5. Uluslararası İstanbul CNR Kitap Fuarı’nda okurlarla buluşan Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz Basın Özgürlüğü ve Yeni Asya başlıklı söyleşide konuştu. Basının tarihî süreçlerdeki değişim ve rolünü anlatan Güleçyüz, darbe dönemlerindeki yayınları değerlendirdi. “Türkiye’de basının demokrasi hassasiyetinden yoksun olması demokrasimizin en büyük sorunlarından biridir” dedi. Basının bugünkü yapılanmasını da değerlendiren Güleçyüz şunları söyledi: “Bugünkü  basın yapılanması televizyonlar olsun, gazeteler olsun maalesef büyük çoğunluğu itibarıyla iktidarın sözcüsü haline getirilmiş durumda. Muhalif basın yok veya var olanlar da iyice zayıflatıldı ve sürekli tehdit altında. Halbuki olması gereken şu: Demokrasi diyorsak demokraside iktidar da olacak, muhalefet de olacak.” 

Gazeteciler cezaevlerinde

Güleçyüz, “Meşhur bir söz var, rahmetli Demirel her fırsatta tekrarlardı. İktidar her rejimde var, ama hür muhalefet sadece demokrasilerde var. Türkiye de şu anda hem siyasî alanda göz dolduran bir muhalefet yok ve hem de daha vahimi, medyada ses getiren kamuoyu oluşturma gücüne sahip, özgür muhalefet yapabilen bir medya yapılanması maalesef ortadan kaldırılmış durumda. 2000’li yıllara girerken medyada var olan yıllardır bilinen birçok isim şu anda yok, köşesini kaybetti. Çalıştıkları gazetelerde siyasî baskılarla patronlara yapılan siyasî baskılarla ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı. Bunun sayısız örnekleri var” dedi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilân edilen OHAL’le durumun daha da vahim boyutlara taşındığını ifade eden  Güleçyüz, “Birçok gazeteci cezaevinde” diye konuştu.

Ağır bir hukuk krizi yaşanıyor

Yaklaşık 20 aydır tutuklu bulunan Şahin Alpay’ın  AYM’nin ikinci tahliye kararıyla serbest kalmasını değerlendiren Güleçyüz, “Alpay darbecilik yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı, tutuklandı. 75 yaşında kalp hastalığı olan rahatsızlıkları olan bir insan ve bir buçuk yılı aşkındır tutuklu. Ocak ayında AYM’nin vermiş olduğu tahliye kararına rağmen tutukluluğu devam ediyordu ve bu kararda Mehmet Altan da vardı. AYM dedi ki: Bu yazarlara yapılan hak ihlâlidir. AYM kararına hiçbir alt mahkeme uymuyorum diyemez. Derse orada tamamen bir kaos, bir kargaşa, ağır bir hukuk krizi var demektir ve bu kriz şu anda yaşanıyor” değerlendirmesinde bulundu. 

Gazeteciden darbeci çıkar mı? 

Tutuklamaların keyfi olduğunu belirten Güleçyüz, “Gazetemizin mensubu olan Nur Ener Kılınç da var. Nur yine o furyada, 1 Mart gecesi geçen yıl gözaltına alındı, üç gün sonra tutuklandı. 357 gün içeride tutuldu. 4. duruşmada ancak tahliye edilebildi, o da ev hapsi şartı ile. Nihayet tahliye oldu, ama 357 gün kolay mı demir parmaklıkların arasında, zindanda ağır şartlarda? Benzer durumda olan birçok gazeteci var. AYM’nin tahliye edilsin dediği Mehmet Altan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilirken, ayrı bir dâvâda yargılanan birçok gazeteci 7.5 veya 6.5’ar yıl cezaya çarptırıldı. Gazeteciden darbeci çıkar mı? Gazeteciden terörist çıkar mı? Terörist olduklarına dair bir delil var mı elinizde? Hiç yok, tamamen keyfi...  Bu Türkiye’yi hem içerde, hem dışarıda zora sokuyor” şeklinde konuştu. 

700’e yakın bebek hapiste

Cezaevlerinde 700’e yakın bebek bulunduğunu belirten Güleçyüz şunları söyledi: “Gazeteciler, birçok yargı mensubu, bürokratlar, Harp Okulu öğrencileri ve öğretmenler var hapiste. Hiçbir şekilde darbeyle ve terör ile ilişkilendirilmeyecek ev hanımları var. Yeni anneler, 30 günlük bebekler var. Böyle bir süreçten geçiyoruz. Kimsenin kendini güvende hissetmediği bir dönem... 

Bu hukuksuzluklara, bu haksızlıklara ve keyfiliklere karşı bir duruş ortaya koymak gerekiyor. Ama maalesef bu duruşu ortaya koyabilen çok fazla kimse yok. Tam bir korku ortamı hâkim kılınmış vaziyette ve sesini çıkaran başına bir iş geleceğinden endişe ediyor, onun için itirazı olsa bile seslendiremiyor.”

Yeni Asya tek başına mücadele veriyor

Gazetemizin tarihî süreçte maruz kaldığı baskıları anlatan Güleçyüz, “Gazetemizin farkı özellikle darbe dönemlerinde, baskı dönemlerinde ortaya çıkıyor. Yeni Asya Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerini kamuoyuna duyurmak maksadıyla çıkan bir gazetedir. Bu çerçevede o fikirlerin gereği olarak, her zaman demokrasiden, adaletten, hukuktan yana bir duruş ortaya koymuştur, darbelere karşı çıkmıştır. 12 Mart başta olmak üzere 12 Eylül, 28 Şubat dönemlerinde darbelere karşı tek başına mücadele vermiştir ve bedelini de ödemiştir. 12 Mart döneminde bir hafta, 12 Eylül döneminde 476 gün, 28 Şubat döneminde 1 ay kapatılmıştır. Son dönemde de 20 Temmuz OHAL sürecinde yaşanan hukuksuzluklara karşı  Yeni Asya yine maalesef tek başına mücadele veriyor, bu mücadelesinden dolayı bedel ödemeye devam ediyor, ama dünya durdukça bu duruşunu bozmadan yola devam edecek inşaallah” açıklamalarında bulundu.

RECEP KILINÇ - İSTANBUL