dersek şehri özetlemiş oluruz...

Haberin Devamı

Muhteşem Hatay