ATV'de sunduğu Müge Anlı ile Tatlı Sert programıyla milyonların sevgisini kazanan Müge Anlı, daha önce Tamer Karadağlı'nın sunduğu ve özellikle bir bölümünden sonra büyük tepki çeken Güven Bana adlı yarışmayı sunacağını duyurdu.

Programın formatı yol arkadaşının kendisine güvenmesini sağlamak üzerine kurulu. Yarışmada yol akadaşına güvendikçe kazanağın para artıyor. Ancak gvenini kazanıp parayı kazandıktan sonra istersen arkadaşını satmanın önünde herhangi bir engel yok.

Peki bu format Müge Anlı'nın bugüne kadar kamuoyunda oluşan imajına uygun mu?

Bence kesinlikle hayır!

Toplumun her kesiminin sevgisini ama en çok da güvenini kazanan Müge Anlı, Güven Bana yarışmasında bambaşka bir deneyime şahitlik edecek.

Konuyu daha iyi anlamanız için 5 Ocak 2013 tarihli yazımı aynen yayınlıyorum. Neden böyle yazdığımı 6 buçuk sene önce yazdığım yazıyı okuyunca daha iyi anlayacaksınız.

İşte 5 Ocak 2013 tarihli yazım:

OKUMUŞSUN AMA ADAM OLAMAMIŞSIN!

ATV’de yayınlanan güven bana adlı yarışma programında yaşanan bir olay bana Okumuşsun ama adam olamamışsın sözünü hatırlattı.

72 bin lirayı birlikte paylaşmaya karar veren ikiliden erkek(!) olanı, Kur’an üzerine yemin ettikten sonra sözünden döndü ve 72 bin lirayı tek başına aldı.

Birlikte yarıştığı kadın yarışmacının Kur’an üzerine yemin ettiniz. Ben size güvenmiştim hatırlatması üzerine tarihi bir cevap verdi.

Bir şekilde size güven vermem gerekiyordu

Devamında güya kendini masum göstermek ve vicdanını rahatlatmak için şöyle devam etti.

Emin olun, bu para eğitimim için kullanılacak.

Bu beyefendi 72 bin lirayla nasıl bir eğitim alacak bilmiyorum.

“Altın semer de vursan eşek yine eşektir” sözü yanı başımızda dururken, 72 bin lirayla, adam olmak için nasıl bir yol bulacak çok merak ediyorum.

“Okumuşsun ama adam olamamışsın”ın fotoğrafını çekin deseler bundan daha iyi fotoğraf olur mu, olmaz…

Şimdi çok ciddi bir eğitimden geçip, kariyer yapma yolunda adımlar atacak olan bu sözüm ona erkeğe kim nasıl güvenecek.

Mahalle bakkalı çırak olarak alır mı mesela bunu.

Alır da güvenir mi?

Mesai arkadaşları hep bir şüpheyle bakmaz mı?

Dün Kur’an üzerine ettiği yemini  bir dakikada bozan adamın yarın hangi yeminine, kim, neden güvenebilir?

Hanımefendi üzüntüsünü bastırmak için “Tek tesellim, paranın eğitim için harcanacak olması” diyor.

Oysa “eğitim için sözünden dönmesi genç bir erkeğin”benim en büyük üzüntüm ..

“Lütfen rahat olun” diyor, “paranın eğitim için harcanacağına inanabilirsiniz.”

İ-NAN-MAM…

O paranın eğitim için harcanacağına inanmam.

O paranın seni eğitebileceğine inanmam.

O parayla alacağın eğitimin seni adam edebileceğine ise hiç inanmam.



Yarışmanın daha önce bir tek bölümünü izlemiş ve tek kelimeyle “tiksinti” duymuştum.

“Yol arkadaşını satma” üzerine kurulu bir yarışmanın nesine bakacaktım.

En çok neye üzülmüştüm biliyor musunuz?

Butona erken basan ve parayı kapan yarışmacıyı orada bulunan seyircilerin alkışlaması çok dokunmuştu bana.

“Arkadaşını satmanın alkış aldığı bir ülke olmak” üzmez mi insanı?

Üzer…

Yarışmanın formatı bu, evet ama…

Batsın bu format…



Çok merak ediyorum.

Kur’an üzerine yemin ettikten sonra 72 bin lirayı kapan bu adam…

Ve diğerleri…

Yemin etmese de söz veren, güven veren diğerleri..

Butona erken basıp parayı aldıktan sonra eve döndüklerinde nasıl karşılanıyorlar acaba.

Ana, baba, bacı, kardeş, eş, evlat…

Gerçekten çok merak ediyorum.

Ne diyorlar, nasıl davranıyorlar, nasıl bakıyorlar…

“Helal olsun oğlum, yol arkadaşını kendine ne iyi güvendirdin, ne güzel sattın” der mi ana, baba?

Eş, daha bir güvenle bakar mı hayat yolunda beraber yürüdüğü yol arkadaşına, yoksa artık hep bir kuşku mu duyar bundan sonraki hayatında?

Bacı, kardeş eskisi gibi gurur duyabilir mi onunla?

Evlat “işte bu benim babam” “işte dünyanın en iyi kalpli annesi” diye gösterir mi arkadaşlarına…

Yoksa gizliden gizliye bir utanç, bir şüphe…

Sarar mı tüm bedeni, bütün ruhu…

Ve en kötüsü bu olmaz mı?

Her şey unutulur da bu unutulmazsa ne olur hali…

En yakınlarının, kuşkularını silmek için yüreklerinden, bu yarışmanın vereceği para yeter mi ki?...