MUHTARLARIN KEŞFİ

A -
A +
Hâdiseyi Hüseyin Çelik, Millî Eğitim Bakanı iken bize makamında anlatmıştı. AK Parti'nin yeni kurulduğu zamanlardır. Çeşitli vilayetler ziyaret edilerek yola çıkış maksatları anlatılmaktadır...
Parti ileri gelenleri, yine bir seyahat öncesi sabah hava meydanında buluşmuş uçağı beklerken bir yandan da gazetelere bakmaktadırlar. Hürriyet gazetesinin başlığı dikkatlerini çeker. Sanki başlık değil de kurşun atılmıştır. Doğrudan doğruya genel başkan Recep Tayyip Erdoğan hedeftedir.
Sonradan meşhur olacak başlık şudur:
"Köy muhtarı bile yapmazlar!"
Bu kehânet cümlesiyle hem hedefteki insan, hem muhtarlar ve hem de köyler horlanmaktadır. Ayrıca ve bilhassa Türkiye'nin bir vesâyet altında olduğu da ilân edilmektedir. Bir partinin iktidar olup olmayacağına da onun başındaki ismin Başbakan olup olmamasına da seçmem ve sivil irade karar verecekken o başlık, üçüncü bir unsuru daha haber vermektedir. Gücüne inanılmış o üçüncü unsur askerdir. Recep Tayyip Erdoğan'ın fena hâlde canı sıkılır. Ağızlarda tad kalmaz. Bunun üzerine Hüseyin Çelik, genel başkanı teselli edip havayı dağıtmak için müsaade alarak O'na bir şiir okur:
 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çıkar mademki yâr vardır 
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili
 
Şiir bittiğinde kalkış saati de  gelmiştir, uçağa binerler. Biraz mesafe katedildikten sonra Tayyip Bey, Hüseyin Çelik'e  "o şiiri bir daha oku!" der. Şiir bir daha okunur. Mısralardaki metafizik ürperti, sanki sn Erdoğan'ı da sarsıp güçlendirir.
Bir gazetenin başındaki yönetimin basiretine bakmalı ki o gün köy muhtarlığı bile çok görülen o insan, bugün Türkiye'nin en güçlü lideridir. Aynı zamanda dünyanın da en güçlü ilk üç liderinden biridir. O lider, iki yıldan bu yana haftada bir gün  muhtarları Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplayarak onlarla ülkenin mes'elelerini  paylaşmaktadır. Devlette fiilen bir "Muhtarlar Günü" ihdâs edilmiştir. Cumhurbaşkanı, muhtarlara lisanı hâl ile şöyle demiş olmaktadır:
-Beni hor görenler, sizi ve köyünüzü de hor gördüler!.. O gün bizi manşet yoluyla linç etmeye kalkışanlar, bugün gazetelerinde patronun merhametiyle tutunmaktalar. Halbuki siz de biz de işimizin başındayız!..
Bir asırlık tarihimizde muhtarlık, ilk defa böylesine yüksek bir mertebeye kavuşmuştur. Muhtarlık keşfedilmiş, muhtar ve yaptığı iş değer kazanmıştır. Muhtar, en uçtaki idarecidir. Mahallenin gözü kulağıdır. Muhtarları kazanan, ülkeyi kazanır.
Bir kısmını buraya aldığımız söz konusu şiire gelince:
Allah, kendisine sağlık dolu uzun ömürler versin. Sezai Karakoç ağabeyin "Sürgün Ülke'den Başkentler Başkentine" adlı bu şiiri, ilk defa 1975 senesinde merhum Ömer Öztürkmen ve merhum İrfan Atagün ağabeylerin çıkarttıkları Ortadoğu gazetesinin birinci sayfasında yayınlanmıştı. Orada yazdığına göre bu şiir, İstanbul için yazılmıştır.
Hakikaten has şiirdir.
Som altın değerinde bir şiirdir.
Şiir, bâzen insan için can suyu olur. Âyet-i kerîme mutlaka öyle, Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- mübarek sözleri muhakkak ki öyle, kelâmı kibar öyle. İnsan, bir kötü sözle yıkılabileceği gibi, bir güzel sözle de yeniden inşa olabilir.
Sözü ustasına bırakma vaktidir:
 
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz.

Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, sekiz cennet ede bir söz.
Yunus, şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın, o, şah katından seni ırak ede bir söz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.